27 Ekim 2015 Salı

Sırr-ı Ali.. BAZI ASHAB-I KİRAMIN Hz.ALİ HAKKINDAKİ SAVUNMASI..



BAZI ASHAB-I KİRAMIN Hz.ALİ HAKKINDAKİ SAVUNMASI..
 ..............alıntıdır


ve her bir sahabi savunma için edeple ayağa kalkıp, o devrin göreneğine göre, kendi aile soyu ile övünmek yerine ,hz Peygamberimizin onları övdüğü cümleler ile kendilerini tanıtıyor ve duyanlara tastik ettiriyorlardı ki, bu seyrü sülük görmekle eş değerdir.. yani silsile kökü bellidir.. birde her sahabi, hz Ali’yi savunurken ,aslında Peygamber efendimizin onlara söylediği yüksek taktirleri de sergilemiş ve böylece tarihin ölmez tanıkları olmuşlardır.. YANİ  BU HEPSİNİN AYRI  AYRI MAVİ BİR BONCUĞUNUN OLDUĞU KAYDIDIR
.. evet sahne düzeneğini ve olayları yazmayacağım. sadece ilk sahabelerin birbirleriyle nasıl kesin bir eminlikle, şüpheye yer bırakmayacak şekilde konuştuğuna tanıklık edeceğiz ve bugünkü rezil siyaset ilmiyle ne kadar medeniyette  ilerlemişiz mukayese edeceğiz.. ..buyrunuz  devri sahabiye….


Hâlid bin Sa’id ayağa kalktı ve şöyle dedi:”Ey Müslümanlar topluluğu! Allah sizi doğru yola hidâyeti ihsan buyursun. Resûl-i Ekrem hörmetine sizler bana ,Hz Resûl’i-Ekremin;”Kavmimin en doğru insanı şu Hâlid’dir dediğini tastik eder misiniz? ..Hazır olanlar:”Evet tastik ederiz” dediler. Bende sizin bu şehadetinize ,Allah’ımı şâhit tutuyorum.Ey burada hazır bulunan kardeşlerim,ben Allah’ı şahit tutarak haber vereyim ki, bir gün Resuli Ekrem bana:”Ali topluluğu yürütecek, kafirleri öldürecek bir şahsiyettir. Benden sonra Müslümanların umûruna (işlerine)o hakim olmalıdır” buyurdu..


Ebuzer-i Gıfarî ayağa kalktı ve şöyle dedi:
”Cenâb-ı Hakk,Resûl-i Kerîmi hakkı için sizi doğru yola hidayet buyursun.Sizler bana ,Hz Fahri Resûlün;”Ya Ebâ Zer, sen yalnız ölürsün,tek olarak gömülürsün ,tek başına haşr olursun ,tek olarak hesaplanırsın,cennete tek olarak girersin ,Cenab-ı Hak ikram olmak üzere sana yedi nefer verir.Onlar senin gaslinde (yıkanmanda) ve mezara götürülüp gömülme işinde çalışırlar” dediğine şahadet eder misiniz? Diye sorunca ,hepsi birden: ”Allah’ımıza kasem ederiz ki, dediğin gibi oldu.Biz de şahidiz dediler..Bunun üzerine Ebu Zer: “Ben Allah’ı şahit tutarak söyleyeyim ki, Hz Resûl-i Ekrem  bana ;”Ali benim kardeşim ve amcamın oğlu, torunlarımın babası, benden sonra Hüccetullah O’dur” dedi ,diyerek yerine oturdu..


Selmân-ı Fârısî kalktı ve:
”Ey Müslüman topluluğu!.Sizleri Cenab-ı Hakk, Resûl-i Kerim’i hörmetine doğru yola irşad buyursun” dedikten sonra ”Acaba, Resûl-i Ekrem, Salman bizdendir. Ehl-i Beyt’imizdendir “dediğine şahadet eder misiniz? deyince, yine mevcud topluluk bu iddiayı tastik ettiler.O da :”Ben Allah’ı şâhit tutarım ki,Resûl-i Ekrem bana”Ali Allah’dan hakiki korkanların imamı, alınlarında nûr-ı islam parlayan İman sahiplerinin rehberi ve yedicisidir(yol göstericisidir).Ve benden sonra Müslümanların Emiridir” diye buyurdu, dedi ve oturdu..

Mikdad bin El Esved el Kindî kalktı ve: “Ben Allahı şahit tutarak söyleyeyim ki, bir gün Resûl-i Ekrem bana:”Hârun’un Musa’ya yakınlığı neyse Ali’de bana o nisbetde, o derecededir. Fevz ü felâha erişenler, ona muhabbet edenler, sevgi besleyenlerdir. O’na adâvet eden kafirdir” diye buyurdu ,dedi ve oturdu..

Hz. Ammar bin Yâser ayağa kalktı ve: Allah sizleri doğru yola irşad buyursun,Resul-i Ekrem hörmetine.Ey Müslümanlar!Sizler Resul-i Ekrem’in “Ey Âl-i Yâser !Müjdelenmiş olunuz.Sizin karargahınız cennettir .Ammar daima Hak yoldadır ve Ammar nerede bulunursa bulunsun ,Hakk daima onunla birliktedir ve onunla kaimdir ve Ya Ammar! seni Allah’ın yolundan sapıtmış, azgın bir kalabalık öldürecektir. En son azığın bir bardak süt olacaktır”. diye buyurduğunu  duydunuz mu?”diye sordu.Orada bulunanlar hepsi bir ağızdan bu rivayeti kabul ve tastik ettiler.."....... ... ..."

Übeyy İbn-i Kâ’b kalktı ve:Ey Müslüman topluluğu!Hz Resul-i Ekrem Gadir-i Hum’da mimbere çıktı,Hz Ali onun yanında idi,sağ elini omuzuna koydu.Ellerini o kadar yüksekten tutmuştu ki,koltuk altları bile görünüyordu. Sonra;”Ey burada bulunanlar,ben kimin peygamberi isem Ali’de onun velisidir, onun mevlasıdır (efendisidir).Ya Rabbi! O’nu seveni sende sev,ona düşman olana sende düşman ol,ona yardım edene sende yardım et,onu zelil etmeye çalışanları sende zelil et”dedi ve oturdu..

Kays bin Sa’d bin Ubâde kalktı ve: Ey Ebu Bekir! Sen bu işin şahidi değil misin?Biz bir gün beraber Resul-i Ekrem’in huzurunda idik. Peygamber aleyhisselam sana yüzünü çevirip demedi mi ki; ”Ey Ebu Bekir! Ali’ye muhabbet eden bana muhabbet etmiş olur. Ali’ye buğz eden bana buğz etmiş olur. Allah’a buğz edenin burnundan yakalayarak(yani burnuna halka takarak) cehennem ateşine sokar.”


Ebu Bekir bu sözü tastik etti ve ayağa kalkarak şu sözleri söyledi: 
”Ey Müslümanlar! Ben de  şehadet ederim ki, Peygamber aleyhisselam buyurdu ve ben şöyle dediğini işittim; ”Ali ile muharib olana bende muharibim.Kim onunla sağ ve selamet içinde ise bende onunla beraberim” dedi ve oturdu…

Ebu’l Heysun Mâlik bin Teyhaniyyül Ensâriyy’ül Evs ayağa kalktı: Sizler buna şahid değil misiniz ki, bir gün peygamber beni göstererek:Bu İbnü’t –Teyhan’dır.Bu zat bana biat ettikten sonra beni tekzib etmedi. Bir kerecik olsun yalanlamadı ve hiçbir zaman münafıkane bir tavır göstermedi, demişti değil mi? diye sorduğunda  aynen  tasdik ettiler . Bunun üzerine:”Hz.Ali bir sefinedir(gemi),ona girenler necat bulurlar,yüz çevirenler gark olurlar ,helake giderler” diye buyurduğuna ben şahidim” dedi ve oturdu..

Sehl ibni Hanif Vehebbü’l-Ensârî-ül Evsî ayağa kalktı:  Ey Müslümanlar! Şahid olunuz ki ben,hz Nebi Zîşân’dan şöyle duydum. Buyurdular ki; ”Ali benim kardeşimdir, amcamın oğludur, ilmimin varisidir. Benden sonra halifemdir. O’na tabi olan mü’mindir,ona muhalif olan kafirdir”  dedi ve yerine oturdu..

Ebu Umame Huzeymet İbni Sâbit bin –il Fakih ibni Sa’lebetü’l- Ensari ayağa kalktı(zülşehâdeteyn=iki müminin yerine tek başına şehadeti makbul olan) Sizler şahit  değil misiniz ki; Hz. Neb’i-i Ekrem (sav) benim yalnız başıma yaptığım şahadeti kabul buyurmuşlar ve diğer ikinci bir şahsın bu babda beni te’yid edecek bir şahadetine lüzum hissetmemişlerdi” dedi ve orada bulunanların hepsi bunu tastik ettiler.. Bunun üzerine şöyle dedi:”Ben Allah huzurunda şahadet ederim ki ,ben Resûl-i Ekrem’den şöyle işittim:Ey hâzirûn!.gözünüzü açınız,kendinize geliniz, gafletten kaçınız. Allah Rabbiniz,Muhammed Nebiniz,İslam Dininiz, Kur’an imâmınız,Ali Hâdiniz’dir.Allah Ali’yi sevenleri sevsin, sevmeyenleri de sevmesin “diye buyurdu ve oturdu..


Ebu Eyyüb el Ensari (hz.Eyüp Sultan) ayağa kalktı:
Ey Ebu Bekir!Sen şu ayeti hatırlıyor musun?Hani onun inzal buyurulduğu günü… Ayet bu idi değil mi?”İnnema veliyyükümüllahu ve Resûlehu velleziyne âmenülleziyne yukıymünesselâte ve yu’tunezzekâte ve hüm râkiûn(*Sure-i Maide 55-58..Mânâ-yı Celîli: Sizin hakiki dostunuz Allah Teâla’dır.ve O’nun tabii Resulü ve müminlerdir ki; namazı kılarlar, kendileri namazda rûku halindeyken sadakayı verirler” demektir..(hz Ali namazda ruküda iken kendisinden sadaka isteyen bir fakire parmağındaki bir gümüş yüzüğü çıkartıp vermiştir. Bu ayeti şerife nazil olduğu zaman Sen ve yoldaşın ayağa kalktınız ,Ali’nin iki omuz arasından öptünüz.Ve “sen,bugün hayırlı bir sabaha kavuştun ,bütün erkek ve kadın müminlerin efendisi oldun “,böyle olmadı mı? Diye vâki sualine Ebu Bekir :” Evet öyle oldu” dedi.. Bunun üzerine Ebu Eyyüb devamla:“Ben Resûl-i Ekrem’den böyle işittim. Buyurdular ki; Ali mahlukatın arasında Allah’ın bir pırlantasıdır. O’nun velayeti doğru yoldur. Benden sonra ümmetimin hüccetidir.” Dediğine şahit oldum dedi ve yerine oturdu…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder