4 Ocak 2024 Perşembe

CAHİL SECDE ETTİ, OYSA KIYAM VAKTİ İDİ(MUUHAMMED İKBAL)

 

Müslümanlardaki şükür anlayışına bakıyorum, teslimiyet anlayışına, kadercilik, cihat anlayışına bakıyorum bir de Kur'an öğretilerinde bunlara tekabül eden emir ve öğütlere bakıyorum taban tabanı zıt ve kendi içerisinde paradoksal bir endam ve anlayışla yol alıyor; Müslümanlar ve Müslümanlık...

Fiziksel zulmü ve vahşeti her türlü imkanına rağmen oturduğu yerden geliştirdiği şükür, dua ve cihat anlayışıyla hallediyor. 

Kendini hiçbir yük, meşakkat ve somut bir sorumluluk almadan geliştirdiği anlayışla aslında bu yüce dine bir yük,külfet ve arıza oluşturuyor...  

Vakti gelmiş eylemsel cihadı, secde vakti ile karıştırmış bir cehalet ve kavramsal fırsatçılıkla savuşturmaya çalışıyor...

Muhammed İkbal ‘in "Cahil secde etti, oysa kıyam vakti idi" dediği hal üzereler...

Bulunulan gaflet konumuyla, kül yutmayacak Allah'ı bile es geçmişler... 

Garabet bir durum; kutsallık atfettiği öğretiye bu kadar zıt bir yaşam tarzları oluşan başka bir toplum yok.Şiddetli yerdiği modernizm yaşam tarzlarının tam kucağında ve arka planda her türlü çıkar devşirmede üstlerine yok...

İsrail resmen ve alenen, İslam toplumları başta olmak üzere tüm insanlığı imtihana tabi tutmuş. Hiçbir yaptırımla karşılaşmadan ve akıl almaz bir vahşetle yaşam koşulları her türlü zor fakat izzetli Filistin halkını tüm dünyanın gözü önünde peyderpey ya da hızlı bir şekilde yok etmeyi kafaya koymuş.

Resmen ve alenen, görülmemiş kışkırtıcılıkla yeni bir dünya savaşı ve faşist hayali üzerinden büyük İsrail 'i kurmanın jet hızıyla zeminini oluştururken, sözüm ona başta devasa kaynaklara sahip olan Arap ülkeleri yöneticileri, İslam ve dünya ülke yöneticileri, evvel zamanında  holokostla psikopat haline getirilen bu zümrenin azgınlığına ses çıkarmaya yeltenemiyor bile...

 Öte yandan bu nezih, hareketli ve adil dinin sözüm ona müntesip ve anlayışları biline ki kendi oluşturdukları garabet, çıkarcı, ilimden, bilimden ve fikirden uzak halleriyle bu dine yükler, artık yükler...Yoz, çürümüş istismarcı, menfaatçi, tembel ve ahlaki yoksunluğu zirve yapmış bu anlayışı yıkmak ve bu dinin hakettiği aydınlanma çağını da başlatması elzem olmuştur. 

Nezih ve aydınlanmış zihin, dünyayı karanlığa, zulme ve kana boğmak isteyen vahşet bir anlayışa karşı durabilir. Bu duruşa insan olan ve insanlığı olan herkesin ihtiyacı vardır. 

Nezih ve aydınlanmış onurlu duruşlara, selam olsun... ,(Ahsen Meryem Süveyda-Her taraf)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder