Hz.Davud aleyhisselamın sesinin güzelliği Kuran-ı Kerim ve hadislerle tasdik edilmiş ve medh olunmuştur.Birisi "ses nedeniyle şahsa kıymet vermeli mi?" diye sorunca karşısındaki zat "Hazret, bu değeri Allah ve Resulullah vermiş.Kuranı kERİMLE SABİTTİR Kİ hAZRET-İ dAVUD mEZAMİRİ'Nİ OKURKEN , DAĞLAR AĞLAR, KUŞLAR AĞLARMIŞ.aLLAH ALLAH DAĞLARIN AĞLAMASI NASIL OLUR, dAĞLARI KUŞLARI AĞLATAN SES, İNSANI NE YAPSIN YAHU"
Peygamber efendimiz bir gün Ebu Musa el-Eş'ari'ye " Ya Eba musa !Allah sana Mezamir-i Al-i Davud'u vermniş" diye iltifat buyurmuşlar.
!Nereden bildiniz ya Resulallah?"
"Dün akşam Kuran-ı Kerim okurken, seni dinledim"
"Ya Resulallah , eğer sizin dinlediğinizi bilseydim, başka türlü okurdum.."
20 nci asrın en güzel sesli hafızlarından Hafız Sami bir mecliste okuyor.Daha bir kaç ayet okumuştu ki mecliste bulunan Romanya başmüftüsü Salih efendi dayanamadı ve yanındakinin kulağına şunları söyledi:"Efendi hazretleri bu nasıl ses.Bu ses beni bir anda yaktı kavurdu...Yahu bu adam bu sese bir ömür boyu nasıl dayanmış?Bu ses onu deli etmemiş.."
Sesin atmasforde kaybalmadığı ifade edilir.Hatta Peygamberimiz zamanında fonoğraf olup da o zamanki okuyuşlar, tarzı telaffuzlar muhafaza edilmiş olsaydı, şimdi ihtilaf olmazdı" diyen birisine üstad demiş ki:" Madem ağızdan çıkan ses gaib olmuyor, fonoğraf ve radyo bunu ispat etti.Bir gün gelecek, fen terakki edecek; olabilir ki,geçmiş zamanlarda söylenen sözler de alınabilecek.Buna şu ayeti kerime delillir:
HAZA KİTABÜNA YANTIKU ALEYKÜM BİL-HAKKİ, İNNA KÜNNA NESTENSİHU MA KÜNTÜM TA'MELUN"
(Bu, yüzünüze karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır.Çünkü biz yaptıklarınızı kaydediyorduk.Casiye 45/29)
Necib Sultanımız daha çocuk iken,evlerine oturmaya gelen ihtiyarlardan duydukları kelamlar içinde bu husus var idi.!Bir gün gelecek, insanlar kollarına taktıkları bir alet ile ölmüş ana babalarının seslerini dinleyecekler.Biz görmeyeceğiz ama bu çocuk görecek"
hAFIZ sAADETTİN kAYNAK'A Hafız sami hakkında sormuşlar.Hazretin cevabı ;"Hafız Sami'ye ait kürsü halen boş duruyor.O günden bu güne kadar , bu kadar okuyucu geldi geçti ancak Hafız sani'nin kürsüsü hala baş duruyor"
Osmanlı'nın 650 yıllık devrinde , saltanat müddetinde, Kanuni zamanına Altın devri derler.Bu böyle bilinir.Fakat herkesin bilmediği gerçek şudur ki , her okuyucunun da bir altın devri vardır , bu devir bazılarında üç, bazılarında beş sene devam eder.Bu o zatın yükseliş devridir, en verimli, en gür devridir.Bu devir Hafız sami'de çok devam etmiştir.Çünkü hançeresinin yanıklığı ile beraber sesinde de bir kuvvet vardır.Beş saat okusun da ses perdesini kaybetmesin! Beş saat okuyup ta kararmayan bir ses nadir görülür; bu ancak allah vergisidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder