25 Eylül 2022 Pazar

HİLYE

  lim, kültür ve sanat dilimizde hilye, Peygamber-i Zîşân’ın yaradılışını, güzel vasıflarını, bu vasıflardan bahseden manzum-mensur eserleri ve hat levhalarını ifade etmek için kullanılır. Dinî-Tasavvufî edebiyatımızda hilye türü zaman içinde Hz. Peygamber’in sûret ve bazen de sîretini konu alan hilye-i nebî geleneğinden doğan hilye-i enbiya, hilye-i haseneyn, hilye-i çâr-yâr, hilye-i aşere-i mübeşşere ve hilye-i evliya ile zenginleşmiştir.1 İrfan geleneğimizde Allah Resûlü’ne kesintisiz bir silsile ile bağlı bulunan tarîkat büyükleri Resûl-i Ekrem’in manevî otoritesini ve rehberliğini devam ettiren Peygamber varisleri olarak görülür. “Yüzleri Allah’ı hatırlatan”2 Hak dostlarına duyulan muhabbet ve bağlılıkla, onların hatıralarını canlı tutmak arzusunda olan sâlikler, şeyhlerinin hilyelerini kaleme almışlardır.

Tasavvufî gelenek Anadolu’da XIII. asırdan itibaren sosyo-kültürel hayatın içinde geniş bir şekilde yer almasına rağmen tespit edilen sadece 6 evliya hilyesi mevcuttur . Bunlardan üçü Mevleviyye tarîkatinin pîri Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî için, diğerleri ise Nakşibendiyye tarîkatinin pîri Bahâeddin Nakşibendî, Bayrâmiyye tarîkatinin pîri Hacı Bayram Velî ve Şâzeliyye tarîkatinin pîri İmam Ali eş-Şâzelî için yazılmıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder