3 Eylül 2023 Pazar

GÜZEL KONUŞMAK

 Tasavvuf Sohbetleri Salih Baba divanında, marifet konuşmak değil, yaşamaktır der ve konuyu şöyle özetler. Ehli aşkın sözlerini alıp satan aşık mıdır? Yine bir kelamı kibarda (büyüklerin sözlerinde) tasavvuf bilmek değil, bitmektir denir. 

Aslında konuşmak zor zanaat derler, yazmakta öyle. Bir kişi saatlerce konuşur ama hiç konuşmamıştır. Hz. Mevlâna “senin konuştuğun karşındakinin anladığı veya aldığı kadardır. Gerisi laf ü güzaftır” der. 

TODAİ Enstitüsü’nde işinin ehli bir profesörün konferansına katılmıştım. Katılımcılar üst düzey kamu görevlileriydi. Konferansın konusu, “etkili konuşabilmeydi.” Mükemmel bir sunumdan sonra hoca; söz almak isteyen var mı deyince, söz aldım. Hocaya güzel sunumundan dolayı teşekkür ettim. Naklen dinlediğim şu hadiseyi anlattım. 1969’larda Veli bir insan olan, Bayburtlu Dede Paşa Hz. (K.s.) (Allah onun sırrını mukaddes etsin) bir gün, misafir kaldıkları Ankara Dikmen’de sabah namazından dönerken, kafası demli yata kalka ancak yürüyebilen, Numan isimli biriyle karşılaşır. Gönül Ehli Dede Paşa Hz. (K.s.) ona doğru dönüp elleri göğsünde tazimle bekler. Numan Bey’de bu yaşlı amca herhalde para bekliyor diye düşünerek yanına gelir. “Dede ne istiyorsun der?” Veli zat Dede Paşa Hz. (K.s.) Bayburt şivesiyle, “evladım yolunu kesmeye haya ettim, istikbaline durdum” diye cevap verir. O dumanlı kafayla Numan Bey anlar ki, bu iş para işi değil. Evine gelip, ertesi gün kendine geldiğinde, beynine sanki çiviler batmaya başlar. Bu doksan küsür yaşındaki nur yüzlü zat, elleri göğsünde saygıyla benim yolumu nasıl bekler diye düşünür. Dikmen’de adamlarına haber gönderir. “Bulun bana bu misafiri” der. Huzuruna vardıklarında aralarında nasıl bir alış-veriş olduysa; Numan Bey bir daha ayrılamaz. Bu hikâyeyi anlattıktan sonra: “Sevgili hocam, etkili konuşma üzerine çok mükemmel bir konferans verdiniz. Hak dostu Dede Paşa Hz. (K.s.) nın bir duruşu, o kişinin hayatını baştan aşağı değiştirmiş, bu kadar güzel ve etkili konuşmanız, 

 Daha sonra konferans arasında, molada çay içerken, konuyu biraz daha açmamı isteyince; anlattım. 1989 yılında çalıştığım T. C. Emekli Sandığı Samsun Bölge Müdürlüğü nde memur emeklilerinin maaş çeklerini elden bankalara teslim ederdik. Ben de Gümüşhane Bayburt taraflarının emekli çeklerini götürmek üzere yola çıkmıştım. Amacım işimi tezce bitirip Bayburt Aşağı Lori Köyü’nde Cennet mekân Hak Dostu Dede Paşa Hz. (K.s.) nın konağında bir gece misafir kalmaktı. 1973 Eylül’ünde hakka yürümüş olan Dede Paşa Hz. (K.s.) nın büyük oğlu H. Mehmet Baştürk, bir zemheri ayında, beni en iyi şekilde misafir etmiş, sohbetiyle de ihya etmişti. Bir ara “evladım sözlerin dişi olsun” dedi. Tabi hiçbir şey anlamadım. Gözlerimin içine bakarak “evladım sözlerin kısır olmasın mana doğursun, hatta manalar doğursun” dedi. Konuşmamı bitirince, TODAİ Enstitüsü’nün tecrübeli profesörü bana dönüp, “biz etkili konuşmayı saatlerdir anlatıyoruz ama, sizi dinledikten sonra şu kanaate vardım. Bir konu ancak bu kadar mükemmel anlatılabilir, hem de saatler süren bir konuşmayla değil birkaç cümleyle” demişti.(SAFFET ÇALIŞKAN)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder