3 Eylül 2022 Cumartesi

MELEKLER

 

Bütün melekler, “Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve

kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır”(Tahrim 6)  ayetinde ifade edildiği gibi, Allah’ın emrine isyan ve muhalefet etmezler. Allah Teâlâ’nın kendilerine emrettiği

her şeyi yerine getirirler.Meleklerden bir kısmı, “Gece ve gündüz, hiç durmaksızın tesbih ederler”(Enbiya suresi 20)

ayetinde belirtildiği üzere, sürekli olarak Hakk’ı tesbih etmekle meşgul olurlar. Bir

kısmı da “İşi bir düzen içinde evirip çevirenler”(Naziat 5) ayetinde işaret edildiği gibi, kaza ve kader kaleminin işleyişine göre, gökten yere yönelik işleri icrâ ederler ki, bunların da göksel ve yersel olanları bulunmaktadır.130 Melâikesiz bir damla yağmur bile düşmeyeceği gibi, melâikesiz bir olay düşünmek de mümkün değildir.

Yine bazı ayetlerden âlem üzerinde tasarruf eden, âlemin düzeninin

sağlanması konusunda işleri evirip çeviren, taksim ve tevzî eden meleklerin olduğu

anlaşılmaktadır. Buna göre, “İşi bir düzen içinde evirip çevirenler” Naziat 5) ayetinde geçen

“Müdebbirât-ı emr”in, yüce Allah’ın âlemin düzenini sağlamakla görevlendirdiği, aldıkları emirleri yürürlüğe koyan melekler yahut elçi melekler olduğu , “Derken

işleri taksim edenlere andolsun” ayetinde geçen “Mukassimât-ı emr”in ise

Allah’ın işlerini taksim ve tevzî eden Cebrâil, Mikâil, İsrâfil ve Azrâil gibi emir

melekleri olduğu söylenmiştir.“Peygamberlere ve hatta yine meleklere ilahî emirleri tebliğ eden melekler bulunduğu gibi, cihad vs. gibi hususlarda fiilen kuvvet ve imdat getiren melekler debulunuyor. Halbuki âlemde hiçbir olay olamaz ki ona Allah’ın kudretinin özel bir ilgisi bulunmasın. Dolayısıyla melâike cinsinin, Allah’ın kudret ve tekvininin birlikten çokluğa dağılmasını ve onun özel çeşitlilik ve belirliliklerini ifade eden etken, yapıcı ilkeler olarak düşünülmesi gerekir. Kâinatta hiçbir şey, hiçbir olay, hiçbir fiil ve hareket düşünülemez ki, böyle bir elçilik ile vâki olmuş olmasın.” 

 

“Bundan başka bir tür melâike daha vardır ki bunlar, tekvinî olaylardan önce

emre ve söze ait işleri, bir başka ifadeyle ruhsal durumları, akıllı varlıkların ruhsal

işleyişine ait Allah’ın emir ve irşadlarının özel tecellilerini ifade ederler. Bunlar, daha önce algı ve anlayış elçileridir. Algı gücüne sahip ve istediğini yapmakta

serbest olan, etken ve yapıcı ilkelere, fiilden önce hayrın ve Allah’ın rızasının

yönünü gösterirler ve malâikeye olduğu gibi insana da vekildirler.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder