10 Ağustos 2023 Perşembe

MUAVİYEYİ TANIMAK

 Emevi Saltanatının kurucusu Muaviye'nin vahiy katipliği hadisesi uydurma haberdir.Çünkü Mekke'nin fethinden sonra müslüman olmuştur.Muaviye Mekke'de ikamet ettiği için Mekke'nin fethinden sonraki süreçte Medine'de olmasbıda hayatın olağan akışı içinde değildir.Muaviye güçlü hakimiyet için ekonomik gücün elinde olması gerektiğini tüccar olan ailesinden edindiği tecrübe ile biliyordu.Bu nedenle ekonomik gücünü artırabilmek adına herşeyi yaptı.Seferlerde ganimet toplattırılırken , kendisi mal harcama konusunda herşeyi mübah görüyordu.Öyleki bizzat içki, put  ve heykel ticareti yapıyordu.(Kaynak:Belazuri  5 cilt sh:137)

Muaviye sdedi ki,"Yer Allah'ındır, ben de Allah7ın halifesiyim; ne alırsam benimdir.Halka bırakmış olduğum ise o benim onlara olan iyiliğimdir"

Hutbede iken bir genç ayağa kalkar:"Ey Muaviye, seni ve ev halkını devlet malından bizden öncelikli kılan nedir? Oysa bu malların tümü , Allah'ın  kılıç ve mızraklarımızla bize ganimet olarak tanıdığı bir haktır.Bizim senin katında , dayın Velid, Deden Utbe  ve kardeşin Hanazala'yı( Bedirde müşrik olarak karşımıza çıktıklarında ) öldürmekten başka bir suçumuz olmadığını biliyoruz" dedi.

Muaviye ;" Hayır Allah'a yemin ederim ki, durum öyle değildir.Ey kardeşimizin oğlu ! Siz onları öldürmedinizde, Allah onları (Bedir'de) peş peşe gönderdiği meleklerle öldürdü.Bu da (benim için) bir ayıp ve kusur değildir". Ensardan olan genç :"O zaman ayıp ve kusur  nerededir?".dedi.Muaviye "Doğru söylüyorsun,.Bir ihtiyacın var mı? diye sordu.Genç:"Evet, ihtiyar bir annem ve henüz bekar kızkardeşlerim vardır.zaman aleyhimize döndü  ve başxımıza kıtlık olayı geldi". dedi. O sırada etraftaki beldelerden bir mal gelmixşti.Muaviye :"Şu mallardan istediğin kadar al" dedi.Genç de mbu maldan bineğinin kaldıracağını kadarını yükleyip gittikten sonra ,Muaviye hutbesine devam ederek onu tamamladı.

Muaviye siyasi bir deha olmakla Bedirdeki hadiseyi öyle bir noktaya bağlıyorki o gencin argümanı zayıflıyyor.Sonra konuyu değiştirip rüşvet vererek meseleyi kapatıyor.Devletin para ve gelirlerini böyle ilkesiz ve disiplinsiz bir yapıda kullanmayı kendine adet edindiğini rahatlıkla görebilmekteyiz.

Ebu Zer gıfari hazretleri Muaviyenin hoyratça harcamalarını tenkit ediyordu.Anadolu'dan elde edilen ganimete Muaviye "Allah'ın malı" der iken Ebu Zer hazretleri "Müslümanları malı" denmesi gerektiğini savundu.Çünkü Muaviye'nin dediği gibi düşünülünce , vali istediği bir şekilde yani Allah adına (!) malı harcayabiliyordu.Ebu Zer, Muaviye'nin Şam'da yaptırdığı sarayın Müslümanların malından yapıldıysa haram, kendimalından yapıldıysa israf olduğunu söylüyordu.Muaviye, Ebu Zer'i susturmak için çeşitlituzaklar kurdu.Hatta kendisine bir kese altın gönderdi.ertesi gün yanlışlk oldu diyerek altınları geri ıisteyecek, eğer altınlar mevcutsa Ebu Zer'in altın biriktirdiğini söyleyecekti.Ertesi gün  altınları Ebu Zer ihtiyaç sahiplerine dağıtmıştı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder