Kuran’ı Kerim’in Kehf
suresinde zikri geçen Zülkarneyn(a.s)’ın zulumat yaptığı yolculuğun mana
boyutunu şu şekilde izah etmişlerdir:
“Zülkarneyn(a.s)’ın Sure-i
Kehf’te anlatılan kıssası süluk ehlinin enfüste yaptığı nefis mücadelesidir.
Zülkarneyn (a.s)’ın
dünyada şehirler fethetmesi ;ehli sülukun nefis kalelerini fethetmesi;hazineler zabtedmesi ;ehli sülukun bilgi hazinelerine malik olmaları;inanmayanları
öldürmesi veya esir alması da eskiden
kalan bayağı ve kötü huyları yok etmesi
;yine inananlara sahip çıkması ve onlara ikram ve izzetlerde bulunması da ilahi
emirlere uymak ile elde edilen güzel huyların kazanılmasıdır.
Tüm bu anlatılanlar
kişinin kendi nefsi ile yaptığı batıni seyirler ve mücadelelerdir.
Mesela Zülkarneyn(a.s)önce
garp tarafına gitmiş ve oralardaki şehirleri fethetmiş,daha sonra da şark
tarafına gitmiş ve yine oralardaki şehirleri fethetmiştir.
Burada , garp tarafındaki
şehirler,insanın bedenidir.Çünkü beden,ruh güneşimizin battığı yer, yani
garpdır.Önce bedenin şeriat hükümlerinin emrine girmesidir.
Aynı şekilde şark
tarafındaki şehirleri fethetmesi de süluk ehlinin nefislerindeki Allah ve
Resulullah(s.a.v)Efendimizin ahlakına muhalif edecek tüm adi huyların ve
amellerin güç ve riyazetler yaparak nefislerini tamamen temizlemiş olmalarıdır.
Böylece önce bedenini daha
sonrada nefsini fethetmiş(temizlemiş)oldu.
Onun için önce garp
tarafını fethetmiş, yani garbı tamamen temizlemiş .Garbı tamamen fethettikten sonra şarka yürümüştür.
Daha sonra şark tarafında
kendisine tabi olan ve O’nun emri altına
giren halk(ki bu kişinin nefsidir),kendileri ile kendilerine devamlı
rahatsızlık veren hatta onlardan çoğu kimseleri öldüren Yecüc ve Mecüc arasına
bir set yapmasını ister.
Yecüc ve Mecüc ,kalbe
devamlı saldıran ve onu kötülüklere
sevkeden , kötü düşünceler ve vesveselerdir. B set , ehli sülukun
bedenlerini ve nefislerini kalpteki kötü
düşüncelerden koruyacaktır.Bu set de zühd, takva ve ihlasdan meydana gelmiştir.
Zühd takva ve ihlas ile
süluklarını tamamlayanlarda Yecüc ve Mecüc hiçbir zaman o seti aşamaz ve onlara
ulaşamaz.
Yecüc ve Mecüc seddi her
gün kazar ve set de her defasında
kendini yeniler.Çünkü kötü düşünceler ve ve vesveseler mümin kişiye her gün
saldırır.Ancak müminlerin bir kısmı o kötü düşünceleri ve vesveselenri yok
eder.Hatta bazı küçük günahlar da yapılan iyi ameller sayesinde
affedilir.Allahu Teala Hud suresi 114 ayetinde:”İyilikler,kötülükleri giderir”diye
bizleri müjdelemiştir.
Resulullah Efendimiz:”Günahtan
tevbe eden,günahı olmayan gibidir”buyurmuşlardır.
Zühd,takva ve ihlas ile
kalbi dolduran kimseye Yecüc ve Mecüc denilen kötü düşünceler ve vesveseler
saldıramaz.Saldırmaya da fırsat bulamaz,anck bunlar kalpte bulunmazlarsa
saldırabilirler.Bu sefer de kalbi istila ettikten sonra nefsini ve bedenini
istila ederler.
Beden ve nefis istilaya
uğradıktan sonra kişide amel ve ahlak çöker.Artık bedeni şer’i amelleri edemez
ve ahlakı da Allah ve Resulullah’ın ahlakına tamamen zıt olur.Yani kendisi
artık Allah’ın değil de şeytanın halifesi olmuş olur.
Yecüc ve Mecüc kıyamet yaklaştığı vakit seddi aşıp
mülhitlerin üzerine saldırır.Çünkü mümin kimseler bulundukça “Allah Allah”diyen
kimseler bulundukça kıyamet kopmaz.Yani Yecüc ve Mecüc’ün nefsimizi ve
bedenimizi ele geçirdiği vakit ,artık bizim için kıyamet yakındır.Eh artık bu
kadarını da sen anla”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder