Manzumelerinin neredeyse her mısraında , hayatta hiçbir iş yapamadığını, sessiz yaşayıp , kimse tarafından bilinmediğini ifadeye çalışmıştır.SAFAHAT'ını inceleyenlere dehşet veren bu içli terennümün , gözyaşları ile bestelenen bazı parçaları gönlümüzde yad edelim:
Ben böyle durmayacaktım dili bağlı,/ İslam'ı uyandırmak için haykıracaktım..
Gür hisli, gür imanlı beyinler, çoşar ancak,/ Ben zaten uzun boylu düşünmekten uzaktım.
Haykır! Kime, lakin? Hani sahipleri yurdun?/ Ellerdi yatanlar , sağa baktım, sola baktım;
Feryadımı artık boğarak, naşımı tutdum,/Bin parça edip şi'rime gömdüm de bırakdım,
Seller gibi , vadiyi enimim saracakken,/Hiç çağlamadan gizli inen yaş gibi akdım.
Yokdur elemimden , şu sağır kubbede bir iz,/İnler "Safahat"ımdaki hüsran bile sessiz.
***
Toprakda gezen gölgeme toprak çekilince,/Günler bu heyulayı da er geç silecekdir;
Rahmetle anılmak , ebediyyet budur amma, Sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecekdir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder