10 Eylül 2022 Cumartesi

RİCALUL GAYBE ALLAH'IN İHTİYACI VAR MIDIR?

 Kâinatın bütünüyle Allah’ın kudret ve iradesiyle idare edildiği ve Allah’ın ricâlu’l-gayb da dâhil olmak üzere hiç kimseye ve hiçbir vasıtaya asla ihtiyacının olmadığı şeklinde bir düşünce akla gelebilir. Elbette İslam inancına göre, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir. Dolayısıyla O, hiçbir şekilde; insanların canını almak için Azrail’e, peygamberlerine vahyini ulaştırmak ve onlarla iletişim kurmak için Cebrail’e, kullarını sorguya çekmek için Münker ve Nekir’e, insanların amellerinin yazılıp tespit edilmesi için Kirâmen Kâtibîn meleklerine, müminlere emir ve yasaklarını ulaştırmak için peygamberlere, sâlihleri ödüllendirmek için cennete muhtaç değildir. Fakat bu durum, İslam inancına göre sözkonusu unsurların mevcut olmadığına kesinlikle delil olamaz. Binaenaleyh Allah’ın ricalu’l-gayba ihtiyacının olmaması bu kimselerin var olmaması manasına gelmez ve İslam inancı da kesinlikle böyle bir şeyi öngörmez.

İslam âlimlerinin tamamına göre, varlıkta mutlak tasarruf Allah’a aittir. Mutlak tasarruf iki anlamda anlaşılabilir. Birincisi, Allah Teâlâ, hiçbir vasıta ve yardımcıya ihtiyaç duymadan ve sınırsız bir şekilde yarattığı varlıklar üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilir. İradesi taalluk ederse bunu yapmaya kadirdir ve kimse engel olamaz. Çünkü O, küllî irade sahibidir, her şeyi dilediği gibi, dilediği şekilde yapabilir. Ancak Allah Teâlâ, ölçüsüz şekilde de tasarrufta bulunmamaktadır, çünkü O, adalet, hikmet gibi sıfatlara sahiptir ve iradesi bu sıfatlara uygun olarak tecelli etmektedir. İkincisi, her türlü tasarrufun gerçek sahibi olmakla birlikte Allah Teâlâ, bu tasarruflar için melek ve insan dâhil çeşitli vasıtalar kullanır. “İşi bir düzen içinde evirip çevirenler”  , “Derken işleri taksim edenlere andolsun”  , “Onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü. Attığın zaman sen atmadın Allah attı.”  “Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin fakat Allah dilediğini doğru yola iletir”  gibi ayetler bu hakikati vurgulamaktadır. Bütün varlıklar arasında tasarruf için sadece insana, kısmen de cinlere, sorumluluğun temelini oluşturan bir irade ve meyelan veya kesb verilmiştir. Âlimler, bu ikinci tasarruf konusunda bazı farklı görüşler dile getirmiş olsalar da, Mutezile dışında kimse tarafından, insanın kendi fiillerinin yaratıcısı olduğu ifade edilmemiştir. Tasavvuf ehli, Allah Teâlâ’nın insan vasıtasıyla tasarruf etmesini, maşa ile sobadan ateş alan adama benzetirler. Sobadan ateş alan maşa mıdır, yoksa adam mıdır? Bu benzetmede, gerçek failin Allah, insanın ise maşa konumunda olduğu belirtilmiştir.1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder