Hakîm-i Tirmizî de (ö.285/898) Hz. Peygamber’in (s.a.v.) vefatından sonra ortaya çıkacak olan kırk kişiden ve hâtemu’l-evliyâdan bahseder. Ona göre yeryüzü bu kırk kişi ile ayakta durur ve onlar O’nun ev halkıdır (âl-i beyt). Onlardan biri öldüğünde yerini bir başkası alır. Onların sayıları tükenip dünyanın sonu geldiğinde Allah bir velî gönderir. Allah onu seçmiş, ayırmış, kendisine yaklaştırmış, yakınlaştırmış, evliyâya verdiğini ona da vermiş ve ona özel olarak “hâtemu’l- velâye” yi ihsan etmiştir. Böylece o, diğer velilere Allah’ın kıyamet günündeki delili olur. Muhammed’de (s.a.v) sıdku’n-nübüvvet bulunduğu gibi onda da bu mühür sebebiyle sıdku’l-velâyet bulunur. Ne şeytan ona yaklaşabilir ve ne de nefs bu velâyetten kendi payına düşeni alabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder