25 Şubat 2020 Salı

NECMEDDİN-İ KÜBRA HAZRETLERİNİN FARİ RAZİ'YE MANEVİ YARDIMI

Fahri Razi hazretleri akli ilimlerde mezhep sahibi birisi idi. Hak Teala'nın vücudunu ispat için bin bir akli delil ikame etmişti. Necmeddin-i Kübra hazretlerinin şöhretini işitip onunla görüştü.Rabbani ilimine hayret etti ve kendisini halvete koymasını istedi. Halvete girdi göğsünde heybetli sesler işitti ve takat getiremeyip halvetten çıktı ve halini hazrete söyledi. Cenab-ı Necmeddin:"Felsefi nakışlar senin levhi sineni tırmalıyor. Eğer sabredeydin, onun yerine marifet nuru doldururlar idi".Fahreddin Razi:"Bilgimin benden alınmasını istemem" dedi ve sohbetten ayrıldı. Memleketine döndü. Son halinde iblisi lain kendisine musallat oldu. Hak Teala için saydığı delilleri birer birer iptal etti. Nihayet bir delili kaldı o delili dahi rededecekti ki ızdıraba düştü. İmam Necmeddin oturduğu dergahta batın nuru ile onun bu halini keşfetti ve meclistekilere onun bu halini haber verdi."Fahri Razi bir kaç gün fukara ile beraber vakit geçirdi. Düşmanın galip geldiği, imanının tehlikeye düştüğü bu vakitte, ona yardımdan sarfı nazar etmek mürüvvet değildir" buyurdu ve ruhaniyet ile Fahri Razinin imdadına yetişip dedi ki:"Ey Fahri Razi, o laine cevaben de ki "Muhbir-i sadık (S.a.v) bize Hakk'ın vahdaniyetinden haber verdi ve onun haberiyle bildim ki Hak birdir" bu ikrar ile şeytanın şerrinden kurtuldu"
"Sırr-ı din" vahdeti vücuddur ve vahdeti vücudu aklen ve ilmen idrak etmek kafi değildir. Zira akıl ve ilim insanı zevkan ve halen kesret tarafına çekip götürür. Binanaleyh akıl veilim mertebei şeriat ve tarikat için lazımdır. Hakikat mertebesinde akıl muzmahil olur. Bu nedenle Cenabı Mevlana efendimiz Divanı Kebir de buyurur:
"Atıp dilden ulumu eyleyeyim benden beni gafil
Huzuru dilbere layık değildir, zü-fünun gitmek"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder