16 Eylül 2022 Cuma

EŞREFOĞLU RUMİ, ŞEYHLERDEN ŞİKAYET,

  Eşrefoğlu Rûmî 15. yüzyılda yaşamış. Bize göre 15. yüzyıl Osmanlı’nın altın devri. Öyle anlatılıyor. Eşrefoğlu Rûmî’nin Müzekki’n-Nüfus adlı eserini açtığınız zaman orada da aynı şeyi görüyorsunuz: “Zira zaman azdı ve karındaşların dahi halleri döndü. Tuğyan ve münafık çoğaldı ve meşâyih kalmadı. Meşâyihe ve meşâyih sözüne itibar kalmadı. Beyler zalim oldular ve kadılar rüşvet-hâr oldular, ilme uymaz oldular ve ilmi kendi hevalarına çeker oldular. Ve müderrisler fâsık oldular: Tefsir ve hadis medreselerde okunmaz oldu. Fakihler ve din ilmin bilir kişiler az kaldı. Vaizler dünya için mescitlerde va’z edip akçe cem’ederler… İlimle, beyler ve zabitler ve avam kapısında rağbet bulamayan danişmentler şeyhlik tarîkin tutup müdara ile halkın dünyalıklarını ellerinden sühûletle alır oldular. Ve meşâyıhların hallerine münasip meşâyıh ağzından sözlerin ezberleyip meclislerde söyleyip kendilerini halka bir ehl-i hâl olarak bildirip halkı kendilerine bir mürid ve muhip edenler ve başlarına talip cem edenler, ârifler libasın giyip, zikir meclislerinde hâmuş olup, riya ile baş salıp, halkın levsin gözetirler. Dilerler kendileri halk arasından söylene. Diyeler: Filan şeyh asrımızın bî nazîr ferdidir. Ehl-i tasavvuf zannederler. Muratları celb-i dünya, etraftan libaslar ve nefâis armağanlar gele.” Bu da 15. yüzyıldan bir fotoğraf. Dolayısıyla biz bugünle ilgili çok menfî şeyler söylesek de bunları aşamayız. Bunlardan daha ileri bir şey söyleyecek halimiz yok. Artısıyla eksisiyle bugüne bakmak gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder