Ehlullahın halini bilmeyen
,cahil bir vaiz Edirne’de Eski Cami’de bir Cuma günü kürsüye çıkıp:”Ey Ümmeti
Muhammed bu alemde gittikçe bidatler artıyor.Hepsinin üzerinde emr-i bil maruf
nehyi anil münker farzdır.Debbağhane’de bir şeyh peyda olmuş.Halkı başına
toplamış,kol kola verip cehr ile zikrullah ederlermiş.Bu husus dinen
günahtır.Hep beraber oraya varıp,onları yaptıkları bu işten men ederek kadı
huzuruna çıkartalım.Onları kadı huzuruna çıkartmakla çok büyük bir sevaba nail
olalım”diyerek kürsüden inmiş.
Camideki cemaat,yoldan geçen cahil kalabalıkları da peşine takarak o Allah dostlarının yanlarına
varmışlar.Dergahta bulunan Lali Efendi hazretlerine:”Bre zalim kol kola verip
cehr ile zikrullah ederek emri şer’i şerife ,aykırı hareket ediyorsun”diyerek
dergahta bulunan zakirbaşı Şaban dede ile bir kaç ihlaslı dervişi de yanlarına alarak zorla kadı huzuruna çıkartırlar.
Kadı huzurunda o cahil
vaiz,davasını anlatmaya başlar.
O sırada Edirne Valisi
merhum Fazıl Ahmet Paşa ,Cuma namazından yeni gelmiş olup,kalabalığın burada
niçin toplandığını orada toplananlardan sorar.
O kötü sözlü ehlullahın halini bilmeyen vaiz bunu fırsat
bilerek Lali efendi hazretleri,zakirbaşı Şaban dede ve birkaç ihlaslı dervişi valinin
huzuruna getirir.
“Bunlar kol kola verip
,cehr ile zikrullah ederek emri şeri şerife aykırı hareket ediyorlar”diyerek
kendi anlayışına göre anlatmak ister.
Fazıl Ahmet Paşa Lali
efendinin nurlu yüzünü görür,yerinden kalkar
Lali efendinin mübarek elini öper kendi yerine oturtur izzet-i ikramda
bulunur.
Bu durumu gören mutaassıp
vaiz Valinin huzurundan kaçmaya çalışır ama hemen yakalanır.Fazıl Ahmet Paşa:”Bre
me’un !Bire habis adam! Allah erlerine bu melanetvari harekete nasıl cesaret
ettin.Sen “Allah’ı ayakta ve oturarak zikrediniz”ayeti kerimesinin tefsirinde
(her hal üzere zikrediniz)buyrulduğunu bilmezmisin?”diye azarlar.
Öfkesinin şiddetinden o kötü
sözlü vaizin şiddetle cezalandırılmasını emreder.
Lakin Lali Efendi
hazretleri rica ve tavassutlarıyla,Ehlullahın ahvalini bilmeyen ,cahil vaiz bir
daha böyle hareket etmemesi için şiddetle uyarılarak huzurdan kovulur.
Fazıl Ahmet Paşa
hazretleri ,Lali Efendiye,Zakir başı Şaban dedeye ve diğer dervişleri ikram ve
iltifatta bulunarak kendi muhafızları eşliğinde tekkeye uğurlar
Meğer Fazıl Ahmet
Paşa,Sakız adasındaki İlyas efendi hazretlerine intisaplı imiş.Lali Efendi
hazretlerini gördüğünde o aziz sanmış.Lali Efendi bunu dervişana ifşa ettikten
sonra tekkede şu nutku şerifi terennüm etmiş;
Gel ey dil-i muhbit-i feyz-i Huda’dır halka-i tevhid
Muhakkak mürşid-i rah-ı likadır halka-i tevhid
Pes anda nar-ı zikrullah ider mum ahen-i nefsi
Yakıp gışşını nur eyler hudadır halka-i tevhid
Acep mi nur çevirse münkir-i dil-hasteler zira
Deva uşşaka, ehl-i inkara daddır hamka-i tevhid
Vücudun meşin ey salik,koyup gel pute-i aşka
O dem halis zer eyler kimyadur halka-i tevhid
Ğer keşt-i şer ile girersen bahr-ı lahut’a
Fena-i vahdete hoş reh-nümadırhalka-
tevhid
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder