17 Eylül 2022 Cumartesi

TASAVVUF VE HADİS

  Hadis, Hz. Peygamber’in söz, fiil, takrir, yaratılış veya huyla ilgili özelliklerini inceleyen ilimdir. Hz. Peygamber’in ruhî ve zühdî hayatı ile bu konudaki sözleri, tasavvufî hayatın temelini oluşturmaktadır. Mutasavvıfların başlangıçtan beri hadis ilmiyle meşgul olduğu bilinmektedir. İlk zâhid sûfilerin ekserisi de muhaddistir. Ancak sûfîlerin hadis rivayeti konusunda, muhaddislerle aynı titizliği gösterdiklerini söylemek zordur. Çünkü muhaddisler, hadisleri hıfz ve rivayet için belli kıstaslarla öğrenip naklederken mutasavvıflar, hadislerin mânâ yönüne önem vermişler, irşat vesilesi ve ahlâkî öğüt şeklinde değerlendirmişlerdir. Bu sebeple senet konusu üzerinde de pek durmamışlardır. Mutasavvıfların eserlerinde görülebilen zayıf ya da mevzû hadislerin varlığının sebebi budur. Sehl-et-Tüsterî, “Ne zamana kadar hadis yazmalıyım?” diye soran birine, “Ölünceye kadar!” şeklinde cevap vermiştir. Bir başka sözlerinde de et-Tüsterî, “Dünya ve ahireti isteyen hadis yazsın; çünkü dünya ve ahiret menfaati ondadır.” demiştir. 2 Sûfîlerin hadis konusunda zâhir ulemasından ayrılan temel iki özelliklerini şu şekilde betimleyebiliriz: Hadislere birtakım tasavvufî mânâlar yükleyip bunları hadisin derunî ve bâtınî mânâsı olarak iddia etmeleri, keşfen sahih olan hadislerden bahsetmeleri. Mutasavvıflar hadis kitapları arasında senedi bulunmadığı için mevzû sayılan bazı hadisleri, eğer bu hadisler onların temel tasavvufî kanaatlerini yansıtıyorsa “keşfen sahih hadisler” olarak görürler. Bu konuda İbn Arabî, “Bir hadisi sahih saymanın iki yolu vardır: Biri, hadis âlimlerinin yolu ve hadis usulü, diğeri mutasavvıfların yolu ve usûlü” der. Ona göre, usûlüne göre mevzû olan bazı hadislerin keşif yoluyla sahih olduklarına hükmedilmeleri mümkündür. Hadis âlimlerinin sahih saydıkları nice hadisler vardır ki, bunların Hz. Peygamber’e aidiyeti, sıhhati ve mevsûkiyeti sabit değildir.  Mutasavvıflar, ayetler gibi hadisleri de işârî üslupla şerh etmişler, bu çerçevede kırk hadis mecmuaları meydana getirmişlerdir. Hakîm et-Tirmizî (ö. 320/932)’nin Nevâdirü’l-Usûl’ü, ilk tasavvufî hadis şerhi sayılmaktadır. Mutasavvıflarca telif edilmiş diğer hadis çalışmalarından bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz: • Ebu Bekir el-Kelâbâzî (ö. 380/990), Bahru’l-Fevâid • Ahmed er-Rifâî (ö. 578/1183), Hâletü Ehli-l-Hakîka Ma’allah • Sadreddin Konevî (ö. 673/1274), Şerhu Hadis-i Erba‘în • İbn Ebî Cemre (ö. 699/1300), Behcetü’n-Nüfûs.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder