15 Mayıs 2017 Pazartesi

ZEKERİYE/YAHYA,RUH/KALB,LATİF/KESİF MÜNASEBETLERİ

 Meryem Suresinde Hz.Zekeriya’nın ve Hz.Yahya’nın hadesise anlatılır.Bu sure tefsir edilirken bazı büyükler şu tefsiri yapmışlardır.Zekeriya (a.s),insanın ruhuna ; hanımı ruhun eşi olan bedene; Yahya (a.s) da kalbe işarettir.Buna göre uzun zaman kalıba(bedene)bağlı kalması sebebiyle ruh, vasıtasız olarak ihali feyzi kabul edecek bir kalb meydana getirmekten uzak olmuştur.Sonra Zekeriyya (a.s)zikredilen vasıfları taşıyan bir kalbin doğumuyla müjdelenince , Allah’ın nuruyla diri olan kalbi, kısır bir kalıbın nasıl taşıyacağını kendisine gösterecek bir alamet istedi.Üç gece Allah’dan başkasıyla muhatap olmaman,yani insanlarla konuşamamandır.
Ruh ilahi feyzi kabul mahallidir.İlahi feyz her ne kadar ilk olarak ruhun nasibi ise de ruh latif olduğu için onu tutamaz ve ondan geçer.onu kalb kabul eder ve tutar.Çünkü kalbde safiyet(temizlik)ve kesafet vardır.Safiyeti dolayısıyla feyzi kabul eder, kesafetle de onu tutar.Tıpkı güneşin feyzini(ışığını)safiyetinden dolayı havanın kabul etmesi,fakat latif olduğundan tutamaması gibi Ayna ise güneş
İn feyzini safiyetinden dolayı kabul eder, kesafetinden dolayı onu tutar.İşte bu , emaneti meleklerin yüklenmeyip insanın yüklenmesinin sırlarından biridir.
Annesi olan kalıba(bedene)iyiliği ise onu kabir azabından kurtarıp cennete sokmak için şeriatın emir ve yasağına uygun bir şekilde kullanmasıydı.

Yaşlanan Ruh(Zekeriyya),yine kendisi gibi yaşlanan beden(Zekeriyanın karısı) de,ilahi feyzi tutmaya müsait bir kalbi veled (Hz.Yahya) verilmesini Hakk’dan niyaz eder ve bu kalbi Veled(Hz:Yahya) anne-babasına (ruha ve  nefse)çok iyilik eden bir oğul görevini icra eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder