"Asl"dan
maksat nedir denilecek olursa ayan-ı sabitesidir.Allahın isimlerinin türlü
görünüşleridir ama bu isimden murat Cenab-ı Hakkın bir sıfatı le zuhurudur.
Her
insan ayanı sabite yani kopup geldiği makam itibarıyla bir ismin mazharı
olduğuna göre onun o isme ulaşabilmesine,aslına kavuşması demektir.
İnsaniyet
mertebesini bulmadan evvelki maddi sıfatları,nebati ve hayvani mertebeler dahi
hep gecenin karanlığı demektir.Ancak insana erişince vahdet gününün nuru
ışımaya başlar.O zaman insan aslına vuslat için kabiliyet kazanır.
Aslına
vüsul iki türlü seyirle olur ki biri
ıztırari yani elinde olmayan,diğeri ihtiyari yani elinde olan arzusuyla yaptığı
seyirdir.
Izdırari(elde
olmayan)seyirde Hadi isminin tesiri ile nefsin icapları üzere ölüm gelip
kendini kendinden alınca hakikatı göremez.Aslını bulamaz.Aslına vüsul kabiliyet
mertebesi olan insan vücudunu giymişken burada o insanlığa yakışmayan nefsani
tutumundan dolayı ıztırari mevt gelince ölür ve aslına kavuşamaz.
İkinci
seyirde(ihtiyari olanıdır ki)ezelde Cenab-ı Hak o kimsenin kalbine muhabbet
meylini vermiş olduğundan aslını arama şevkini tattırmakla aslını arama
ihtiyacı hasıl olur.
Cenab-ı
Hak bu arayıcı kuluna mürşit suretinde tecelli ederek onu nebat-hayvan
mertebesinden geçirir.içini arıtıp temizler.Bu suretle dünyada iken aslı ile
aşinalık eder.Bulacağını bulur,göreceğini görür ,ihtiyarı ile ölüp nefsin
esaretinden kurtulup Hakk’ın esrarına mahrem olup aslını bulur.
Onun
gönlünün sırlarına nasıl varalım dersen Hz.Pir”benim sırrım ,benim
ahımda,sözlerimde gizlidir”der.Aslını bulmak mutlak bir kamil rehber bulmakla
olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder