KABETÜ'L-UŞŞAK BAŞED İN MEKAM
HER Kİ,NA-KES AMED İNCA ŞOD TEMAM.........
Bu makam Aşıkların Kabe'si oldu. Noksan gelen tamamlanır.
ALLAH İÇÜN ALLAH İLE ALLAH'A GİDERSİN
ALLAH'TAN ALLAH İLE ALLAH'A GELİRSİN
30 Haziran 2021 Çarşamba
MEZARDA HESAP VEREN KİM?
Mezarda bedenimiz hesap vermez.Çünkü dört unsur ölümle birlikte birbirlerinden ayrılır.Mezara cesetle birlikte nefs girer. Nefs cesedin yanında, bir başka boyut sistemine aktarılana kadar beklemek durumundadır. Nefs yeni bir boyuta geçene kadar özel bir imtihan vizesi almak zorundadır. Beden imtihana tabi tutulmayacaktır. Çürümeye devam edecektir. Mezarda imtihan olacak nefstir. Münker Nekir isimli iki melek bu imtihanı yapar.İmtihanda ilk soru “Adın ne?” dir. Bu soruya ,biyolojik yeteneklerini yitirmiş olan bedenin cevap vermesi söz konusu değildir. Ruh ise erişilmesi imkansız bir boyutlar sistemine gitmiştir. Burada cenab-ı Hak nefse ilk büyük dersini vermiştir: “Hadi bakalım her şeyi kendin yaptın,yaparım sanıyordun adını söyle de görelim” der.Eğer nefs bu soruya cevap verecek se tek enerji kaynağı gönlüne müracaat etmesi gerekir.Gönlünde ceryan yoksa iman ve amel ceryanı ile gönül aküsünü dolduramamışsa konuşma yeteneğinin olmadığını farkedip kıyamete kadar susacaktır.Ve de her an adını söylemek ve bu kuvveti bulabilmek ızdırabı içerisinde kıvranacaktır. Çünkü Münker ve Nekir her an seslerinin şiddetini artırarak sert tavırlar ile soruyu tekrar etmektedirler. Kabir azabı dediğimiz yıllar ve asırlar süren sorgulama budur. Eğer nefs gönül aküsünden ceryan alıpta soruyu cevaplarsa bundan sonra gelen soruları da bitirip Berzah dediğimiz zaman tüneline geçer. Ve bir anda kendini kıyamete iki saat kala bir yerde, zaman düzleminin kıyamet noktasında bulur.
CENNETTEKİ YAŞAM TARZI
Cennet hayatını,tıpkı dünya hayatındaki gibi; beden, ruh, nefs ve gönül dörtlüsü ile birlikte devam edecektir. Çeşitli cennet mekanlarında bu mutluluk ve hazlar kabiliyetimize göre değişiktir.Cennet-i mev’a da nefs ağırlıklı mutluluk, Adn cennetinde gönül ağırlıklı ilahi haz mevcuttur.
29 Haziran 2021 Salı
BÜDELA
HAKK'IN VELİ KULLARINDAN "YEDİLER" BAZEN GÖZDEN KAYBOLUP BİR ANDA ÇOK UZAK MESAFELERE GİDERLER. GÖZDEN KAYBOLDUKLARI VAKİT DE YERLERİNE, KENDİLERİNİN TIPKISI OLAN CANLI BİR BEDEN BIRAKIRLAR. BU BEDEN HAL VE HAREKET YÖNÜNDEN DE ASLINDAN FARK EDİLMEYECEK KADAR BENZERİDİR. BUNA BEDEL DENİR. BEDEL BIRAKMA GÜCÜ VERİLMİŞ OLANLARA DA BÜDELA DENİR.
VELİ KULLAR ALLAH'I İNSANLARA SEVDİRİRLER
VELİ kullar, Allah'ın mümtaz kıldığı insanlardır.Onlar insanlara Allah'ı sevdirirler. Dini anlatırlar. Fatih camisinde otuz yıl vaaz veren Hak dostu bir vaizin sohbetinde bir yaşlı kadın bulunuyordu. Bir gün kadına sordular: -Ne anlıyorsun bu dersten? demişler Kadın Rumeli şivesiyle cevap vermiş: -Be kızanım, görmüyor musunuz başında uçuşan melaikeleri? Ben onları seyretmeye geliyorum
HASAN TURABİ ÖMER EL BEŞİR'İ ANLATIYOR
Hasan Turabi Dünyaca ünlü bir İslam düşünürü. Müslüman coğrafyayı yazdığı eserlerle etkileyen Turabi, Batı medyasının da ilgi odağıydı. 1989'da eski Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in iktidara gelmesine destek veren Turabi, süreç içerisinde Sudan'daki yönetimin yozlaştığını belirttiği için Beşir ile yollarını ayırdı. 2001'de Beşir rejimi tarafından ev hapsine mahkum edilen Turabi, 2003’te salıverilse de 2004’te yeniden gözaltına alındı. Bir kaç yıl sonra gelen tepkileri hafifletmek için serbest bırakıldı. 5 Mart 2016'da vefat eden Turabi son nefesine kadar Beşir rejiminin yaşadığı yozlaşma, yolsuzluk ve adaletsizlikleri dillendirmeye, uyarmaya devam etti. "Sudan'ın vicdanı, bilge sesi" olarak anılan Turabi, 2007'de el-Hiwar TV'ye verdiği röportajında Beşir ve çevresindeki kadroların yolsuzluklar ve güç zehirlenmesi nedeniyle nasıl değişim geçirdiklerini şu sözlerle anlatıyor: Yollarımız ayrıldığında yolsuzluk daha kötü bir hale gelerek herkesi kapsadı. Bütün Sudanlılar bunu biliyorlar. Oysa ilk başlarda bizzat kendisi, ‘Eğer ailem için bir ev bile inşa ettiğimi görürseniz beni asın’ derdi. Ben özellikle onu ya da bir başkasını kastetmiyorum. İktidara geldiğinde kendisini engelleyecek bir kriter ya da ölçü olmayan kimse, Allah’ın kendisini gözetip denetlediğini de unutur. Yolsuzluk, mal sevgisi ve ihtirası bir kanser gibi yavaş yavaş yayılarak onu ele geçirir ve ne kadar çalsa da doymamaya başlar. Sudanlılara liderlerini, önemli bakanlıkları ellerinde tutan bakanları, üst düzey makamlardaki yetkililere açıktan, alenen ve göstere göstere kocaman evleri nasıl inşa ettiklerini sorun. Sudan halkı, bu kişilerin maaşlarının bırakın mütevazi bir evi, bir oda bile inşa etmelerine yetmeyeceğini biliyor. Bütün bunların kaynağının ne olduğunu da biliyorlar ve soruyorlar: Bu nereden geldi? Bu nereden geldi? Devletin mallarını ve paralarını eşi benzeri görülmemiş bir şekilde çalıp çırptılar. Sudan’da yolsuzluk her yeri kapladı. Sadece devletin zirvesinde değil, üst birimlerinden alt birimlerine kadar her yere yayıldı. Herkes, ‘Yetkililer çalıyorsa petrol gelirlerini zimmetlerine geçiriyorlarsa, bizim neyimiz eksik’ demeye başladı. Dürüstlük ve güvenilirlik kayboldu. Bunun yerine maddiyat ve para sevgisi herkesi ele geçirdi. Elbette herkesin böyle olduğunu iddia etmiyoruz. Şimdi kamu kurumları sözde sosyalizmi benimsedi. Ama aslında onlar bakanlıklardan daha çok yolsuzluğa batmış bir durumda. Onlar bizim kardeşimiz değiller. Bizim kardeşlerimiz güvenilirlerdi. Doğrusu tam bir dürüstlük timsaliydiler. Çünkü sahip oldukları mallar çalmaya değmeyecek kadar azdı. Çok az bir mal ile imtihan oluyorlardı. Oysa bugün üzerlerine tonlarca para yağıyor. Dolayısıyla dürüst ve güvenilir imajları yerle bir oldu.
CEHENNEM:NEFSİN ARINMA YERİ
Nefs ince bir tül zar gibi ruhu kapsar. Eğer nefste pürüz varsa bu pürüzler cehennem denilen yerde traşlanıp temizlenir. Nefs temizlenmiş bir şekilde ruhla birleşirse yeni bir boyuta geçip ebedi hayatı yaşar. Bu dünyada bunu temin edenler cehennem görmezler. Ancak bu temizlenmeyi yapamayanlar ise cehennemde bu temizliğe muhatap olurlar. Ölümsüzlük ve mutluluk bir Allah sırrıdır. Sonsuzluk boyutunu hak etmenin ve mutluluğun diyeti: Nefislerin temizlenmesidir. Dünya imtihanını vermedikçe bu akıl almaz güzelliğe erişilemez.
NEŞRİ SUHUF:AMEL DEFTERİNİN İFŞASI
Filmi geri sarmak tabiri ile önceki yaşananları geriye doğru giderek yaşamaktır.Ahirette Hak Teala zamanı tersine çevireceğinden tüm yaşantımızdaki yaptıklarımız bilgisayar ekranında bize gösterilecektir. Geçirdiğimiz imtihanlar çok önemli olan günah ve sevaplar ekranda gözükeceklerdir. İkinci ekranda ise bir tarz hesap hulasası cetvelini seyredeceğiz. Günahlardan aldığımız menfi puanlar yanında ibadet ve sevaplardan aldığımız müspet puanların bir tarz sayısal değerini göreceğiz. Bu ekranda günah ve sevap puanlarımızın sonuç rakamı ortaya çıkacaktır.Bir tarz elektronik terazileme işlemini seyredeceğiz. Ekranda seyredeceğimiz değerlendirmelerde en yüksek menfi puan, gurur ve bühul (cimrilik)den alacağız.Gururun yaşamdaki etkisi ve tezahürü; kibir, başkalarını küçük görmek ve topluca insanlara sevgiyle yaklaşmamak demektir . Buhulde yine gururla gelişen hiç kimseye yardım etmemek, kendinden başkasını düşünmemek, cimri olmak demektir.Bu iki günahtan daha yüksek menfi puan alan bir başka günah yoktur. En yüksek sevap puanlarına gelince:Üç temel sevap en yüksek müspet puan getirir.Birincisi Hak Teala'nın güzelliğini hem yarattığı her varlıkta, hem verdiği her kaderde görüp tasdik etmek, ikincisi namaz, üçüncüsü infaktır.Güzel ahlak yüksek puan getirir.
MAFYA ÇÖKMELERİ VE SERVETLERİN EL DEĞİŞTİRMESİ
Necib Sultanım buyurmuştu zekatı çok dikkatli bir şekilde verilse bile bir servetin ömrü 100 ila 120 yıldır. Akabinde servet el değiştirir.Buna karşın Batı'da kurulmuş bir çok çok ortaklığın nasıl devam ettiği sorusu sorulabilir. Buna şeffaflık ve adaletten ayrılmama diyebiliriz. Tabiki temelinde çalışanının terinin karşılığını vermekte vardır.Nasıl ki, beslenmesi ve barınma yerleri rahat olan bir hayvanatın yumurtası, eti, sütü beslenenlere mutluluk verdiği gibi,çalışanlarının emeği verilen bir ticari işletme de bereket olur ve ömrü uzar. İktidar Sedat Peker açıklamaları ile keskin bir viraja girdi.Çünkü söylenilenlerde hakikat var.asparagas,iftira yok.bu nedenle dinleyen insanlarda itminan duygusu oluştu. Fetö borsasından tutun insanların mallarına haksız çökülmenin örnekleri ile çalkalanmakta.Yarın durum değiştiğinde hesap vermesi gereken o kadar çok siyasetçi,bürokrat ve türedi zengin olacak ki,mağdur insanlar haklarını arama imkanı bulduklarında suçlular saklanacak delik arayacaklar ancak kayıtlar onları unutturmayacak.İlahi kural ceryan edecek. Çöken'e çökülecek.
28 Haziran 2021 Pazartesi
NEFS VE RUHUN BİRLEŞMESİ
Tekvir suresinin 7 nci ayetidir.Bilindiği gibi ruh ilahi bir ceryandır, beden ise maddesel bir varlıktır.4 boyutlu sistemin kuralları içinde(en /boy/ derinlik/ zaman)değişime uğramaya bir tarz ölmeye mahkumdur. Nasıl olurda bu iki unsur insan dediğimiz harika sistemde birleşir?Nefsin ruhla çiftleşmesi Tekvir suresinin yedinci ayetidir.Cenab-ı Hakk tekvir suresinin 7 ve 8 nci ayetinde çocuklarını öldürene, diri diri gömene , onlara iman vermeyerek manevi ölümlerine sebeb olanlara, çok şiddetli bir korkutma ile(ikap)"Siz evrenin en kıymetli varlığını nasıl sıradan bir canlı gibi görüp de ona karşı ölümü düşünebiliyorsunuz?" sorusunu gündeme getirmiştir. Çünkü insan maddenin ölümsüzlük kazandığı tek varlıktır. Ona karşı işlenen suç Allah'a karşı işlenmiş bir suçtur. Ruhla nefis birleşince ölümsüzlük meydana gelmektedir.
26 Haziran 2021 Cumartesi
İBNİ CEVZİ'NİN DUASI
İbni Cevzi(1292-1350) münacaatında şöyle diyordu: "Ya İlahi Senden haber veren dile azap etme! Sana delalet eden ilimlere bakan göze azap etme! Senin hizmetinde yürüyen ayağa, Resulünün hadislerini yazan ele de azap etme"
SEVİLEN HEP AYAKTA
Hazret-i Rabia'nın evine gece hırsız girer. Rabia gece uykudadır. Hırsız,evde ne bulduysa çuvala doldurur ancak çıkmak için bir türlü kapıyı bulamaz. Kulübe sadece dört duvar haline gelir. Hırsız tevbe edip çuvaldakileri boşaltır.Bir daha hırsızlık yapmayacağına tevbe eder.O anda kapıyı bulur.Kapıdan çıkacağı sırada dört duvar sanki dile gelir:"Seven uyudu ama, sevilen hep ayakta!.
SEVGİNİN ALAMETİ
Hz.Musa, Cenab-ı Hakk'a sordu:"-Ya Rabbi kulunu sevdiğinin alameti nedir? Allah (c.c) buyurdu: -Ona itaatimi kolaylaştırırım,Bana karşı günah işlemesini önlerim"
AYETLERDE ALLAH'IN SEVDİKLERİ
"ALLAH, BAŞKALARINA İYİLİK EDENLERİ SEVER"(MAİDE 13) "Allah, kendisine dönenleri sever"(Bakara 222) "Allah, kendisine güvenenleri sever"(Ali İmran 150) "Allah her hususta adalet ve insaf gösterenleri sevr"(Hucurat 9) "Allah muttaki(sakınan) kulların sever"(Tevbe 44) "Allah, sabredenleri sever"(Ali İmran 146) "Allah temizlenenleri sever"(Tevbe 108) Hadis-i şeriflerde ise: "Güzel iş yapan işçiyi Allah sever" "Allah güzeldir, güzelliği sever" ALLAH TEALA'NIN SEVGİLİ KULLARI ŞUNLARDIR Kİ;KULLARINI ALLAHU TEALA'YA,ALLAH TEALA'YI DA KULLARINA SEVDİRENLER VE YERYÜZÜNDE NASİHAT EDENLERDİR"
MUHABBETTEN MAHRUM OLANLAR
Allah Teala üç kısım insana muhabbet eder: 1-Allah yolunda temiz bir niyetle canlarını feda edenlere 2-Komşularının yaptıkları zulümlere tahammül gösterenler 3-Kafileler yola çıktığında yatağa yaslanmayıp hemen abdestini alarak Allah'ı hatırlayanlar. Cenab-ı Hak üç kısım insanı da muhabbetinden mahrum bırakır 1-Gurur ve kibir sahibi olanlar 2-Yardımlaşmada cimrilik yapanlar 3-Yalan yere yemin edenler,alış verişte bol bol yemin ederek malını satmaya çalışanların
ÜÇ GRUP İNSAN
Hazret-i İsa (a.s) üç kişiye rastladı.Bunların bedenleri ve yüzleri solgun idi.Onlara sordu;"Derdiniz nedir böyle solmuşsunuz?.onlar dediler ki:"-Cehennem korkusu bizi bu hale getirdi. İsa (a.s) onlara "Allah Teala , korkanları Cehennemde yakmayacağını vadetti" dedi. Sonra bir başka guruba rastladı .Bu gruptakiler öncekilerden daha perişan bir vaziyette idiler. Hz. İsa:"-Bu durumunuz nedir?" dedi.O kimseler:"Ya İsa Cennet aşkı bizi bu hale getirdi. Hz. İsa onlara şu müjdeyi verdi:"-Umduğunuzu Allah size vaad etmiştir., Hz. İsa'nın yolu bir başka topluğun yanına düştü ve bu topluluk ötekilerden daha perişan idi.Onlara da sordu:"Durumunuz nedir?" diye.O topluluk:"-Allah sevgisinden bu hale geldik" dediler. Hz.İsa onlara:"İşte sizler mukarreblersiniz" dedi
OMUZLARA BAKMAK
Necib Sultanım buyurmuştu.Ziya Efendi'ye zahiren yardım edip ona mürit getiren Ankara'da PTT müdürü Mahir bey, Dörtyol'daki terzi dükkanıma Ziya Efendi ile birlikte gelmişti.Bu Zat'ın benim omuzlarıma baktığını farkettim. Önce sağ omzuma baktı.Sonra sol omzuma nazar etti.Bu şekilde omuzlara nazar eden kimseler kemalat ehlidirler.
NECİB SULTAN'DAN
"Hatay Dörtyol'da yaşamış Nakşi Şeyhi' Ziya Bölükbaşı hazretlerinin yol göstericilerinden Ankara'da PTT müdürü Mahir bey diye birisi var idi.Mahir Bey çok değerli bir zatın dervişi idi.15-20 kişiden oluşan bir derviş topluluğunu eğitmiş,başlarına bir imam tayin etmişti.Bu dervişleri Dörtyol'a getirerek yahut Ziya Efendi'yi Ankara'ya davet ederek bu kişileri Ziya Efendi'ye mürit eyledi.Bir zaman sonra bu kişilere İmam olan kişi ile Mahir bey arasında bir ihtilaf çıkınca ziya Efendi bu ihtilafla alakalı olarak üç kişiyi Ankara'ya gönderdi.Aslında bu hata idi.Bizzat kendisi gitmesi gerekli idi.Ankara'ya giden bu üç kişi mahir beyle görüştüklerinde Mahir bey bunlara "Ben Peygamber'den emir alıyorum" deyince bu üç kişi bu zatı yanlış anlayıp "her halde kafayı üşütmüş" dediler.ziya Efendi ise bu ihtilafta imam olan arkadaşın tarafında yer almıştı. Ankara'ya giden bu üç kişi sille yediler. Birisi karısını boşadı,diğerinin dükkanı yandı,üçüncüsü de bir başka belaya duçar oldu. ZİYA EFENDİ DÜNYASINI DEĞİŞTİRDİKTEN SONRA bu üç kişinin baş olma isteği galebe geldi ve bu istek dervişana zarar verdi.
25 Haziran 2021 Cuma
BENİM KİSVEM NEREDE?
Menderes Londra'da uçak kazası geçirmiş,tedavi sonrası yurda dönecek. Karşıma heyeti içinde Papazlar,keşişler var. Ancak İstanbul müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen "Ben gitmem " diyor.Sebebini soranlara "Papaz kendi kılığı ile gidiyor, Keşiş kendi kıyafeti ile. Peki müftünün kisvesi niye kabul edilmiyor ?" Kıramayacağı kimseler Müftü efendiye ikna edip karşılamaya götürüyorlar
24 Haziran 2021 Perşembe
GÜZEL TAVSİYELER
YÖNETİCİNİN SUSMA HAKKI YOKTUR
Sedat Peker tarafından başlatılan ifşaatlar hususunda muhatapları,ve sorumlu konumunda olan idarecilerimizin Susma hakkı yoktur. Yasalarımızda susma hakkı şüpheliye/sanığa tanınmıştır. Susarak tecessüsü ziyadeleştirmektedirler."Aman birbirimiz aleyhine konuşmayalım" derken bu Müslümanlara yapılmış bir tavsiye olmayıp suskun kalan suçlulara hitaptır. Suskun kaldıkça sorulara cevaplar bulunmakta olduğundan İdarecilerimizin buna hakkı yoktur. Eğer suç ise, bilinmeli ki zamanaşımı iktidarın ömründen daha uzundur.
23 Haziran 2021 Çarşamba
HALİFELER KILIÇ ÇEKTİ
İkinci dünya savaşında Almanya Türkiye'ye baskı yapıyor:Çanakkale ve İstanbul boğazlarının kendilerine açılmasını ve Kars hudutlarından Türkiye'nin Ruslara saldırmamızı istiyor. Büyük bir belanın içine çekilmemiz isteniyor. Gönenli Mehmet efendi Eyüp Sultan'da vaaz verirken bir ara celalleniyor. Ve kürsüde, iki dizinin üstünde doğrularak şunları söylüyor:"Şu anda Halifeler kılıçlarını çektiler geldiler? Korkmayın, bu memlekete bu harbde düşman girmeyecek, giremeyecek
CUMHURYET DEVRİNİN TARİFİ
CUMHURİYET DEVRİNİ BANA TARİF ET DESELER, AYNEN ŞÖYLE TARİF EDERİM: KÖK'E İSYAN DEVRİDİR. İKİ KÖK VARDIR: BİRİNCİSİ DİN, İSLAM. İKİNCİSİ DE, BU MİLLETİN İslama bağlı tarihi.. Dinimize ve tarihimize bağlı her şeye isyan devridir, Cumhuriyet devri. Kök'e isyan devri. Milletin, ecdadın, dinine isyan edildi, Laiklik getirildi. İlmine isyan edildi, Medreseler kapatıldı. İrfanına isyan edildi,Tekke ve Zaviyeler kapatıldı. Tarihine-kültürüne isyan edildi, harfler değiştirildi. Giyimine kuşamına bile isyan edildi, kılık kıyafet devrimi yapıldı. O köklere bağlı isyanın değil dirisinden, ölüsünden korktular ve türbeleri kapattılar.
DARGINLIK ÖFKEYİ ATEŞLER
"Üç günden fazla Müslüman kardeşi ile dargın durmak bir adam için helal olmaz, ikisi karşı karşıya gelirde biri yüzünü başka tarafa, diğeri başka tarafa çevirir; onların hayırlısı selamı önce verendir" Dargınlıklar ateş üzerinde kaynayan kazan, tencere gibidir. Eğer ateş yanmaya devam eder, söndürülmezse yanma, devrilme, yangın çıkma kaza olma ihtimali vardır. Öfke ve kin ateştir. Dargınlık ve kavgalar bunlardan çıkar.
MUTSUZLUK NEDENLERİ
Her insan mutlu olamaz çünkü gereğinden fazla özler dünü, hak ettiğinden fazla düşünür yarını ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü! Sadece her şeyi kaybettikten sonra özgür olabilirsin
ZIT ŞEYLER
Hastalıktan dert yanma! Hak seni kayırıyor, günahtan uzak tutuyor, nefsi azgınlıktan, ömrü israftan koruyor. Şükret ki musibet nimet olsun! Vakit her zaman saatle ölçülmez. An gelir tesiri başka başkadır. Vuslatı bekleyen aşığa, sabahı bekleyen hastaya, ölümü bekleyen yaşlıya sor.
DERVİŞ KENDİ HAZZINDA FANİ OLANDIR
Derviş, kendi hazzından fâni olandır. Sofrada bulunması dâhi ailesi fertlerini iştaha getirmek içindir, işkembeyi şişirmek için değil ya huu. Hayat seni güldürmüyorsa espriyi anlamamışsındır demektir. Rıza mazharıyla hoş olam dersen; dilin tut, sözün yut seyretmeye bak Kimsenin öldüğü yok, yaşadığı da; herkes biraz var o kadar… Sürahi eğilir, bardak değil. Derin olan, dolu olan, usta olan boyun büker, çırak değil. Derdini sıkı tut. Şikayeti bırak. Alıştığın derdi alır yenisini verir hepten berbat olursun… Verdiğine razı eyle ya huu Aşk yolunu seçtik sanırdık meğer yolun sahibi layık bulduğunu tercih edermiş. Akan su gayriyatları kenara atarmış. Katremiz ummana erdir ya huu
NEYİN PEŞİNDE İSEN SEN O SUN.
Ölümden şüphen mi var? Uyuma! Öyleyse uyku gibi ölüme de mahkumsun. Dirilmekten şüphen mi var? Uykudan uyanma! Demek uyandın; dirileceksin! Doğan, isterse süt beyaz ve eşsiz olsun; fare avladıktan sonra bayağıdır. Dön bak aynaya neyin peşindesin; unutma talebin ne ise o’sun sen!Tut ki beklemiyorum seni, vuslat ümidiyle yanmamış buluşma özlemiyle ölmemişim; fakat her taşın güneşten bir payı yok mu?
DERVİŞLİK HOŞGÖRÜ YOLUDUR
Aklına gelen bütün ihtiyaçlarını bir alışveriş merkezinde giderebilen bir insan, Kafdağı’nın ardında neyi arasın?Dervişlik, hoşgörü yoludur; ama neyi hoş görelim? Ne hoş ne değil? Nefse hoş gelenlerin hoş görmek değil Hakkın hatırını hoş tutmaktır yolumuz. Âlemden maksat: bir kâmil insanı meyve vermesi, insan’dan maksat ise o demin gelmesidir. Hakikat sancısı çekenlerin demleri ziyâde ola ya Huu !!Cihad, beden ülkesine ruhu hakim kılmak içindir. Cihandaki şeriat savaşı ise delilerin ellerindeki kılıçları alsınlar diye müminlere! farz olmuştur. Ey can, gönlünden aşka bir yol aç. O bahar gibi su gibi hoştur. Duru su, aya ayna tutar. Aşk baharının rüzgarı esince kuru olmayan her dal sallanır.
22 Haziran 2021 Salı
KALPLERE VURULAN MÜHÜR
Bir bina eskiyip yıkılma noktasına gelince, bulunduğu yer belediyesi !mail-i inhidam" kararı verir ve rapor düzenleyerek o binayı mühürleyerek kullanımına izin vermez ve imkanları doğrultusunda en kısa zamanda Belediye o binayı yıkar. Hak Teala'da günahla çürüyen, bozulan, yıkılmak üzere olan kalpleri mühürler. Artık bir daha oraya iyilik girmez ve çıkmaz olur.
BİZİM BAYRAMIMIZ
Gönenli Mehmet Hoca Efendi hazretleri özellikle bayram günleri şu sözü söyler idi:"Bizim bayramımız, günahsız akşamımız"
TASAVVUF
Tasavvuf yar olup, bar(yük)olmamaktır; gül ve gülzar olup, har(diken) olmamaktır." Tasavvuf başkalarına yararlı olmaktır; zararlı olmamaktır.
GÜNAHLI İŞLER
Hazret-i Ali efendimiz buyurmuştur:"Günahlı işlerin başı baldan tatlı, ama sonu soğandan acıdır. Güzel işlerin, ibadetlerin başı soğandan acı, ama sonu baldan tatlıdır"
21 Haziran 2021 Pazartesi
NE OL NE OLMA
1-Paranı ver, selamı ver, canını ver amma sırrını verme 2-Emek ver, kulak ver,bilgi ver amma hiçbir zaman boş verme 3-Günlerini say, servetini say, büyüklerini say amma yerinde sayma, 4-Satıcı ol, alıcı ol, bulucu ol amma bölücü olma, 5-Eşini beğen, işini beğen, aşını beğen amma kendini beğenme, 6-Fidanı büyüt, garibanı büyüt,çocuk besle amma kin besleme. 7-Davet et, ikram et, affet, tevbe et amma ihanet etme. 8-Hedefe koş, yardıma koş,durma koş amma ortak koşma. 9-Elini aç, kapını aç, kalbini aç amma ağzını açma. 10-Okumaktan zarar gelmez, oku okut amma lanet okuma. 11-Rakibini geç, sınıfını geç, öfkeni geç amma gülüp geçme. 12-Ev al, araba al, abdest al,komşu al amma beddua alma 13-Zulmü devir, nefsi devir,işi devir amma çam devirme 14-Yaklaş, barış,konuş,yarış,danış amma uzaklaşma 15-Seslen,uslan,hakka yaslan, temizle beslen ama yasaklanma 16-İtil, atıl, ezil, bakıl amma doğru ol satılma ki insan ol
SAİD NURSİ'NİN KERAMETLERİNDEN
Cinayetten mahkum birisi anlatmıştır."Denizli Hapishanesinde cinayetten yatıyordum. Said Nursi'de orada yatıyordu.Bir bayram sabahı Cezaevi Müdürü,Bayram namazı için camiye gitmiş. Bir de baksa ki Said-i Nursi caminin içinde en ön safta oturuyor. Müdür bey, fena halde korkmuş."Eyvah! Bu adam buraya nasıl geldi?kim izin verdi, nasıl çıktı, savcı bunu duyarsa benim halim nice olur" demeye başlamış Namazı zar zor kılmış. Hemen cezaevine koşmuş. Bir baksa ki Said Nursi hücresinde oturuyor. Üstad, telaş içindeki müdürü kapısında görünce -Müdür bey oğlum korkma, Biz bulunduğumuz yerdeki insanlara zarar vermeyiz. Bu hadise ve keramet cezaevinde yayıldı, duyuldu. Ve bütün mahkumlar, kollarını sıvayarak abdest almaya, namaz kılmaya başladılar. Hepsi uslandı, sakinleşti ve efendileşti. Bütün bunları gören cezaevi müdürü şöyle demiş:"Bu mahkumları ıslah etmek için onlara 20-30 yıl hapis vermektense onlara Risale-i Nur kitaplarını okutmak daha iyidir, faydalıdır"
KIYAMETİN İKİ SORUSU
Kıyamet gününde herkese iki soru sorulacak:Bu iki soruya doğru cevap verenlerin günahı ne kadar çok olursa olsun, onların sonu kurtuluş olacaktır. Erkeklere birinci sorulamaz, ikinci soru anne baba hakkı; Kadınlara birinci soru namaz, ikinci soru koca hakkı.
FEDAKARLIK KARŞILIĞI
Gönenli Mehmet Efendi ile alakalı bir kitap kaleme alan Rahim arabacı bir rüya görmüştü. Köylerinde yaşayan Cevat Abi isimli bir şahıs vefat etmiş hemen caminin kenarına mezarı yapılmıştı.Rüya sahibi Rahim Hoca köylülere rüyasında sorar. Bu kimin mezarı ? der.Köylüler Cevat Abi'nin mezarıdır derler. Rahim Hoca'nın gözünün önünde bir hal cereyan eder.Efendimiz (sav) dört halifesi ve sahabesiyle birlikte gelmiştir. Hz. Ömer efendimiz ,Cevat Abi'nin evinden çağrılmasını ister. Köyden biri gidip Cevat Abi'yi çağırır. Fakat, Cevat abi: -Benim üstüm başım pek temiz değil, ben bu halimle Peygamberin yanına varamam,dedi. Durum Peygamber'e iletildi. Bunun üzerine Peygamber (sav): -Olsun olsun,ziyanı yok; biz onun halini biliyoruz, gelsin! buyurdu. Cevat Abi geldi, el pençe divan durdu ve; -Neden zahmet ettiniz, Ya Resulullah? Dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav): -Zahmeti olur mu?Cevat! Sen tarlanı satıp bizi ziyarete geldin. Biz seni ziyarete neden gelmeyelim! Buyurdu. Bir müddet sohbetten sonra Peygamber (sav) ve Eshabı (R.A) gittiler.
20 Haziran 2021 Pazar
GÜVERCİN PİSLİĞİ NİÇİN FIKIHTA PİS SAYILMAZ
Fıkıh kitaplarında necaset tarifleri yapılarken Güvercin pisliği necaset sayılmamıştır ve namaza mani değildir. Çünkü güvercin,Peygamber efendimize yardım etmiştir. Hicret başlangıcında Sevr mağarasına girdiklerinden güvercin hemen mağaranın önüne yumurta bırakmıştır.Efendimizi arayan kafirler,mağara önündeki güvercin ve yumurtalarını görünce bu mağarada insan olmayacağı düşüncesiyle oradan ayrılmışlardı.
VEYSEL KARANİ HAZRETLERİ
Efendimize,Veysel Karani hazretlerinden sual ettiler.O nice aşıktır ki Peygamber kapısına gelmedi? dediler. Buyurdu ki: -İki sebepten ötürü gelmedi: 1-Hal galebesinden -aşk ve istiğrak içinde olduğu için dalgın bir hal mi var,hal-i sekir 2-Şeriat azametinden.Yani ihtiyar ve iki gözü görmeyen bir annesi var,onabakıyor;onu yalnız bırakıp gelemiyor,analık hakkını gözetiyor. Sahabiler sordular: Biz onu görecek miyiz? Buyurdular ki: -Ebubekir görmeyecek, Ömer ile Ali görecekler. Efendimiz son vaktinde Hz.Ömer ve Hz.Ali'yi çağırtarak şu vasiyette bulundu: "Şu hırkamı ben vefat ettikten sonra Üveyse verin,gidip onu görün
ŞAİRLERİ BİTİREN AYET
Şiir sahasında en yüksek olan Cahiliyye arap dünyası,yedi büyük şairin yedi şiirini"muallakat-ı Seb'a",Kabe duvarına asarlardı.Hud suresinin 44 ncü ayeti nazil olduğunda Lebid dahil,imrül Kays' dahil tüm bu şiirler Kabe duvarından indirilmiştir. Bu şiirler indirilirken:"Artık kimsenin bir diyeceği kalmadı" denmiştir. Bu ayetin meali şudur: "Ve -nihayet-"Ey yer suyunu yut" Ve ey gök -suyunu- tut" denildi. Su çekildi;iş bitirildi;-gemi de-Cudi-dağının-üzerine yerleşti.Ve:"O zalimler topluluğunun canı cehenneme"denildi.(Hud suresi ayet 40)
DÜNYADA EN TATLI YEMEK
Gönenli Mehmet Efendi, vazife yaptığı camiye öğle vakti gelince talebelere sordu."yiyecek bir şey var mı?".Talebeler "Hocam ekmek var, tuz var, bahçede domates var" dedi.Hoca getirin öyleyse deyince talebeler yiyeceği getirdi.Hoca yemeğe başladı. Hoca hem yemeği yiyor hemde talebelere soru soruyordu: "-Dünyada en tatlı yemek nedir?" Talebeler; et, süt, bal, şu bu dediler. Hoca:"Bilemediniz,dünyada en tatlı yemek, insanın bulduğunu yemesidir" Bu soğan ekmek olabilir. Peynir,ekmek,zeytin domates olabilir. Baklava ve börek de olabilir. Hoca efendinin bu sözü "Kanaatin" en güzel ifadesidir. KANAAT, İNSANIN ELİNDE BULUNAN ŞEYLE MEMNUN, MESRUR VE MUTLU olabilmesidir.Başkasının elindekinden gözünü ayırabilmesidir.
BABA NASİHATI
Evliya Çelebi'nin babası,oğlunun sol kulağını sağ eliyle tutup şu nasihatte bulundu: "Oğul! İyi adını keme takma ve keme arkadaş olma, zararını çekersin.İleri yürü geri kalma , alay bozma.Tarla basma.Dost malına göz dikme. Komadığın yere el uzatma.İki kişi söyleşirken dinleme.Ekmekle tuz hakkını gözet.Davetsiz bir yere varma.Sır sakla.Bir mecliste dinlediğin sözleri sakla.Evden eve söz taşıma. Kimseyi kınama, çekiştirme. Haluk ol-iyi huylu ol-.Herkesle iyi geçin.Kimseye dil uzatma.Senden uluların önünden gitme,ihtiyarlara hürmet et.Daima temiz ol.Haram ve yasak olan şeylere karşı perhizkar ol. Arkadaşlık ettiğin vezirlere, vükelaya, ayana ve kibarlara varıp her an , dünya için bir şey ricasında olma ki, senden nefret etmesinler,sana soğuk davranmasınlar. Eline giren malı israf etme, kanaatle geçin.Sağlık ve hastalıkta lazım olur.Dünyalık akçeyi yiyecek ve içecek için muhafaza edip namerde muhtaç olma.Çünkü:"düşmana kalırsa kalsın-dosta muhtaç olma tek" demişler Cümle ziyaretgahları ve her diyarın konak yerlerinden olan çöl ve ovaları; yüksek dağları,ağaçları ve acayip kayaları, kasabaları, ibretle seyredilecek eserlerini, kalelerini, ulularını yazarak "Seyahatname" namıyla bir kitap telif eyle.Sonun ve akıbetin hayrola, öğütlerimi kulaklarına küpe yap" deyip ensesine pehlivanca bir sille vurdu, kulağını burup"Yürü, akıbetin hayrola" dedi.
ŞEMSEDDİN SİVASİ HAZRETLERİ
Şemseddin Sivasi 1520’de Tokat/ Zile’de doğmuş, küçük yaşlardan itibaren tasavvufi hayatı teneffüs ederek büyümüştür. Tokat’ta Arakiyecizade diye tanınan Mevla Şemseddin Mahvi Efendi’nin yanında yetişmiştir. Tokattan İstanbul’a giderek ilim tahsilini devam ettirmiştir. Şer’i ilimlerde ileri düzeyde birikim sahibi olup, Sahn Medresesi’nde müderris olmuş, İstanbul’da bir süre medreselerde ders vermiştir. Dört Osmanlı sultanının (Kanuni Sultan Süleyman, 2. Selim, 3. Murad, 3. Mehmed) devirlerinde yaşamış, hepsinden de hürmet ve ilgi görmüştür. Halvetiyye tarikatının Şemsiyye kolunun kurucusudur. İstanbul’da yaşadığı iç huzursuzluk sebebiyle, tasavvufi arayışlar içine girmiş, hac vazifesini yaptıktan sonra memleketi Zile’ye dönen Şemseddin Sivasi; Zile’de Muslihiddin Efendi’nin dergahına gider. Hocasının vefatından sonra, Tokat’a yeni gelen Abdülmecid-i Şirvani’nin meclislerine katılır. Burada aradığını bulan ve huzura eren Şemseddin Efendi nefsini terbiye eder, altı ay gibi kısa bir sürede seyr u sülükunu (cehaletten bilgiye, kötü ahlaktan güzel ahlaka, iyiden mükemmele doğru yapılan, manevi ve kalbi yolculuk) tamamlar. Şeyhinden seccade ve asa alır. Memleketi Zile’ye halife (şeyhi adına irşad faaliyetlerinde bulunan) olarak görevlendirilir. Şemseddin Sivasi’nin şöhretini duyan Sivas Valisi Koca Hasan Paşa, Sivas’ta yaptırdığı ve yanında dergâhı bulunan camide imamet ve meşihat (mürşitlik, yol göstericilik) yapmak üzere kendisini davet eder. Daveti kabul eden Şemseddin Sivasi, ailesiyle birlikte Zile’den ayrılıp Sivas’a gider ve vefatına kadar Sivas’ta ilmi ve tasavvufi çalışmalarını sürdürür. Şemseddin Sivasi, ömrünün son yıllarında, 3. Mehmet ile “Eğri” seferine (1596) katıldıktan sonra, padişahın İstanbul’da kalması yönündeki ısrarına rağmen, Sivas’a dönen Sivasi, 1597’de vefat eder. Sivas Meydan Camii haziresine (cami, türbe ve tekke bahçelerinde etrafı parmaklık veya duvarla çevrili olan mezarlık) defnedilmiştir. Şemseddin Sivasi dikkate değer bir tarafı da Mesneviciliğidir. Tespit edilebildiği kadarıyla muhtelif kütüphanelerde bulunan on bir manzum eserinden dokuz tanesi mesnevidir. Süleymaniyye, İbret-numa, Mevlid, Gülşen-abad, Heşt-bihişt, Mir’atü’l-ahlak, Menakıb-ı İmam-ı A‘zam, Umdetü’l-Huccac’dır. Tasavvuf edebiyatımızın Şemsi Tebrizi ve Akşemseddin’den sonra üçüncü Şemsi olan, Şemseddin Sivasi’nin ruhuna Fatihalar gönderiyoruz. Aşıkın çok derdi amma, sırrın izhar eyleyemez, Söylemesi terk-i edep, çünkü destur olmadan…
ZİKİR DİRİLİĞİ
ZİKİR DİRİLİĞİ Tövbeyle arınan, fakr makamıyla kayıtlardan sıyrılan, mücahede ruhuyla gayret kemerini kuşanan, sabır ve sebatla hakikat yolculuğuna çıkan, düşünce ve davranışlarına ihlas ilacını katan yolcu, Allah’ın adını anmak suretiyle, (zikirle) Allah ile olan bağını canlı tutar. Şemseddin Sivasi’ye göre zikir sadece dille yapılmaz. Dilimiz Allah’ın zikrini terennüm ederken, gönlümüz Hakk’a bağlı kalmalı, lisanen ve kalben zikrederken elimiz, ayağımız, gözümüz, kulağımız, şükür makamında olmalı. Benlik derdinden kurtulup bendelik (kulluk) ruhuyla gizli gizli zikredip, gözyaşı dökmeliyiz. Sivasi’ye göre zikir Kur’an’dır, namazdır, niyazdır, tefekkürdür, teslimiyettir, muhabbettir, arzu, istek, özleyiştir. Allah’ın isimlerini kalbimize yerleştirmektir. Allah’ın bütün isimleri mukaddestir. Ama İsm-i A’zam duası liyakat makamıdır. Sivasi, hak yolunun yolcularından “Hu” zikrini dillerinden düşürmemelerini, lafza-i Celal zikrini gönüllerinde tefekküre dönüştürmelerini ister. Ömrünü zikir safasıyla geçiren Sivasi, Süleymaniyyesi’nde, Allah’tan kendisini zikir ehli kılmasını niyaz eder. Beni şevkinle pür-şevk eyle ya Rab, Senin zevkinle pür-zevk eyle ya Rab. Derunum pür-safa kıl fikrin ile, Birunum ana uydur zikrin ile. Seni bildir yolunda fani eyle, Ne ki sana yanarsa anı eyle. Seninle göreyim her ne görürsem, Seninle yürüyem ta ki yürürsem. Seninle söyleyem senden işidem, Gönül kandilini senden ışıdam.
İHLAS HASSASİYETİ
İHLAS HASSASİYETİ Mücahede, sabır, tevazu ile her türlü övgüye layık olan güzel ahlakı (ahlak-ı hamide) gaye edinen hak yolcusunun hayatı, merasimden ibaret olamaz. Attığı adımlar, ibadetleri, hayırlı işleri, benimsediği ahlaki nitelikler ancak ihlas ile anlam kazanır. Tasavvufi hayatın esası samimiyettir. Pes ihlas olmasa bu cümle a’mal, emeksiz aş gibidir etme ihmal, Beytiyle ihlassız ameli, tuzsuz aşa benzetir. Tohum gibi durur a’male niyyet, Ne diksen onu verir arz-ı himmet, Diyerek ihlası tohuma benzetmektedir. Kişi ne kadar ihlaslı olursa olsun, en küçük (riya) iki yüzlülük emarelerinin bile, ihlas güneşinin nurunu yok edeceğini, riya zerresinin ihlas dağını un ufak edeceğini söyler. Veli ger dağ ola ihlasın ey şad, Riyadan zerre eder onu ifsad. Hak yolunun yolcusunun kalbi dünya sevdasında oldukça, istikametini kıbleye çevirse de bir anlam ifade etmez. Gönül Hakk’a boyun eğip, huzura kavuşmamışsa, secdeye varsa, ona bu ibadet ne kazandırır? Riya ile (iki yüzlülük) tahsil edilen ilim, riya ile yapılan hayır ve hasenat, ibadet değil; doğru yoldan ayrılmak, yoldan çıkmak demektir. İhlas kişiyi dengeli ve tutarlı kılar. Sakın tenha diye isyana zinhar eyleme cür’et, El, ayak, göz, kulak hazır hazer kıl bu şuhudundan.
TEVAZU(ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK) DUYGUSU
TEVAZU (ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK) DUYGUSU Arzu ve istekleriyle mücadele eden bir insan, sabırla yol alırken, yolda haddini bilmeli, kendi zayıflığını görmeli, fakr duygusuyla, kendisini her zaman Allah’a muhtaç bilmeli, kula yakışan bir edeple Allah’ın huzurunda mütevazi bir tavır sergilemelidir. Şemseddin Sivasi’ye göre; tevazu, ilahi lütuf ve ihsan birbirini takip eder. Yolcu, tevazu kanatlarını gerdikçe ilahi rahmete nail olacaktır. Çünkü o, hak kapısının bir yoksuludur. Nezd-i Hak’da olmak istersen ulu, Mur ile mur ol, sakin itme ulu Allah katında yücelmek istersen, karınca ile karınca ol, büyüklenme. Kibr ü kübrün çünki birdür sureti, Kibri terk it ta bulasın devleti. İbadetlerin yerine getirilmesinde bile, kibir ve kendini beğenmişlikten sakınmaya davet eder. Sivasi, Allah’ın huzurunda tevazuyla yüzlerimizi yere sürmemizi ister. Güneş gibi yüzün yere sür ey Şemsi, tevazu ile, Dilersen zerre gibi konasın ruhsar-ı insana
SABIR VE SEBAT GAYRETİ-ŞEMSEDDİN SİVASİ
MÜCAHEDE EĞİTİMİ-ŞEMSEDDİN SİVASİ HAZRETLERİ
MÜCAHEDE EĞİTİMİ Nefsimizin ıslahı yolunda mücadeleyi tavsiye eden Şemseddin Sami; peygamberleri örnek gösterir. Hz. Eyüp’ün bela yağmuruna maruz kalması, Hz. Yakup’un hasret ateşinde yanması, Hz. Yusuf’un kuyunun derinliklerinde ve zindanlarda bedel ödemesi, Hz. Yahya’nın davası uğruna hayatını feda etmesi ve Hz. Musa’nın yurdunu terk etmesinden dersler çıkarmalıyız. Bu yolun yolcuları peygamberlerin halleriyle hallenmelidirler. İlahi ihsana nail olmanın yolu kulluğun gereklerini yerine getirmekle olur. Divanı’nın ilk gazelinde, hakikat yolunun yolcularını serdengeçtiler olarak nitelendirir. Tasavvuf yolunda rızaya eremeyen ihsana da kavuşamaz. Derde deva isteyen derman nedir bilmedi, Cevrini telh anlayan ihsan nidür bilmedi. Aşkında sadık-isen ver varını yolunda, Can ile başa kalan canan nedir bilmedi. Derd-i aşka düşmeyen dermana olmaz aşina, Cevre mahrem olmayan ihsana olmaz aşina. Arif olmak ister isen gel nedanem dersin al, Bildüğünden geçmeyen irfana olmaz aşina.
ALLAH'DAN RAZI OLMAK MEVZUSU
Cahidi Ahmed Efendi’ye göre; kul birinci derecede, can ve bedeniyle Allah’ın rızasına uygun işlerde bulunmalıdır. İkinci derecede; Allah’ın her türlü kaza ve belasına razı olmalıdır. Üçüncü derecede; her zaman işi rıza olmalıdır. Hak Teala ne dilerse o da onu dilemelidir. Şemseddin Sivasi; kulun manevi mertebebesine bağlı olarak rızanın farklı derecelerde ortaya çıkacağını söyler.
19 Haziran 2021 Cumartesi
AÇIK KERAMET
Ahmet Yesevi hazretleri, kaşık yaparak geçimini temin edermiş.Yaptığı kaşıkların üzerine fiyatlarını yazar,heybenin içine koyar, heybeyi de bir tosuna yükleyip pazara gönderirmiş.Hayvan pazar yerinde dolaşırken insanlar beğendiği kaşıkları alır ve üzerinde yazılı parayı heybeye koyar akşam vakti horoz tekrar geri dönermiş.Heybe'den kaşık alıpta parasını heybeye atmayanları tosun takip ederek ona tos vururmuş.Bu hazretin açık kerametlerinden birisidir.
DİNDAR İNSANLARI YÖNETMEK MASRAFSIZDIR
Şurası açık bir gerçektir ki; dindar insanları yönetmek, dinsiz insanları yönetmekten çok daha kolay ve az masraflıdır.Çünkü dindar toplumda suç oranı azalır.Ve karakol, mahkeme, hastahane, hapishanelerin yükü hafiftir. Dolayısıyla devletin yükü de masrafı da azdır. Dinsiz toplumlarda bu işin tam tersi durum vardır. Darp, gasp, fuhuş, uyuşturucu, türlü hastalıklar, anarşi,intihar ve cinayetler kol gezer mahkeme hapishane hastahane doludur.
TALİHSİZLİK NİŞANLARI
Talihsizlik nişanı 4 tanedir. 1-Ahmağa fikir danışmak 2-Cahile para vermek, 3-Dostların öğütlerini dinlememek, 4-Dünyadan ibret almamak
KURAN-I KERİM'İN ŞEFAAT,ŞİFA VE ŞİKAYET ÖZELLİĞİ
Kuran-ı Kerim'in şefaat, şikayet ve şifa özellikleri vardır.Kur'an kimine şefaat eder, yardım ve ikram görmesine sebep olur. Kimini şikayet eder, ceza ve azap görmesine sebep olur. Kimine de şifa verir, maddi manevi iyilik sağlık görmesine sebep olur. Konu ile ilgili hadis mealleri şunlardır: 1-"Kur'an şefaat edicidir, şefaatı kabul edilmiştir; şikayet edicidir, şikayeti tasdik edilmiştir.Kim onu önüne alırsa O, onu cennete götürür; kim O'na arkasını dönerse, o onu ateşe sevkedecektir. 2-"Mahlukat, Allah'ı övmeden önce Allah'ın nefsini övdüğü şeyle , ve Allah'ın nefsini methü sena ettiği şeyle Allah'tan şifa isteyin. Fatiha ve İhlas sureleri ile Allah'dan şifa isteyin. Kur'an'ın şifa vermediği kimseye hiçbir şey şifa veremez". 3-"Her gece Vakıa suresini- okuyan kimseye fakirlik ve yoksulluk ebedi olarak gelemez,erişemez." 4-Her kim sabah üç defa Euzü besmele çekip haşr suresinin üç son üç ayetini okursa,Allah ona yetmiş bin melek vekil eder ve ona akşama kadar dua eder.Eğer o gün ölürse şehit olur.Kim bu ayeti akşam okursa yine aynen öyledir." 5-"Kim Cuma günü veya Cuma gecesi "KEFH SURESİNİ" okursa o kimseye olduğu yerden Mekke'ye doğru bir nur verilir, üç gün fazlasıyla İki cuma arasındaki günahları bağışlanır ve Sabaha kadar yetmiş bin melek onun için dua eder.O kimse hastalıktan , bela ve zahmetten,iç hastalıktan ,abraş-alaca hastalığından, cüzzam hastalığından ve deccal fitnesi şerrinden korunur , afiyette olur." 6-Bakar suresinin sonunda iki ayet vardır.Kim onları gece okursa , onlar ona kafi gelir,yeter"Yani her türlü zararlı hayvan, haşerat ve şeytan şerrinden korunur.Ve teheccüd namazı sevabı verilir" 7-Ayetel Kürsi'nin sayısız faideleri vardır.
DUASI KABUL EDİLEN İNSANLAR
DUALARIN KABUL EDİLECEĞİ ZAMANLAR
PEYGAMBERİMİZİN DÜŞMANLARINA KARŞI DAVRANIŞI
DUA
ŞİFA KAYNAKLARI
BEDENİMİZİN MUHTAÇ OLDUĞU ŞEYLER
MİSAFİR EVSAHİBİ VAZİFELERİ
18 Haziran 2021 Cuma
DUANIN İKİ KANADI
DUA NEDİR?
HÜRMETTE ZİRVE OLANLAR
Bİ BEDEL OLMAK
Allah davetçileri, peygamberler, irşatçılar manevi görevlerini ifa ederken hiç ücret talep etmezler. Bedelsizdirler. Hiç kimse de onları satın alamaz. "Ta ezelden meşrebimden, bibedel; Gelene git demem, gidene gel." sözü Gönenli Efendi hazretlerine aittir
EVLİYALARIN FREKANSLARI
MÜSLÜMAN ERKEK VE KADININ ON TANE MÜMEYYİZ VASFI
Ahzap suresinde Müslüman erkek ve kadınların on tane mümeyyiz vasıfları anlatılır. Bunlar: Müslüman olmak, Mümin olmak, Taate devam etmek, Doğruluk, sabır etmek, Sadaka vermek, Oruç tutmak, Irzlarını korumak, Allah'ı çok zikretmek,
Bu hususlar bir toplumda mevcutsa o toplum sağlam esaslara dayalı, huzurlu aile yuvası kurmuş, dengeli ve istikrarlı toplum olmuştur.
BANA BİR HATİM OKUMAYA KIYAMADIN MI?
Gönenli Mehmet Efendi ile alakalı yazan Rahim Arabacı kitabında şu anekdotu nakletmiştir. Hazret 02.01.1991 tarihinde vefat ettiğini biraz gecikmiş zamanda öğrendim.üzüldüm. Ne yapayım mübarek için düşünüp dururken hanımım dedi ki:"Ben bir akrabamın ruhuna hatim okuyorum, sonuna yaklaştım, kalanı beraber bitirelim" demesi üzerine peki diyerek kalan cüzleri birlikte okuduk ve ruhuna bağışladık. O akşam bir rüya gördüm. Hoca efendi rüyamda bana biraz da sertçe "Bana bir hatim okumaya kıyamadın da başkası için okunan hatimi mi gönderdin" der. Bir şey diyemedim,fena üzüldüm,içim yandı ertesi gün hemen yeni bir hatime başladım. Hatimden sonra dualar edip ağladım ve o gece tekrar hazret rüyama girdi.Yüksek koyu bir yeşil koltuğa oturmuş karşıdan bana gülerek bakıyordu.Benden memnun olmuştu.
16 Haziran 2021 Çarşamba
NEFSİNE PAY ÇIKMASIN DİYE GİZLİ TUTULANLAR
Bediüzzaman Said Nursi hazretlerine hizmet eden talebeleri içinde Ceylan Çalışkan vardı.Bu şahsiyet,Üstadın vefatından sonra 1963 yılında Bakırköy istikametine giden bir minibüste trafik kazası sonucunda vefat eder ve nüfus cüzdanının arasında bir pusula vardır.Pusula Bediüzzaman'a ait yazıdır:"Ceylan benim vekilimdir. Nur'a ait işleri benim hesabıma yapar". Bu vesikanın varlığından vefat anına kadar kimsenin haberi yoktu.Merhum Ceylan Çalışkan kendisine itibar artsın,nefsine bir pay çıksın istemediğinden bu vesikadan hiç söz etmemişti.Bu kadar riyasız olmak ve samimi olmak imanı tam olan kalplerin sahibine ait olabilir. Mürşit vefat etmeden bazılarının yahut vefatından sonra bir çoklarının "Ben vekiliyim" diye ortaya çıkanları gördüğümüzde Ceylan ağabeyin değeri çok daha iyi anlaşılır.
PEYGAMBERE TABİİYYET GEREKLİDİR
VAZİFEMİZ CİHAD ETMEKTİR
İslamın büyük kahramanlarından Gazneli Celaleddin Harzemşah'a demişler:'Cengiz'e karşı muzaffer olacaksın'. Sultan şöyle cevap vermiş:"Vazifemiz cihad etmektir. Bizi galib etmek vazife-i ilahiyyedir. Ona karışmam" Bu nedenle büyükler sonuç hususuna hiç kafayı takmamışlar "Benim vazifem imana hizmet etmektir. Kabul ettirmek Cenab-ı Hakk'a aittir. Ben vazifemi yaparım.Cenab-ı Hakk'ın vazifesine karışmam"
SEYYİD ALİ BABA'NIN HADİMİNİN VEFATI
Seyyid Ali baba hazretlerinin hadimi 14 Haziran 2021 günü dünyasını değişti. Hazret'in uzun yattığı dönemde(1980-1984)hazretin tüm hizmetini ifa etmişti.Vefatından sonra Seyyid Ali baba hazretlerinin mezarı türbe haline getirilmiş,türbenin tüm hizmetlerini bu zat görmekte idi. Nazmi İsimli dervişinin anlattığına göre Vefatından sonra türbeye defnedilmeyi vasiyet etmiş. Ancak defin hususunda sıkıntı çıkarsa "filan mezarlığa" götürüp yatırırsınız" demiş,dediği aynen tahakkuk etti. Türbeye mezar yeri kazıldı ancak resmi makamların bu hususta haberleri olduğu için Jandarma gelerek bu işleme mani olması üzerine defni bahsedilen kabristana yapıldı. Ruhu şad olsun. Kırıkhan'lılar onu tarif ederken "Ali Baba'nın Alisi"derlerdi.
SEYYİD ALİ BABA HAZRETLERİ
Yaşadığı hadiseyi diyanet görevlisi Abdullah Algül hoca anlattı.İmam Hatip okulunun orta kısmını okuyorum.Evimiz farklı yerde olduğu için Dörtyol Özerli mahallesinde bulunan anne annem'in evinde kalmaktayım.Bir gün dayım Mehmet Karaca'nın çocukları da anneanneme gelmiş,saklambaç oynamakta idik.Ben saklanmak için Ali baba hazretlerinin odasına girdim.odaya baktığımda boyları bir metre boyunda, yüzlerini görmediğim varlıkların oda içinde Ali Baba'nın etrafında döndüklerimi gördüm korktum dışarıya kaçtım ve Ayşe anneanneme bu varlıkların olduğunu söyledim.Anneannem çok kızdı :Niçin o odaya girdiğimi söyleyip beni azarladı ve bir daha sakın oraya girmeyin diye beni tembih etti.
15 Haziran 2021 Salı
HİZMETLERİN SINIFLANDIRILMASI
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri sağ elini göstererek şöyle dedi:"Başparmak hukukullah, işaret parmağı hukukı Resulullah,orta parmak hukuku üstad,yüzük parmağı hukuku valide,küçük parmak hukuku peder.Baş parmağını işaret ederek Hukukullah hepsinden mukabildir ve hepsinden önce gelir.
BİRAZ DAHA ANLASAN"OLDUM" DERSİN
Bediüzzaman hazretleri talebelerine ders yaptırırken dersin sonunda, dersi anlayıp anlamadıklarını talebelere söylerdi. Üstada bir ömür hizmet eden Bayram Yüksel'e aynı soruyu sorunca Bayram ağabey:"Hayır anlamadım" dedi. Üstad ona hafifçe bir tokat aşketti."Keçeli, keçeli , sen mükemmel anladın.Anladığın kadarı yeter sana.Eğer daha çok anlasan "Bu bana yeter artık" dersin."Yetiştim" diye gidersin. Böyle istihdam olamayacaktın. Bir bahçeye girenler boyları nisbetinde meyvelerden istifade ederler. Boyu uzun olan yüksek dallardan, kısa olanlar ise aşağıdaki dallardan koparıp yerler. Bir kısmı da koparamaz, meyveleri çiğner. Sen koklasan da sana yeter. Kanaat et, şükret" diye nasihat etmiştir.
13 Haziran 2021 Pazar
TÜRKİYE'DEN GİTMEYE İZİN YOK
Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini ziyarete gelen Said Özdemir,hazrete Hicaz'a gitmek istediğini söyledi.Üstan:Niye? diye sordu.Said Özdemir :"Efendim memleketin halini görüyorsunuz,Gittikçe daha da fenalaşacak.Orada olsam çocuklarım da kurtulur ben de" diye cevap verdi. Üstad hazretleri buyurdular ki; -Kardeşim, ben orada olsam buraya gelirdim.Alem-i İslam'ın kapısının kilidi Türkiye'dir. Bu kilit bu kapıyı Alem-i İslam üzerine açar. Katiyyen buradan gitmek için izin yok. Emirdağ'da kendisini ziyaret eden Pakistan Maarif Bakan vekili Seyyid Ali Ekber şah,üstadı Pakistan'a davet etmişti.Bu daveti kabul etmedi ve :"Kardeşim , Ali Ekber Şah! Bu hizmetleri göğüs göğüse yapmak gerekiyor.Siperin arkasından hizmet olmaz.Esas hastalık burada başladı.Ben Mekke'de de olsam buraya gelirdim.Asıl hizmet buradadır,cephe buradadır, Mekke'de, Medine'de ,Pakistan'da fevkalade hürmet görür,hiçbir sıkıntıya girmeden şahsi kulluğunu yapmaya çalışır, manevi makamlara ermeyi düşünebilirdi.Yirmi sekiz yıllık horlanmalara,sürgünlere, hapislere katlanmaz, bir cani gibi muamele görmezdi
DÜZGÜN ADAMIN NE İŞİ VAR
Hatay Dörtyol'da mukim ve merhum,Nakşi meşayihlerinden Ziya efendi hazretlerine sormuşlar:Efendim sizin dergahınıza gelenler ipsiz,sapsız, sarhoş,karanlık adamlar" deyince hazret buyurmuş:Evladım,düzgün adamların burada ne işi olur ki?
ÖMER MESULİYETİ
Kenarı Dicle'de bir kut kasa koyunu/Ruzi mahşerde Cenab-ı Hakk, Ömer'den sorar onu" ifadesi Devlet Reis'inin mes'uliyetini gösterir. Buna Ömer mes'uliyeti denir.Akif: "Bir aşiyan-ı sefalet bakılmayıp göçse Ömer kalır altında, hiç değil kimse. Zemine gadr ile bir damla kan dökünce biri O damla bir koca girdap olur boğar Ömer'i" söylemiştir. Muhalefete "Açları siz doyurun" sözünün muhatabı zahirde muhalefet olsa da, Batın'da Allah'dır. Bu söz dahi bir insanın helaki için yeterlidir.
ÖLDÜRÜLEN KERTENKELE'NİN SORGUSU
TASAVVUFDA EL ÖPTÜRMEK
12 Haziran 2021 Cumartesi
"ASRA YEMİN OLSUN Kİ" suresindeki ASR nedir?
İHLASI MUHAFAZA ZORDUR
11 Haziran 2021 Cuma
BAŞKASININ MALINI YİYEMEMEK
HAFIZA SİSTEMİMİZİ ÇÖKERTENLER
10 Haziran 2021 Perşembe
TÜRK ASLA ZULMETMEZ
Bediüzzaman buyurmuştur:"Ben bakıyorum,kim bana zulmediyor, dikkat ediyorum , onlar katiyyen Türk değiller.Çünkü, hakiki Türklerde zulmetmek damarı yoktur.Bana zulmedenler, Türklük perdesi altına girmiş başka millettendir."
BEDİÜZZAMAN
FİKRİ BABADAN
SABRET
Bu günlerin ardından nice günler gelecek onun ardından da nice günler gelecek.
Bugüne dek azizler aziz olana dek nice günler geçirdiler .Aziz olmak bu mertebeye gelmek elbet Allah'ın verdiğine rıza göstermekle olur.Hamdetmek kula en yakışır ibadettir..En büyük ibadet bilerek hamdetmektir.
Bir çok Resuller geldi geçti.Azabımın en büyüğünü onlar çekti.
İsa ve anası Meryem gibi çileye tahammül gerek.İsa mertebesini buluncaya kadar nice potalardan geçti.Meryem ana oluncaya kadar nice iftiralara uğradı.Onlarda benim has kullarımdı.Has da has olabilmek için has kalp gerek.
Benim için dökülen gözyeşları benim bağrıma akmaktadır.Benim için gözyaşı dökmek ibadetle kaimdir.Amma benim için olabildiyse.Fani dünyaya akan yaşlar ancakr sizleri hüsrana uğratmaktan başka ne faydası ola ki.
Bir dirhem gözyaşını ben dilersem derya ederim katımda.Bu deryamda imanlı kullarım gemisini yüzdürür Nuh7un gemisi gibi.
Hatıra ne gelir iyi veya kötü .Kuranımda bunları bildirmedik mi?Kuranımda rahim de vardır şaki de vardır.Her ikisininde yollarını iyi ve kötü gidenleri sizlere örnek etmedik mi?Ta-Ha suresini neden okumazsınızMusaya gelen vahyim sizlere yetmez mi?
Firavunun elinden çok şeyler çektirdik ona amma çok sabretti de Musa olabildi.Yani asa olabildi kavmine.Musa'daki keramet asasında da mevcuttu.Asa Musa'ya rehberlik yaptı.
İşte bugün size Asa'yı Resulümü verdim.Sımsıkı sarılın asaya da kuru otlar yeşersin.Yeşil ottan misler tüter.Kuru ottan duman kokar biri nefesi tıkar , biri kalbe ferahlık verir.Biz bunu Musa'nın kavmine de bildirdik.Musa'ya sarılan asasını buldu.O'na inanmayan kuru ot kokuları ile boğuldu.Firavunun ordusu aslında is kokuları ile helak oldu.
Sabır deryasına daldıkça dalın .Yüzdükçe yüzün bu ummanda.birgün incileri toplayıp dağıtır ve karınızın bereketini elbette görürsünüz.Amma dünyamdan madden ve manen kopabilirseniz o zaman dayandığınız kuru ağaç bile yeşerecektir.
Kanın kan, canın canan olsun kuzum.
FİKRİ BABA'DAN
Cahide ARIÇ tarafından derlenmiş ve yazılmış TİN YAYINLARI 1988/İZMİR "Gül Bahçesi" isimli kitaptan alınmıştır:
Bismillahirrahmanirrahim
Mevlüdi şerif okunsun şerbetler içilsin bugün,
Münevver olsun Kalbi ihvan nurlar saçılsın bugün
Himmeti Piran ile masivadan geçilsin bugün,
Hem kabulü dua olsun babı rahmet açılsın bugün,
Ervahı ihvan ruhi nebide mahvolsun,Ruh-u hayvanı seçilsin bugün,
Aşkı ilahi cismi na pakları mahveylesin,Şevki Resulullah ile Cennete geçilsin bugün.
Tecelli eylesin emri ırcıi hem okunsun Kuran,/Münkürün kalbine yazılsın bugün emri ile ferman.
Müminlerin derdine Resulullah'dan olsun derman.
Şarabı aşk hem abı hayat içilsin bugün/Bahtiyar olsun mevlüt okutan hem dinleyen ihvan.
Zaman mekan kalmasın hem mahvolsun cihan/Ref olsun perdeleri cemal ile açılsın bugün.
Aşka gel ey Fikri , kalbinden daim eyle zikri/"Üduni estecip leküm "deki hak daim eyle şükrü
"La Teknatu" dedi Allah hiç ümidim kesmem billah,Lailahe illallah,değil fena fillah beka billah,
Yok olsun hayri hayderi geçilsin bugün ,Beyti fikri bugün nura olsun mazhar,Gel ey dost nurunu cümle ıhvane göster.Zira aşıklardır nurunu görmek ister.
"Mutu kable en temutu" sırrına mazhar olana yoktur ölüm,cismicanım mahvoldu Allah Allah söyler dilim.Söyleyen kim, söyleten kim bilmedim,
Açıldı kalbimden gonca gülüm Deryayı cünune gelsin bostanı rahmanda uçulsun bugün.
Deryayı cünuna daldım hem mecnun oldum halimden bilen yok, cümle varımı pazara döktüm elimden alan yok.Bütün ey abidan Mecnun ile Leyla ararlar hiç bulan yok.
Eflaki sema ağlar zarımdan gözlerimin yaşını silen yok.
Deryalar gibi çoştum bu işe ben de şaştım hiç dalan yok.
Kainata fikri aşk ile baktı ciğerlerini kebab etti hem yaktı.
Hakikat gülleri çok dikildi , goncaları açıldı,Elhamdülillah solan yok.
Gel ey Fikri, fikir ey vakti seherde çok zikir eyle
Diline her ne gelirse söyle bütün kainat ağlar hiç gülen yok.MUHAMMEDİ FİKRİ MEDLİ
KUDÜS MÜSLÜMANLARINDIR
İsra suresinin hikmetleri vardır.Bu surede şu hususlar vardır:
1-Hazret-i Peygamber'in iki kıblenin peygamberi oluşunun ilan edilmesi,
2-Yahudilerin Kudüs'ü korumaları ve bakımını üstlenmelerinin bitişinin ve bunun İsmailoğullarına tevdi edilişinin ilanı,
3-Kureyş kafirlerine vaaz ve nasihat dönemlerinin bittiğine ve Resulullah(SAV) 'in muhacir olarak onların arasından çıkarılışıyla onlara azap döneminin yakınlaştığına işaret,
4-Miractaki hükümler ve vasiyet
5-Namaz kılınmasının emredilmesi ve beş vaktine işaret
Hazreti İbrahim'e mukaddes toprakların himayesi(velayeti) verilmişti.O da bunu iki oğlu arasında taksim etti: Mekke'nin bulunduğu arap yarımadası Hz,İsmail'e, Kudüs'ün bulunduğu Suriye ise İshak'a verilmişti.İsrailoğulları(İsrail, İshak oğlu Yakubun lakabıdır ve İsrailoğulları arasında Yusuf'dan Hz.İsa'ya kadar İsrailoğullarının peygamberleri vardır)Kuudüs'ün bakımını üstlendilerMekke'nin bakımınıda İsmailoğulları üstlenmiştir.İsrailoğullarının kıblesi Beytül Makdis, İsmail oğullarının kıblesi Kabe idi.Hz.Peygamber,Hz.İbrahim'in iki oğluna bölünmüş olan mirası topladı.Namaz farz olduktan sonra iki kıbleye dönerek namaz kıldı.İki kıblenin peygamberi olduğunu ilan etti.
AVRUPA İSLAMİYETE HAMİLE
Ezher üniversitesi reislerinden Şeyh Bahid efendi İstanbul'a gelmişti.Elli dört yaşında idi.O sıralar İstanbul'da bulunan ve otuzbir yaşında olan Said Nursi'nin her suale cevap vermesi nedeniyle kendisinden aciz kalan İstanbul Üleması,Bediüzzaman ile Şeyh Bahid'i karşı karşıya getirdiler.Ayasofya camisinden hep beraber çıktılar ve bir çayhanede oturdular.Bediüzzaman hiç bir şey sormuyordu.Şeyh Bahid sordu:
-Osmanlı hükümetindeki hürriyete ne diyorsun ve Avrupa hakkındafikrin ne?
bU SUAL İLE MİSAFİR ŞEYH,sAİD NURSİNİN UZAK GÖRÜŞLÜLÜĞÜNÜ ,BASİRET VE FERASETİNİ ,İÇİNDE YAŞADIĞI DÜNYAYI ANLAMA SEVİYESİNİ ÖLÇMEKTİ.Bediüzzaman şu cevabı verdi:
"-Osmanlı hükümeti Avrupa ile hamiledir.Avrupa gibi bir hükümeti doğuracak.Avrupa'da İslamiyete hamiledir.O da İslam devleti doğuracak"
Şeyh bu gençle münazara edilemeyeceğini anlıyarak Bu hakikatın bu kadar veciz ve beliğane bir tarzda ifadesine hayran kalmıştı.
KÖPEĞE HAKKINIZI HELAL EDİN
Bediüzzaman hazretleri Van, Nurşin camisinde kaldığı günlerde , bir köpek hücre kapısını açık görünce içeri girmiş , talebelerin kavurmasını yemişti,Üstelik kavurmanın içinde bulunduğu testiyi kırmıştı.Talebeler köpeği tekrar getirip dövmeye karar verdiler.Üstad,onlara köpeğe bir şey yapmamalarını , hatta aleyhinde konuşmamaları hususunda ikna etti ve:
"-Bu hayvanın gıybetini yapmayın ve helal edin" dedi.
9 Haziran 2021 Çarşamba
SERDENGEÇTİ'NİN BEDİÜZZAMAN RÜYASI
Osman Yüksel Serdengeçti bir rüyagörmüştü:Rüsyasında omuz omuza basarak bir kule oluşturan muazzam, dağ gibi bir insan yığınının en üst noktasında Said Nursi hazretleri duruyor. Başı göklere değiyor. Saçı bulutlara karışmış. Üstad Serdengeçtiyi görünce gülümseyerek iki eliyle selam veriyor.Üstadın selamını alıyor. Rüyadan heyecanla uyanan Osman Yüksel,Üstadın Fatih Reşadiye otelinde kaldığını duyunca hemen ziyaretine gidiyor. 29 nolu odada kalan üstadın bu saatten sonra ziyaretçi kabul etmediğini otel görevlileri söylese de İman ve aksiyon adamı Serdengeçti:"Onun kapısına varmak da benim için güzel bir şey"diyor. Talebeleri içeriye misafirin varlığını haber verince üstad kabul ediyor.İçeri giriyor. Üstad: -Sen, Serden geçti Osman -Evet -O yazıları yazan mı? -Evet Serdengeçti Üstadın elini öpüyor. Üstad onun oturmasını söylüyor."Ellerime uzanan dudakları tepeyim /Allah diyen gel seni ayağından öpeyim"Üstad şöyle diyor: "Ben seni eskiden biliyorum. Emirdağ'da iken mecmuanı getirdiler.Allah ve din uğrunda her şeyimden vazgeçtim, serimi bu yola koydum, demişsin.Aferin, Aferin, maşallah, maşallah.Daha çok da genç. Bir oğlum olsaydı adını Serdengeçti kordum". Sonra talebelerine dönerek"Bu benim oğlum,oğlum olsaydı böyle yetiştirirdim" demiştir. Bu "oğlum" iltifatı üzerine Serdengeçti günlerce mest gezmiştir.
8 Haziran 2021 Salı
SEKİZ HAZİRAN 632
Efendimiz Sav'in vefat yıl dönümüdür. Evlendiğimiz tarihi hatırımızda tutarız eşimize karşı mahcup olmamak için.Çocuklarımızın doğum günlerini aklımızda tutarız mahcup olmamak için. Hüzünlenmek için Efendimizin vefat gününü niçin aklımızda tutmayız?
12 KUTUP
İbni Arabi hazretlerinin bildirdiğine göre 12 Kutup şunlardır:
1-Kutup, Hz.Nuh kalbi üzeredir. Suresi Yasin-i şeriftir.
2-Kutup , Hz.İbrahim kalbi üzerinedir.Suresi İhlastır.
3-Kutup, Hz.Musa kalbi üzrnedir.Suresi Nasr'dir.
4-Kutup, Hz.İsa kalbi üzredir.suresi Kafirundur.
5-Kutup, Hz.Davud kalbi üzredir.Suresi Zilzal'dir
6- Kutup, Hz.Süleyman kalbi üzredir.Suresi Vakıa'dır.
7-Kutup, Hz.Eyyüp kalbi üzredir.suresi Bakara'dır,
8-Kutup, Hz.İlyas kalbi üzeredir.Suresi Ali İmrandır.
9-Kutup, Hz.Lut kalbi üzredir.Suresi Kehfdir.
10-Kutup; Hz.Hud kalbi üzredir.Suresi Enam dır.
11-Kutup, Hz.Salih kalbi üzredir.Suresi Taha'dır
12-Kutup; Hz.Şuayp kalbi üzredir.Suresi Mülk dür
DECCAL'İN MANASI
Deccal'in kelime manası olarak kökü; yalanca ve gizlediği şeyin aksini beyan edendir. Ebül Abbas hazretleri;"Deccal ismi, gerçeği halktan gizleyip halka batılı süslemesindendir" demişlerdir.
Her peygamber ümmetini Deccal ile korkutmuştur.Ancak bir peygamber bilir ki kendi zamanında Deccal zuhur etmeyecektir.Peki ümmetlerini niçin Deccal ile korkutmuş olabilirler?
Bilinmelidir ki peygamberler ümmetlerini Deccal ile cahillikten, yalancılıktan ve dünyaya meyletmelerinin önünü kesmek için korkutmuşlardır. Böylece ümmetlerinin imanlarını bu işlerden sakındırmışlardır. Deecalin çıkış alametlerinin ilki beni asfarın zuhur etmesidir.Beni asfar, insanda behimiye zuhurundan çıkar, zira insanda ilk halk olunan bu sıfattır. Yecüc Mecüc bundan sonra çıkar ki, bu da insanda olan sıfatı zemime, yani efkarı süfliyyatın külliyyen hücumu ve zuhurudur.
Daha sonra Deccal çıkar; insandaki alı meaş sıfatı ve kibiri tüm insan vücuduna hakim olmasıdır. Bunun akabinde Hz.İsa'nın zuhur etmesi , yere inmesinden kinayedir ki, akl-ı maadın nuru yalnız eli ile zuhurundan, Deccali katletmesinden ibarettir.