25 Mart 2017 Cumartesi

ALLAH'A VERDİĞİMİZ SÖZLER

Hiç birimizin hatırına gelmez.”Ben Allah’a ne zaman söz vredim?”diye.Yahut “Ben Allah’la ne zaman konuştum diye “düşünüp durur.Bu sözleşme:Cenab-ı Hakk7ın insanları Adem’in sırtından çıkartarak tevhid ve ubudiyyet hususunda ahid aldığı sirada Allahla aramızda olan antlaşmadır.Nitekim Allah teala buyurmuştur:”Ey Ademoğulları! Size Şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır” diye and vermedim mi?(Yasin 36/60).
İki tane sözleşme vardır:Biri muuhabbet üzere verilen söz,öteki de kulluk üzere verilen söz.Birincisi havassa,ikincisi avama aiddir.
Muhabbet üzere söz verenler, sözlerini ebediyyen bozmazlar.Kulluk üzere söz verenler sözlerini muhabbetle pekiştirenler de sözlerini bozmadılar.Ama sözleri muhabbetle pekiştirilmiş olmayanlar heva ve heveslerine uyarak Allah’dan başkasına kulluk ettiler ve bir çok şeyi O’na ortak koşup onları sevdiler.
Allah’a verilen sözü,kamil manada uyanıklığa sahip olup her türlü örtü ve perdeden sıyrılanlar hatırlıyabilir.Nitekim zünun-ı Mısri ye “Ben sizin Rabbiniz değilmiyim?”(Araf 7/172)şeklindeki misakın sırrı sorularak”Bu misakı hatırlıyormusun?”denildi.Mübarek şu cevabı verdi:”Evet sanki şimdi kulaklarımdaymış gibi hatırlıyorum”.Büyükler “Misak sanki dün olmuş gibi”derler ve hatırlarlar.Başkaları ise onu uzak görüp hatırlamazlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder