27 Mayıs büyük bir musîbettir, ülke için
maddî, manevî büyük bir musîbettir. Adnan Menderes ve arkadaşları on sekiz sene
yani 1932'den itibaren 16 Haziran 1950'ye kadar, Türkiye'nin minarelerinde
Ezan-ı Muhammedî “tanrı uludur” diye okunurken; 16 Haziran 1950'de Meclis
açılıyor, ilk toplantısında ilk alınan karar; Ezan-ı Muhammedî'nin aslına
çevrilişinin kabulüdür! İşleyişte, bir komisyona girmiş olan herhangi bir kanun
tasarısı eğer 48 saati doldurmamışsa, o ruzname, gündeme alınmaz ve
görüşülmezdi. Halbuki Menderes ayağa kalktı ve kürsüye gitti; bu kanun
tasarısının Meclis’te görüşülmesini talep etti ve 48 saat dolmadan Meclis’e
kabul ettirerek o gün Ezan-ı Muhammedî kabul edildi. Arkadaşlar, burada bir
yanlışa dikkat çekmek isterim; ‘Celal Bayar o gün tasarıya imza atmamış’
gibisinden spikülasyonlar var, bunların hiçbiri doğru değildir. Aynı günün
akşamında, yani 16 Haziran'da kabul edilip, Resmî Gazete’de yayınlanarak
Türkiye'nin gündemine girmiştir. O gün bugündür bu devam ediyor, inşaallah
kıyamete kadar da devam edecektir. Menderes’in şu cümleleri de çok
kıymettardır; idam sehpasına giderken; "Size dargın değilim, sizin ve
diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum,
onlara da dargın değilim, kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki ‘Adnan
Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere
müteşekkirdir!’”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder