Asıl adı Mehmet Bahattin Doğramacı olan Baha Doğramacı, akademik titriyle ilanda yer almıştı. Ancak dostlarının, ailesinin, öğrencilerinin kullandığı ismiyle Baha Doğramacı öğretim görevliliğinin çok ötesinde bir kimliğe sahipti.
ANADOLU’YU DOLAŞTI
Tasavvuf çevrelerinde bilinir, hattatlar arasında tanınırdı. Eski YÖK Başkanı İhsan Doğramacı’nın kuzeniydi. Tasavvuftaki yerinin bilinmesini istemezdi.
Mehmet Bahattin Doğramacı, 19 Ocak 1920’de İstanbul’da dünyaya gelmişti. İlkokulu Göztepe’de bitiren Baha, kendisinden 15 yaş büyük ağabeyinin işi yüzünden Anadolu’yu bir baştan bir başa dolaşmak zorunda kalmıştı.
O yüzden ortaokul ve lise eğitimini de Anadolu’nun farklı şehirlerinde almıştı.Baha Doğramacı, başarılı bir öğrenciydi. İstanbul Üniversitesi’ne girmişti. O tarihlerde fakülteler ilk iki yıl ortak ders görüyordu.
KADAVRA SONU OLDU
Baha Doğramacı’nın aklında tıp fakültesini bitirip doktor olmak vardı. Ancak Baha Doğramacı’nın hayali üçüncü sınıfta son buldu. Tıp fakültesinde, anatomi dersinde “kadavra” olarak kullanılan cesetleri görünce, bu işin kendisine uymadığını farkederek bölüm değiştirmeye karar verdi.
Baha Doğramacı bundan sonra aynı üniversitenin edebiyat fakültesine devam etmeye başladı. Fakülte sadece eğitimine katkıda bulunmamış, evleneceği kızı da karşısına çıkarmıştı.Baha Doğramacı okulunu bitirdikten kısa bir süre sonra sınıf arkadaşı Mehlike Doğramacı’yla hayatını birleştirmişti.
HAMZAVİ-MELAMİ ŞEYHİ
Dedesi Konyalı Hacı Tahir Efendi, yazdığı kitaplarla literatüre girmiş bir Mesnevihandı. Baha Doğramacı’nın gönlü de hep tasavvufa yatkındı. Bu yüzden Mevlevi Sucu Ali Fani Dede’ye bağlanmıştı. Bir taraftan da devrin en meşhur hattatlarından Halim Özyazıcı’dan hat dersi almış, celi sülüs yazıyı öğrenmişti.
Tasavvuf çevrelerinde Sucu Ali Fani Dede’den sonra halifeliğine Baha Doğramacı’nın geçtiği kabul edilmektedir. Doğramacı’nın yakın çevresinde neyzen Niyazi Sayın, ebrucu Mustafa Düzgünman, Eşref Ede, Mahmut Dipşar, Ahmet Yüksel Özemre gibi isimler bulunmuştu. Ünlü vaiz Şemseddin Yeşil ve sahaflar şeyhi Muzaffer Ozak’la da dostlukları biliniyordu. Yakın çevresindeki isimlerin tamamı, tasavvufun belki de en gizemli kolunun, Hamzavi-Melamiliğin bağlılarıydı. Hamzavi-Melamiler, kendilerini Hacı Bayram Veli’ye nisbet ediyorlardı. Pirleri ise bir Bayrami halifesi olan Hamza Bali’ydi.
İKİ KİTAP YAYINLADI
Baha Doğramacı, tasavvuftaki yerini, bağlılığını hiç anlatmazdı. Zaten Melamiliğin şartlarından birisi de bu “bilinmezlik”ti. Ancak yakın çevresindeki isimler ve yayına hazırladığı kitaplar bu bağlılığın izini taşıyordu. Geçen yüzyılın en önemli Melami şeyhlerinden Osman Kemali Baba’nın Aşk Sızıntıları ve İrfan Sızıntıları adını taşıyan kitapları Baha Doğramacı tarafından hazırlanmış ve yayınlanmıştı.
Sosyal Sigortalar Kurumu’nda uzun yıllar çalışan ve müfettişlik yapan Baha Doğramacı, buradan emekli olmuş, daha sonra da Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim görevliliği yapmıştı. 94 yaşında hayata veda eden Baha Doğramacı, Yeni Sahra Mezarlığı’nda sırlandı. İçinde Dede Ömer Sıkkıni, Muhamad Nur’ül Arabi, Ahmed Amiş Efendi gibi tarihe damga vurmuş isimlerin arasında yerini aldı ve Hamzavi-Melami geleneğinin bilinen son ismi oldu…
ALINTIDIR
26 mayıs 2014 de vefat etmiştir
BUGÜN GAZETESİNDEN ALINTIDIR..


Baha Hocam,böyle şeyleri hiç sevmezdi biiiiir.İkincisi,Sucu Ali Dede ile gençliğinde bir kere görüşmüşlüğü var,o kadar..Nereden çıkardınız bunu ya,biyad etmişte,sonra halifelik almışta...hiçbiri doğru değil.Sucu Ali Dede ile sadece,Niyazi Sayın gençliğinde çok yakındı,o kadar..Baha Hocam'ın ne ilgisi var böyle uydurma şeylerle..Hakikat ehlinin olmaz nişanı...Helallik filan,bunlar Fahr-i Kainat Efendimiz döneminde,olmayan,sonradan bu Muaviye piçinin filan uydurduğu şeyler.Hakikat ehlinin olmaz nişanı..Hocamın öyle şeylere ihtiyacı yoktu..Ve böyle şeyleri hiç sevmez ve kızardı..Tarikat şeyhleri ile(o da dosdoğru bir şeyh ise),Hakikat yolunun İnsan-ı Kamil'ini ayırd edemediğiniz için,böyle şeyleri ulu orta yazıyorsunuz..
YanıtlaSilBUGÜN GAZETESİNDEN ALINTIDIR.. konu tamamen internetteki bugün gazetesinden kopyala yapıştır yapılmıştır..lütfen siz tam doğru olanı yazıp bilgilendirirseniz çok hayırlı bir iş yapmış olursunuz..
YanıtlaSilsizler helallik safhasını geçmiş olabilirsiniz..ama hala cenaze namazlarından sonra helallik istendiği bir gerçektir..bunu diyanetle konuşmanız lazım.. ilginiz ve son derece ince nezaketiniz-hassasiyetiniz için teşekkür ediyoruz..
BAHA BEYİN KİTAPLARI NEREYE BAĞIŞLANDI ACABA, BİR BİLGİNİZ VAR MI? ARADIĞIM BİR KİTAP ONUN KÜTÜPHANESİNDE İMİŞ. SELAMLAR
YanıtlaSil