TABİİNDEN OLABİLMEK

Son asırlar içinde İstanbul'un çeşitli camilerinde fıkıh, tefsir, kelam gibi dini ilimler okutulur idi. Fatih Camiinde hadis takrir ve imla eden mühim bir hocaefendi, bir gün evinde eline bir sopa alıp , canını sıkan kedisinin ayağını kırar. Ertesi gün şafak vakti camiye geldiğinde, her günkü mekanda otururken bir başka boyuta girer, zaman üstü bir nokta içinde kendini bulur. Bakar ki bir yüce divan kurulmuş bir taraftan savcı yanında hakim .karşılarında Hoca efendi ve kedisi. Mahkeme heyeti Hoca'ya "Bu kedi kılığına girmiş cin senden şikayetçidir, ayağını kırmışsın. Şimdi kısas uygulayacak ve senin de ayağını kıracağız" der .O anda hocaefendinin hatırına bir hadisi şerif gelir ve heyete "Hayır, kıramazsınız" der."Neden?" diye sorduklarında şu cevabı verir: "Efendimiz, Batnü'n Nahl'de cinlerden biat aldığı zaman onlara: "Başka mahlukatın suretine girerek , temessül ederek, değişik kılık ve şekilde ümmetime görünmeyin" buyurmuştu. Halbuki bu, bizim evde temessül ederek veya bir başka mahlukun içine girerek , yada perimsi bir başka canlıyla bizim eve gelerek , bana göründü "Hoca, delil olarak verdiği hadisi şerifin senedini de söyler. O sıkışık anda caminin kubbesi çiçek gibi açılır hadisi rivayet eden sahabi "Ben, bizzat kulaklarımla bu hadisi Resulullah efendimizin dudaklarından dökülürken duydum" der. Mahkeme hocanın beraatına karar verir. Bu hadiseden sonra sonra hoca yüz arkadaşına "Ben Tabiindenim" der ve nasıl olur? diye soranlara da: "Ben sahabeyi hakikaten gördüm" diye cevap verirmiş.