4 Eylül 2022 Pazar

VAHDET-İ VÜCUD

Vahdet-i vücûd düşüncesini sistemleştiren İbnü’l-Arabî bu bakımdan tasavvufta bir okuldur. Eserlerinde ilahî vücûd birliğini değişik açılardan izah ederken, tasavvufî tecrübenin çoğu zaman aklın ve dilin sınırlarını aşması sebebiyle, insan aklını çözümleme açısından zorlayan cümleler sarfeder. Bu yüzden o, kimileri tarafından anlaşılamamış, tenkid ve tahkir edilmiştir. İbnü’l-Arabî’yi aşırı ve sert bir  biçimde eleştirip tahkir edenlerin söyledikleri “Şeyhü’l-Ekfer” lakabı, “Şeyhü’l- Ekber” den kinaye uydurulmuş bir ifadedir.

Bu tenkid ve tahkirlere rağmen İbnü’l-Arabî, Anadolu sahasında yetişen

birçok edip ve mutasavvıfımızın düşünce dünyasına nüfûz etmiştir. Ayrıca

vurgulanması gereken önemli bir nokta da şudur ki, Muhyiddin-i Arabî, şair ve

ediplerimizin eserlerinde daha çok üstün nitelikleriyle yer almıştır. Bu da onun, Osmanlı Türklüğü sahasında tekke mensuplarından medreselilere, her kesimden insan üzerinde derin etkiler bıraktığını göstermektedir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder