ZİKİR ÜZERİNE
“Zikir Allah’dan başkasını unutmaktır”
denmiştir.”Unuttuğun zaman Rabbı’nı zikret”(Kehf 18/24) ayetinde “Allah’dan
başkasını unuttuğun zaman onu gerçek anlamda zikretmiş olursun”denmek
istenmiştir.Dolayısıyla zikrin kulu ulaştırması gereken nokta ,Allah’ı daimi
anma halidir.Zikrin belli bir vakti yokur.”Btün ibadetlerin en üstünü olan
namazın bile kılınmasının uygun olmadığı zamanlar var iken zikir her halükarda
yapılabilir”denmiştir.”Onlar ayakta,otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı
zikrederler”ayeti de bu manaya delalet eder.İbni arabi hazretleri,Hz.Peygamber
(s.a.v.)’in her anında Allah’ı zikrettiğini belirtmiştir.
Herevi (ö 1088)zikri gaflet ve Allah’ı
unutmaktan kurtulmak olarak tanımlamış ve zikri üç kategoriye ayırmıştır.
Birinci derecedeki zikir övgü,dua ve
riayet şeklindeki zahiri zikir
İkinci derecedeki zikir Hakk’a engel
olan perdelerden kurtularak daimi huzur haline ulaşmayı ifade eden hafi zikir,
Üçncü derecedeki zikir de Hakk’ın kulunu
andığnı bilmesi,kulun da kendi zikrini görmekten kurtulması olarak tanımlanan
hakiki zikirdir.
Zikrin nihayeti zikrin,zakirin ve
mezkurun bir olduğu bilinciyle kulun kendi zikrini görmemesi ve zikrinin mecazi
olduğunu idrak etmesidir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder