25 Eylül 2022 Pazar

MEVLANA'NIN HİLYESİ

 Mevlânâ’nın beyaz gülü andıran nurlu bir yüzü, dolunayı kıskandıran pâk alnı vardır. Hilâl kaşları güzellik sarayının kapısında bekleyen iki hâcip (bekçi) gibi durmaktadır. Siyah mürekkeple yazılmış iki mısraya benzeyen muntazam kaşlarının arası açıktır. Huten ahûsunu imrendirecek güzellikte iri elâ gözleri, yüz kitabına gümüş bir elif gibi yazılan hoş ve düzgün bir burnu vardır. Bakışları bir siyah taşı yakuta çevirecek kimya kaynağıdır. Kumral sakalları onun pürüzsüz yüz levhasına altın bir çerçeve, parlak bir hâledir. Sakalının üst kısmı Hz. Ebubekir’inki gibi seyrek, uzunluğu ise göğsünün üst tarafını örtecek şekilde sünnet-i seniyyeye uygundur. Bıyıklarını da sünnete uygun olarak kısa kesmiştir. Aşk ateşi ve riyâzât onun pâk tenini saf altın gibi sarartmıştır. Yüzü yeni açmış taze bir gülü andırır. Bu güzellikle o sanki ikinci bir Yusuf’tur. Fahr-i Kevneyn boylarında, hoş endamlıdır. Ne zayıf ne kiloludur, vücûdu tüysüzdür. Önceleri kilosu varsa bile cehd ü riyâzât ile zayıf düşmüş sanki hilâl olmuştur. Resûlüllah Hazretleri gibi önüne meylederek yürür. Bu yürüyüş bol meyveli taze bir fidanın eğilmesi gibi tevâzu ve teslimiyet içinde olduğunu îmâ eder

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder