22 Aralık 2020 Salı

UYANMA ZAMANI

Muhyiddîn-i Arabi’nin bir talebesi varmış. Muhyiddîn buna: “Allah’tan başka hiçbir şey yok!” der, der, duyuramazmış. Çünkü her şeyin bir zamanı var, birden bire olmaz. Tohum toprağa ekilir ekilmez meyva verir mi? Nihayet bir gün, talebe pazar yerinde dolaşıyormuş. Kabakçı, tablasındaki son kabağı satmak için “Bir taneden başka kalmadı!” mânâsına Arapça “lâ bakaa illâ vahid!” deyince talebe düştüğüynen bayılmış. Adam, O (Kudret), bizzat kendisine hitap ediyor zannıyle cezbeye geliyor, düşüp bayılıyor. Ayıltıyorlar. Kabakçı ne bilsin o talebenin, kendi bağırmasından bayıldığını, bir daha “lâ bakaa illâ vahid!” diye bağırınca, adamcağız bir daha düşüp bayılıyor. Nihayet meseleyi anlıyorlar. O sırada Muhyiddîn de oradan geçiyormuş; talebesine “Ben sana o kadar söyledim, anlamadın da, hakîkati bir kabakçıdan duydun hâ? diyor. Kanunu böyle: Zamanı gelmeyince olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder