Cansızlar alemi, nebatat olmaya aşıktır. Nebatat alemi ise
hayvanat alemine yükselmeye aşıktır. Hayvanat alemi ise insan mertebesine
yükselmeye aşıktır
İnsanların aşkı dahi mertebeler üzredir. Aşkın en aşağı
mertebesi eserlere olan aşk ve muhabbettir. Bu eserler insan suretlerinde,diğer
eşyaların suretlerindeki ölçülülük, musiki nağmelerindeki mevzunluk ve güzellik
gibi maddi yahut ahlaktaki tenasüb ve adalet gibi manevi ve ruhani olur.
İnsanın suretindeki cemal güzelliğini müşahede edenler dört
tabaka üzredir. Birincisi kalpleri nurlanmış insanlardır. Onlar nefsani
sıfatlardan saf olmuşlardır ve onların temiz kalpleri tabiat pisliğinden ari
olmuştur. Eşyada Hakk'ın zatından başka bir şey görmezler. Aşkta münhasıran güzel
suretlere kalplerini bağlamaya muhtaç değildirler.
İkincisi, Hak yolunun salikleridir ki, bunların nefisleri
Hakk'ın sebepsiz inayeti ile veyahut
mücahede ve riyazet ile tabiatın zulmetinden saf olmuşlardır ve nefsin
şehvetlerinden temizlenmişlerdir. Fakat cemali mutlakı insan suretindeki
güzellikten külliyyen kurtulamamışlardır. Onlar aşklarını şehvetsiz olarak bir
güzel insan suretine yöneltirler, bunların aşkına “aşkı mecazi” derler. Bu aşkı
mecazi bilahere aşkı hakiki-i Hak rengi alır ve bu kayıttan kurtulur.
Üçüncüsü aşkı mecaziden yakalarını kurtarıp aşkı hakikiye
vasıl olamayan taifedir. Gerçi bunlar nefsani şehevattan kurtulmuşlar ise de
onların aşkı bir sureti bırakıp diğer bir surete devamlı olarak yönelir. Bu hal
onların cemali mutlakı müşahedelerine mani olur.
Dördüncüsü, esfeli safilin-i tabiata düşen
şehvetperestlerdir. Güzel kadınları kucaklarına çekmek suretiyle hayvani hisleri
sükun bulur. Bu taife hevayı nefse “aşk” adını kor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder