26 Şubat 2022 Cumartesi

İBN ATA(922)

 İbn Ata Abbasi hilafetinin gücünü yitirdiği ve anarşinin ülkenin her tarafına yayıldığı bir dönemde yaşamıştır.Güçlü merkezi otoritenin olmadığı, halifenin isimden öte bir anlam ifade etmediği dönemde Karmatiler gibi terör gurupları hem insanlara hemde islamiyete zarar vermiştir.İbni Ata bu dönemde on çocuğundan dokuzunu teröre kurban verince büyük bir üzüntü ve ruhsal çöküntü yaşamıştır.İbn Ata zühd hayatını Sünni çizgide tasavvufa çevirmiştir.İbn Ata ve Cafer-i Sadık dışında müfessirler ayetlerin hakikat ehli nazarındaki anlamlarına değinmemişlerdir.İşari tefsirin ilk örneği sayılan İbn Ata'nın tefsiri günümüze ulaşmamıştır.

İbn Ata, Hallac'ın en samimi dostu ve mürididir.Şeriatla tasavvufu birleştirdiği için Muhasibi, Cüneyd bağdadi müritlerine ibn Ata'yı örnek almalarını söylemiş, diğer şeyhlerin şeriat hallerine uymayan hallerini tartışmaktan men etmiştir.

İbn Ata, kulun varlığa sahip olmasını değil sahip olduklarına aşırı bağlılık göstermesini ve güvenmesini onu Allah'dan uzaklaştıracağı için tehlikeli görür.Bu denge içinde zühd hayatını önceleyerek kulu Allah'ı tefekkürden ve ona ibadetten alıkoyan her şeyi dünya olarak değerlendirir.Zahirdeki temnizlikle yetinmeyip Allah7ın nazar kıldığı kalbi her türlü riyadan, nefretten, aldatmadan, vesveseden ve haddi aşmadan temizlemek gerekir.İnsanın davranışlarının, amellerinin sıhhatini ve kıymetini niyetleri belirler.Amelin makbul olması, niyetin halis olmasına bağlı olduğundan batın hali önem kazanmaktadır. Takvayı zühd kavramı ile ilintili gören İbn Ata'ya göre takva dünyadan soyutlanmak değil , Allah ve Resulünün emirlerine kayıtsız şartsız teslim olmak anlamına gelir.

Gerçek anlamda Allah'a kulluğu ahde vefada, Allah'ın emir-yasak sınırını muhafazada , elde olana rıza göstermek ve elde olmayana sabretmekte  görür.

İbn Ata ,Hallac'la birlikte sorguya alınmış ve hallac'dan önce şehit edilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder