1 Aralık 2015 Salı

İKİ ALEMİ DE YAŞAYANLAR

Tüm insanlar kesafet alemi dediğimiz bu cisimler alemini yaşar ve bu alemin kuralına tabi olur.Üşürse elbise giyer ısınır.Acıkınca yemek yer,susayınca su içer.Neşelenince güler,hüzünlenince ağlar.Melekut alemi denilen insan gözüyle müşahede edilemeyen görülmeyen alemi(alem-i batın)yaşayabilmek insanlardan ancak temizlenmiş(arınmış)olanlara bahşedilir.Bu aleminde mutlaka kuralları vardır.Zamanı,seyri,eşkali,gıdası olsa gerek.Bu iki alemi cem eden(birlikte yaşayan)insan bunları nasıl birbirinden ayırabilir!Nasıl sabredebilir?Hüküm verme makamında ise hükmünü nasıl verir?.Hani iki davacı Efendimizin huzuruna gelip mahkeme olmuşlar şikayetçi olan diğeri için"Benim sütümü içti"suçlamasını yapar diğeri inkar eder.İddia eden delili(şahit)sorulur.Yoktur.Diğerine de yemin teklif edilir.O da yemini yapar ve dava reddedilir.Efendimizin yanındaki sahebeden biri :Ya Resulallah,bu ret eden kişi yalan söylüyor!"deyince Efendimiz buyurmuştur:Evet.Ben sütü o kişinin midesinde görüyorum.Ama şeriat zahire göre hüküm vermeyi gerektirir.
İşte Batın alemde gerçeği müşahede ettiğin halde, zahir alemin ahkamı ile muamele etmenin zorluğu.Büyüklerin ifade buyurduğu gibi,Gördüğünü görmemiş,işittiğini işitmemiş,bildiğini bilmemiş olacaksın demişler.Kolay olmasa gerek.Kimin malı çaldığını bileceksin ama ona karşı zahiren masummuş gibi muamele edeceksin.Biz değil gerçeği bilmek,sui zan(kötü zan)nedeniyle hemen kolayca suçlayıp hüküm vermekteyiz,


Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder