GERÇEK KULLUĞA ERİŞMEK İÇİN
Sehl b. Abdullah Tusteri şöyle demiştir:” Kişi şu dört şeye sabretmediği sürece gerçek kulluğa erişmiş sayılmaz.Açlık, çıplaklık, fakirlik ve alçak gönüllülük”
Ebul Abbas şöyle der:” Kulun dört vakti vardır.Bunların beşincisi yoktur.”Taat, nimet, masiyet ve bela” Her vaktin kulluktan bir hissesi vardır.Allah’ın koyduğu kanunlar icabı senin bu hakkı yerine getirmen gerekir.Kimin vakti taat, nimet içinde ise onun yapması gereken şükürdür.Bu da kalbde Allah ile olan sevgidir.Kimde bela ve masiyet vaktinde ise onunda başına gelen belaya rıza göstermesi ve masiyete karşı direnip sabretmesi gerekir.En yüksek derecelere ve gayelerin gayesine ulaşabilmek için vakitleri gözetmek ve onlara kulluktan nasibini vermek lazımdır.
İHLAS NEDİR?
İhlas ameli şirk ve gösterişten(riya) temizlemektir.Daha doğrusu ameli kulların mülahazasından arındırmaktır.
Cüneyd-i Bağdadi buyurmuştur:” İhlas kulla Allah arasında bir sırdır.Melek bilmez ki yazsın, şeytan bilmez ki onu bozsun; heva ve kötü arzu ylokturki ona kavuşsun” demiştir.
Fuudayl bin İyaz buyurur ki;” İnsanlar görecek diye ameli terk etmek riyadır.İnsanlar görsün diye amel etmek ise şirktir.İhlas’a sarıl ki ikisinden de kurtulasın”
Bir fıkıh kitabında denmiştir ki:” Birisi Allah Teala’ya halis bir niyetle namaza durup tekbir alsa, sonra kalbine riya girse namazını tekbirdeki halis niyetle eda etmiş olur.O kişi insanlardan ayrı kalınca namaz kılmıyorsa, o zaman riya olur.Ya da cemaatla namaz kılarken namazına özen gösteriyor, yalnız kılarken özen göstermiyorsa o takdirde yalnız namazın sevabını alır; ameli ihsan derecesine eremez”.
HER DİNİN HAK OLUŞU,BATIL OLUŞU
Her dinin hak oluşu , dinin kaynağı ile alakalıdır.Batıl oluşu ise, insanların nefislerinin uydurdukları şeyler sebebiyledir.
İMAM GAZALİ’NİN HZ.MUSA’YA CEVABI
İmam Şazeli hazretleri bir kitabında şu vakıasını anlatır:”Bir gün mescid-i Aksa’da yatıp uyudum.Rüyamda mescidin dışında bir taht kurulduğunu ve oraya guruplar halinde pek çok kimsenin girdiğini gördüm.Bunların kim olduklarını sordum.Bunların nebiler ve Resuller topluluğu olduğunu Hüseyin hallac7ın terk ettiği bir edep sebebiyle düştüğü durumdan kurtulması için Peygamberimiz Hz.Muhammed (a.s) ‘e şefaat talebiyle geldikleri söylendi.Tahta baktım, Resulullah üzerinde oturmakta idi.İbrahim, Musa, İsa Nuh a.s da dahil olmak üzere diğer bütün peygamberler yerde oturmakta idiler.Onlara bakmaya ve konuşmalarını dinlemeye başladım.Musa a.s , Peygamberimize :” Ümmetimin alimleri İsrailoğullarının peygamberi gibidir” buyurmuşsunuz.Bana onlardan birini gösterebilirmisiniz? Dedi. Peygamberimizi (a.s), İmam GAzzali’ye işaret buyurdular.Hz.Musa, Gazzaliye bir soru sordu. O, soruyu on şekilde cevap verdi.Musa (a.s) :” Sorunun cevaba uygun olması gerekir.Ben tek soru sordum sen on cevap verdin” şeklinde itirazda bulununca İmam Gazzali;” Aynı itiraz sizin içinde geçerlidir.Çünkü Allah Teala size “ Elindeki nedir ey Musa”(Taha 17) diye sorunca, “Bu benim asamdır” demekle yetinmeyip onun daha pek çok vasfını saydınız” diyerek bu itiraza karşılık verdi.
Ben bu sırada İibrahim, Musa ve İsa gibi peygamberler yerde otururken taht üzerine oturtulmuş bulunan Hz.Muhammed (sav) in kadr ü kıymetinin , şan ve şerefinin ne kadar büyük olduğunu düşünüyordum.Tam o sırada birisi ayağıyla beni dürttü.Uyandım ve mescidin kayyımını karşımda duruyor gördüm.Sonra gözümden kayboldu.O adanı şu ana kadar bir daha görmedim.
NEFSİ TERBİYE İÇİN
Nefsi terbiye etmek için mal ve evlat sevgisinden kaçınmak gerekir.Çünkü bunlar fitne vesilesi ve nefse yardımcıdırlar.Nefs, mal ve evladın çokluğu sebebiyle kibre kapılır.Nefs malı sever, terketmek istemez.bilakis biriktirip kibrini artırmak peşinde koşar.Nefsini ve tabiatını ıslah etmeyen talib, matlubuna ulaşamaz.Hac ibadetinde buna işaret vardır.Çünkü Beyt-i Harama varmak isteyen kişi , ona kavuşmak uğrunda rahatını terk eder ve malını harcar.Sureta Kabe’ye doğru yönelmek , iyani emre uuymak ve debe riayet içindir.Bütün kayıtlardan kurtularak Rab ve Mabud olan Allahp7a yönelen kişiye :” Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü(zatı) oradadır”Bakara 115) ayetinin manası tecelli ederve zahirin de mazharın da sırrı çözülür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder