Ricâlu’l-Gaybın Evren Üzerindeki Tasarrufları Manevî bir devletin yöneticileri olmaları sebebiyle ricâlu’l-gaybın, daha önce belirttiğimiz gibi, kozmik yetki de diyebileceğimiz birtakım tasarrufları bulunmaktadır. Ricâlu’l-gayb hiyerarşisi içerisinde yer alan kimselerin; âlemdeki manevî ve ruhanî düzenin korunması, hayırların temini, kötülüklerin giderilmesi, bol yağmur yağması, bereketin artması, zalimlerin cezalandırılması, belaların kaldırılması, yaratıkların ihtiyaçlarının karşılanması gibi konularda âlemdeki tasarrufları dikkat çekmektedir. Kısacası onlar, evrenin kozmik işleyişinde tasarruf etmektedirler. Ancak bu tasarruf yetkisi ile ilgili akla bazı sorular gelmektedir. Acaba ricâlu’l-gaybın varlıklar üzerinde tasarruf edişini nasıl anlamak gerekir? Onlar bu tasarruf yetkisini her zaman her yerde kendi istedikleri gibi mi kullanmaktadırlar? Onların bu yetkileri sınırsız mıdır? Yoksa onlar bu tasarruf konusunda bir vasıta mıdırlar? Bu soruların cevabını bulabilmek için sufîlerin bu konudaki değerlendirmelerini ele almak gerekir. Tabii bu konunun, insanın Allah’ın halifesi oluşu veya insan-ı kâmil gibi konularla da bağlantısı bulunmaktadır. Âlemde tasarrufta bulunacak olan insanın, tasarruf etme imkânına sahip olabilmesi için, bütün âlemi kendinde cemetmesi, bir araya getirmesi gerekir.
İbnü’l-Arabî, Hakk’ın âlemde insan yoluyla tasarruf edişini, yüzük kaşı (fass) benzetmesi ile açıklamakta ve bu benzetme yoluyla insanın hilafetini vurgulamaktadır. Buna göre, onun âleme nispeti, mührün, üzerinde bulunduğu yüzük kaşına nispeti gibidir. Sultanın hazineleri üzerine nakşettiği mühür, yüzük kaşının üzerindedir. Nasıl ki padişah, hazinelerini mührüyle muhafaza ediyorsa, Allah da mahlûkatını halifesiyle muhafaza eder. Üzerinde sultanın mührü oldukça hiç kimse, sultanın izni olmadan bu hazineleri açmaya cüret edemez. Böylece Allah, âlemin korunmasında insanı kendisine halife kıldı ve âlem, içerisinde insan-ı kâmil bulunduğu müddetçe muhafaza edilecekti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder