22 Eylül 2022 Perşembe

RÜYALAR-ELMALILI AHMET HAMDİ

 Elmalılı Hamdi merhum da Yûsuf Suresi tefsirinde bu gerçeğe işaret eder ve sözün hakikati, mecazîsi, sarihi, kinayesi, iyi tanınmışı, garibi, îmâlısı, remizlisi olduğu gibi, rüya da öyledir, der. Ona göre rüyalar daha ziyade kişinin kendi iç dünyasındaki, benliğindeki gizli şuur algılamaları özelliklerine göre söylenen bir muamma, bir lügaz ve bir bilmece niteliğinde ledünnî birer remiz ve ilâhî birer semboldürlBundan dolayı onların te’vîli de kesbî ilimler ile değil, vehbî ilimler ile bilinir ki, bunun en aşağı derecesi ferâset ve ilhamdır, zirvesi ise vahiydir. Ve bundan dolayı peygamberlerden başkasının rüyası ya da rüya tabiri, ilm-i yakîn ifade etmez. Ancak görenin ve görüşün özelliklerine göre basit bir vehimde başlayarak yüzde yüz kesinlik ifade eden cezme kadar varabilecek çeşitli mertebelerde ferdî anlamda bir bilgi husûle getirir. er.slâm kültüründe rüya kadar rüyanın yorumu da önem arzeder. Yorum için te’vîl ve ta’bîr kelimeleri kullanılır. Te’vîl Arapça’da “dönmek” anlamına “evl” kökünden; “ta’bîr” “geçmek” anlamına gelen “ubûr” kökünden alınmıştır. Görülen rüyanın aslına döndürülmesi te’vîl, rüyanın zâhirinden bâtınına geçmek ise ta’bîrdir. Kur’an’da rüyaların yorumu için ta’bir ve te’vîl (Yûsuf, 12/6, 21, 43-44, 100) kelimeleri yanında “iftâ” (hüküm açıklama) kelimesinin çeşitli türevleri (Yûsuf, 12/43, 46) kullanılmıştır. Hz. Yûsuf’a rüyaların yorumunun öğretildiği (Yûsuf, 12/6, 21), Hz. İbrahim, Ya‘kūb ve Yûsuf’un gördükleri rüyaları tabir ederek bu yorum ışığında hareket ettikleri (Yûsuf, 12/4-6; Sâffât, 37/102) belirtilmektedir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder