KÜÇÜK ÇOCUKLARIN HASTALIK ŞİFASI
Necib Sultanıma gelen bir ziyaretçi özürlü iki çocuğundan bahsetti.Tıbben çaresizlik içinde olduklarını ifade etti.Sultanım kendi hayatından bir kesit anlatıp arkasında bir tavsiyede bulundu: "İki kız çocuğumdan sonra üçüncü olarak oğlum dünyaya geldi. Çocuklar için akika kurbanı kestirmek adetim olduğu için bu kurbanı kestirdim. Ancak çocuk halsizleşti. İskenderun'daki her iki hastanenin dahiliyecilerini tanıdığım için ikisine de çocuğu gösterdim. Her iki hekimde aşağı yukarı aynı ilaçları tavsiye ettiler. Ancak ilaçların faidesi olmadı. Çocuk erimekte idi. Hanımıma dedim ki tıp çaresiz ancak ben buranın yabancısıyım. Sen buralısın. Burada Evliya yok mu çocuğu ona okutalım dedim. Dörtyol Özerli mahallesinde Hacı Emin Efendi denilen bir zat var idi.köyün camisinde fahri imamlık yapardı.Bu zat hanımımı da uzaktan tanırdı. Çocuğu alıp imam olduğu camiye gittik. Cemaat öğle namazında idi. Çocuğu caminin yanındaki bir sedire yatırıp cemaatin dağılmasını bekledik. Cemaat gitti .Hoca efendi dışarıya çıktı. Hanımıma baktı. Hayırdır karakız dedi. Çocuğun durumunu anlattık. Emin efendi hiçbir şey demeden evine gittik. Meramımızı anlatma fırsatımız olmadı. Çaresiz ikindi vaktini beklemeye niyet ettik. Biraz sonra Hoca efendi geldi ve hanımıma hitaben:Kara kız kocan olan bu Konyalı'nın kıymetini bil, çocuğuna da güzel davran" dedi. Eşim Hocam çocuğa okur musun deyince Hoca kızdı okuduk ya" deyip camiye girdi.Biz vakit namazını kıldık ve evimize geldik o gün küçük çocuğum gözlerini açtı ve iyileşti. Daha sonra dördüncü çocuğumuz Ahmet Sinan dünyaya geldi. Ancak bu çocuk6 yaşına gelmesine rağmen ayağa kalkamıyor, oturamıyordu. Doktorlar çaresizde. Lübnan'a günü birlik giden insanlardan mama ve ilaç getirtsem de çare yoktu. Çocuğu sandalyeye etrafına minderler koyarak oturtmakta idik. Ben İskenderun'da terzilik yaparken aynı zamanda Pakistan merkezli İslamı yayma cemiyeti denilen dünya çapında islam propagandası yapılması için yurt dışına adam gönderen bir cemiyete yardım etmekte idim. Bu nedenle Türkiye'ye gelen ikisi yaşlı ikisi genç insandan oluşan dört kişi şehrimize geldi. Tebliğ cemaati denilen bu insanlar camide yatıp kalkarlar ve insanlara islamı anlatırlar idi. Ben yaşlı olanına dedim ki: "Böyle böyle bir çocuğumuz var ayağa kalkmayı bırak oturamıyor ve konuşmuyor dedi. Yaşlı olan adam genç olana git bir bak dedi. Ben genç olanı evime taksi ile getirdim. Küçük çocuğa baktı ve bu çocuğa balon şişirmeyi ve şişen balonu patlatmayı öğretin ve yemeğin sularından ağzına verin dedi ve gitti. Biz başladık balon alıp çocuğa verip şişirtip patlatma yapmasını öğrettik. Bir müddet sonra çocuk düzelmeye yemek yemeye başlayıp ayağa kalktı.
Bu anektodu anlatan Necib Sultanım müşkülü olan arkadaşa dedi ki "Bir vakit Dörtyol'daki Ali baba dergahında otururken küçük bir çocuğu oturduğum yerde kucağıma bıraktılar. Bir şey söylemediler ve bende şaşırdığımdan soramadım. Beş dakika sonra çocuğu tekrar kucağımdan aldılar. Sonrasında öğrendim ki çocuk hasta imiş ve ana baba çaresiz kalmış. Çocuk iyileşmiş. Hak Teala'ya yalvardım. O gece rüyamda Kilis'te Canbolat camisinin yanındaki park içinde türbesi olan Muhittin Ensari hazretlerini gördüm ve benimle konuşarak hasta olan küçük çocukları kendi türbesine göndermesini söyledi.
Konuşma burada bitti. Müşkülü olan delikanlı mesajı almıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder