Ârifler Ma’rifete Vâsıl Olmadan İçinde Bulundukları Havf u Recâdan Ma’rifetle Kurtulmuşlardır “Ârifde ârif olmadan evvel havf u recâ (korku-ümit hâli) vardı ancak işin önünden haberdar olduğundan bu bilgi her ikisini de kaldırdı, yok etti.” Mercimek ekenin mercimek hasat edeceğini bilmesi gibi, ârif aşk-ı ilâhî vasıtasıyla kendine ne olacağını müşâhede eylemiştir. Bu suretle uhrevî ahvâl endişesi olmaksızın taât ve ibadetle meşgul olmuş, cennet ve cehennem düşüncesinden âzâd olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder