5 Şubat 2025 Çarşamba

İMAM HATİPLER OKULLARININ AÇILMASI İÇİN NASIL İZİN ALINDI

 Bu iznin başmimarı Celal Ökten hocaefendidir. Talim Terbiye kurulundan bu iznin ne zorlukla alındığının hadisesi tarihi ibretlik bir durumdur.Celal Ökten Hoca'nın ağzıya:

" Memleketimizde 1940 lı yıllarda 'Cenazemizi yıkayacak imam kalmayacak' sözü halkın arasında söylenmekte idi.Bu sözün doğruluk payı vardı.Bazı köylerde imam olmadığı için komşu köyün imamı gelinceye kadar çenaze bekletilmekte idi.Zaman geçtikçe bu sorunun dahada büyüyeceği i aşikmardı. Asıl tehlike milletin cenazesini yıkayacak hocanın olmaması değil, milletin imanını yıkayacak, milletin ruhunu , aklını yıkayacak hoca kalmamış, kalmayacaktı. Memleketin imanını yıkayan , koruyan Mustafa Sabri Efendiler, Hamdi efendiler, Naim beyler,Mehmet Akif beyler, Ferid beyler, İsmail Hakkı beyler gitmişti.Memleketin imanı gidiyordu.Memleket sade cehaletin değil, küfrün istilasına giriyor, küfrün silindiri altında eziliyor, eriyordu.

Arkadaşlarla istişanre edip, ne edip ne yapıp küfgrün kalesinde bir delik açmak için , bir İmam-Hatip okulunun açılması na arkadaşlarla karar verdik.Milli Eğitim bakanı Tevfik İleri talebem idi.Terbiyeli bir talebe idi.Beni unutmamıştı.Daha önce onun tavassutu ile Adnan Menderes'in oğullarına Kuran-ı Kerim öğretmek için beni tayin etmişlerdi.Adnan beyin oğullarının İstanbul'da olduğu günlerde  hariciye vekili Fatin rüştü zorlu'nun evine gider, çocuklara ders verirdim.Bunu herkes bilmez.Tevfik İleri ile daha önce konuşmuştum, "Hocam Ankara'ya gelin .Umut ederim ki , İnşaallah bu imam Hatip kararını çıkarırız.

Masonlar, Döjnmeler Bakanı dinlemiyor.Trene bindim Ankara'ya geldim.Bir otele yerleştim.Tevfik İleri'nin verdiği emir bir türlü Talim Terbiye kurulundan çıkmıyor.Bekle bekle ses yok.Tevfgik ileri'nin gelin demesi bana güç vermişti ama işin bu kadar zor olacağını , Masonların, dönmelerin Bakanı dinlemeyecekleri hesapta ypoktu.Bir ay uzayacağını hesap edememiştim.Müdür:' Mevzuat, kanunlar müsade etmiyor.Bunun için Tevhid-i tedrisatın değişmesi lazımdır.Bu kanun ile imam Hatip okulları kapatılmış, o günden bugüne kadar bir kanun da çıkmamış.Karar, bizim selahiyetimizin dışındadır.Parlemento'dan bir kanun çıkması gerekir.Biz böyle izin veremeyiz' diyor.

Talim Terbiye kurulunda müdür olan kişi sarıbir herif .Yılan gibi bakışları var.Beni çok soğuk karşılıyord.Diyebilse bana "Hoca defol git" diyecek.Demedi ama bakışları öyle.Bir ay boyunca her gittiğimde dönme, beni "Yine mi geldin hoca.Boşuna yorulma" diye nbakışlarla karşılıyor.

Bir ay Anhkara'da otelde süründüm.Çamaşırlarım kalmadı.Param bitti.Akşamları, otelden aldığım çay ile , odamda ekmeği çaya batırarak yemek zorunda kaldım.Uykularım kaçıyorda.Hatta kaşınmaya başladrım."Eyvah bitlendim mi?" diye korktum. pratik bir adam değilim ki çamaşırlara çare bulayım.Beni davet eden birileri de yok.Ancak Tevfik beye giderim otele dönerim. Bakanlıkta oturup beklerken , bacağımın altına mendilimi koyuyorum.Prostatım var, kaçırıyorum.'Abdeste gideceğim de diypemiyorum ki,'Ulan abdestini tutamayan adamın , burada ne işi var?" derler diye.

Niihayet bir gün artık çok sıkıldım, rahatsız oldum.Sarı adam, gittiğimde artık yüzüme dahi bakmaz olmuştu.Bastonuma dayandım:

' Buradan doğru trene gideyim' diye kalktım.Yalnız Tevfik İleri beye bir daha uğrayayaım , hem veda edeyim dedim.Tevfik bey o kırğın halimi görünce ;

"Hocam siz rahatsız sınız" dedi.Ben ;"Tevfik bey, ben gidiyorum.." dedim .üzüldü. düşündü; Hocam iyi sabretmişsiniz..Son çare olarak , meseleyi adnan beye açalım," dedi.Birlikte  Adnan M>>enderese , başvekalete gittik.Vaziyeti anlattık.Adnan Bey hayret etti.üzüldü.Talim terbiye deki bir adamın , Bakana karşı koyduğuna şaştı.

"Bu derece mi Tevfik Bey" dedi.

"Evet, efendim bu derecedir.."

Başbakan biraz düşündükten sonra  dedi ki:

"Hocam yarın siz Tevfik Bey'e gelin; Tevfik beyle beraber Talim Terbiyeye gidin..Ben aynı sbaatte baskın yapayım..Bir de bu şekilde tecrübe edilim. Belki Allah yardımcımız olur," Ertesi gün Adnan bey'in dediği gibi , Tevfik beyle birlikte Talim terbiyeye gittik.O memurun masasında iken Başbakan geldi.Girer girmez selam verdi, Sonra:

" Tevfik bey neredesin yahu! Ne zaman sorsam , Talim Terbiye'de diyorlar..Nedir bu? Allah aşkına senin Talim Terbiye'de bu kadar ne işin var?..'

'Efendim , Celal Ökten hoca , benim hocamdır.bir aydan beri buradadır..'

' Hayırdır ne işi varmiş?" Tevfik bey "Efendim , böyle ,böyle" diye anlattı.

Adnan bey memura sordu "Beyefenrdi bunun mahzuru nedir?"

"EFendim, bana mesuliyetim dışında bir tekilf yapılıyor, ben böyle bir karar veremem.Böyle bir müsadeyi benden istiyorlar.Benden çıkması lazımmış.Binanaleyh  mevzuat böyle bir karar vermeme müsade etmez. Vekil bey üzerime baskı yapıyor.."

adnan bey "Peki Tevfik beyin verdiği talimat  kafi gelmiyorsa , emri ben vereyim; bu emri günün Başvekili vermiş deyin.."

adam ısrar ediyor: "Muhterem başvekilim ,ben mesul olurum, şifahi emir beni kurtaramaz.."

" O halde lazım olanı yazın ben imzalıyayım.." Menderesin bu kararlı tavrı karşısında Talim terbiye Dairesi başkanlığının söyleyecek sözü kalmadı.

Bizim bakanlıktan bir şey istediğimiz yok. Binayı bulacağız, kirası, bakımı; idareciler, öğretmenler, hademe  v.s maaşları hepsi bizden olacak..Tevfik bey de sormuştu ."Hocam nereye açacaksınız ? Kimler okutacak? Ben de : "Hele siz bize bir izin verin. Allah'ın lütfu Keremi ile  onlar bulunur"..

O gün benim için bir bayram oldu. Muvafakat emrini alıp Başvekaletten otele gelirken nasıl çıldırmadım, nasıl aklımı kaybetmedim, diye halen şaşarım. Ne evlendiğim gün ne de icazet aldığım zaman böyle sevindim.O gün bu kadar sevinmiştim. Bu dereceden fazla , bunu bastıran bir sevinci , ancak Beytullah'ı gördüğüm gün hissettim.

Tarih bunun için; ibret almak için yazımdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder