23 Aralık 2020 Çarşamba

ŞEFKAT ZUHUR EDEN MİLLET BÜYÜR

Âdemi cennetten kovarken eline bir değnek vermişler; işte şeriat bu. Eğer Mûsâ’nın elinde o değnek olmasaydı hâli haraptı Fir’avn-ın elinden. Mûsâ’nın (âsâ)sı kanun, vicdân, yani şeriattır. Şeytan da koğuldu cennetten; onun eline âsâ verdiler mi? Bilâkis, ondan hep aldılar. Şeriat, nefsine mahkûm olanlara lâzım. Osmanlı Hükümeti Yemen’i, Hicaz’ı kanunla idare etmeğe çalıştı; muvaffak olamadı. Hâlbuki oraya şeriat lâzımdır. İşte şimdi oraya hâkim olanlar memleketi şeriat kanunlarına göre idare ediyorlar. Bizim Hükümetimiz de şeriat kanunlarına göre amel etmiyor; çünkü o hükümler bu zamana göre değildir. İnsanlar ilerledikçe kanun vicdâna geçiyor; vicdân hakîm oluyor. İsviçre’de ne güzel bir vicdân kanunu ve vicdân cenneti varmış. Zaman gelecek, biz de Adliye yollarına arpa ekeceğiz: Dâvâ, düşmanlık kalmayacak. Bütün dünya bu mesut devreye doğru gidiyor. Hangi milletten ilâhî şefkat zuhûr eder ise diğer milletleri kardeş gibi görürse, o millet büyür. Çok meşrepli, iki yüzlü ve hain milletler perişan olur, Ermeniler gibi yurtsuz ve hükümetsiz kalırlar. Bazı milletler zayıf milletleri avlıyorlar; gûya iyilikle avlıyorlar amma, yakaladıkları av canlı olduğu için ellerinden kaçıyor. İngilizler Asya’yı fethetmek için Arapça öğreniyorlar. İnşallah onların bu taklidi tahkîk olsun da Müslüman olsunlar; böylece onları Asya fethetsin. İnsanları sevgi bitiştirir. İki kişi birbirini rızâlillah sevse, sevene sevilenin kuvveti de katılır, bir kişinin kuvveti iki; karşılıklı sevişen iki kişinin kuvveti de dört kişi kuvveti kadar olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder