Medine'ye hicret etmiş ehli tarik iki şahsın hikayesi.Bu şahıslar Konya'dan Medine'ye nicret etmiş hafız, yanık sesli bir zat olan Esad Erbili hazretlerinden ders almış Makinacı Tahir efendi isimli bir kişi..Konya'(da bisiklet tamir ettiğinden "Bisikletçi Hafız" diye tanınır, Medine'ye hicret ettikmten sonra dikiş makinası v.s tamir ettiğinden "Makinacı Tahir" diye anılmıştır. Diğeri ise Mersin'li Yusuf Efendi.
1947 yılında Medine'ye Mehmet EFendi isimli birisi gelir.40-45 yaşlarında.Makinacı tahir efendi ile ünsiyet kurar İrfaniye medresesinde bir oda bulurlar orada ikamet eder.Bu zat rüyalar gördüğünü , rüyasında Esad Erbili hazretlerinden emirler aldığını, izin aldığını, kendisine rüyada malumatlar verildiğini söylemeye başlar.Birgün bu iki kişeye der ki:
"Bugün rüyada gördüm.Menemen Şehitlerinin asıldığını, Şeyh Esad efendinin oğlu Şeyh Ali efendinin asıldığı gündür.Binanaleyh onların hatırasını aziz ve mesbud etmek için boynumuza ip takmamız lazımdır.
Parmak kalınlığında birer parça ungan verir.Boyunlarına takarlar.Tahir efendi ve Yusuf efendile rsaf inanmış insanlardır.Şeiyh efendi söyleyince akan sular durur, suizan, şüphe bilmezler.Bu iki şahıs Medine'de tanıdıkları Şaban Efendi isimli bir zata da giderler ve ondan da boyunlarına ip takmalarını isterler.Şaban Efendi İstanbul'da askerlik yapmış gözü açık bir kişidir.Hayır takmam gidip Saatçi Osman Efendi'ye bu işi danışayım der.Saatçi XOsman Efendi meseleyi öğrenince , şunları söyler:
" Herşeyin bir ölhçüsü , bir mantığı vardır.Maalesef bugünlerde tasavvufun ölçüsü kayboldu.Bir adam hocalık , şeyhlik iddia ediyor. Bakalım ehil midir? Yahu bu adam kimdir? İlmi seviyesi nedir? Şer'an ne icab eder. Caiz midir? değilmidir?Farzmıdır? Sünnetmidir? Farz ise ayn mıdır, kifaye midir?Yoksa vacip midir? Mendupmudur? Müstehap mıdır? Bunlar en basit müslümanın dahi bildiği şeylerdir.Bunları şeyhlik ididasında, hatta kutuplluk , gavslık iddiasında olan bir adam , bunları dahi bilmeyecek kadar cahilse , bu işin mantığı ,ölçüsü kalmamış demektir.. Bu ip hne Yahu?Bunun dinde yeri var mıdır? Bu dinin neresine sığar? Tasavvuf adına bu saçmalığı , deliliği yapan adama itibar edilir mi?
Şaban efendi ip takmayınca, , adam bundan şüphelenir ve düşünür:"Şaban efendi bana inanan iki adamı benden soğutacak, şuna bir iftira atayım" diye bir hile düşünür.
Şaban efendi bu şıh olacak adamı ve diğer iki kişiyi evine davet eder.Haremde namaz kıldıktan sonra gelir otururlar.Bir ara şaban efendi kahve getirmek için odadan dışarı çıkınca makinacı Tahir şıhlık ididasındaki adama sorar: "Hazret açılmıyorsunuz, bu gece çok kapalısınız, inkişaf olmadı, fütühat olmadı , nedir bu inkıbaz?.Şaban efendi bu konuşmayı oda dışında duymakta. Öteki cevap verir:"Nasıl açılırım tahir efendi? Şaban efendi cünüp?" bunun üzerine saf olan Tahir efendi dışarı çıkar:"Hafız efendi bir boy abdesti alıver" Şaban efendi der ki:" Mescidi Saadette biraz önce birlikte namaz kıldık,birlikte eve geldik.adam bana cünüp diyor.Ancak başka iftira bulamıyor.Öteki de tereddütsüz inanıp , kanıp gelerek benden yıkanmamı istiyor.Herif iftira atacak, çünkü boynuma ip takmadım"
Bu hadiseyi öğrenen saatçi Osman Efendi Makinacı tahir efendi ile görüşüp ona nasihat eder:"Tahir efendi bu işin sonu çok kötü olur.Bu hükümet böyle şeyleri sevmez.Bir takip olur.Bu adama o kmadar bağlanmayın"
Adam foyasının çıktığını, sevilmediğini anlar Medine'den gider.Sonradan bir Ermeni dönmesi olduğunu , bazı tasavvuf bilgileri öğrenip, sakal bırakıp , böyle sahte şeyhlik oyunmları ile geçimini sağladığı ortaya çıkar..
Bu adam kaybolduktan sonra Mehmet kahraman isimli birisi daha zuhur eder.Artvinli bir yapı ustası imiş.Adana'ya gitmiş, Sami efendinin sohbet ve zikir halkasına dahil olmuş,Medine'ye muhacir olara k gideceğini sööyleyince Sami Efendi "Orada kardeşlerimizden Şın Ali Rıza efendi'ye, Hafız Tahir efendi'ye , filana filan selam söyle" demiş. Bu adamda selamları getirdikten bir kaç ay sonra Makinacı Tahir, Mersinli Yusuf ve Mersinli Hacı Osman efendi'yeyanaşıp:Önce:
"Sami efendi hazretelri beni hassaten gönderdi" diyerek şeyhliğini ilan etmiş.Sonra Sami Efendi'nin medine'de olan halifesi Kaşıkcı Ali Rıza efendi için :"Ali rıza Efendi de feyz yok.O yalnız şeriatta , zühd-i mücerredde kalmış.Atmış yaşından sonra hafızlığa çalışmıştır.Artık işin irfan tarafını bırakıp zahire geçmiş, batınla alakasını kesmiş bir molla olmuştur.Manevi mevkiiini kaybetmiştir." diye onu makamından indirmiştir.Bu suretle bazı saf dervişleri ele geçirip onları üç dört sene perişan etmiştir.1963 yılında sami Efendi Medine'ye gelince bu durum kendisine arzedilmiş.Tahir Efendi, Sami efendinin ziyaretine gelince iki arada kalmış.Sami XEfendi hazretleri durumu sezerek sohbetinde şöyle buyurdu:
" Tahir efendi! Medineyi Münevvere de kimseye kötü denmez.Ben buraya kimseye kötü denilsin diye gelmedim.Ancak bu iş burada bitecek.Alakanız fakire olacak.Sizin şeyhiniz , hocanızk benim.Eğer mir meseleniz var ise , maddi veya manevi, anca beraber kanca beraber, Allah'ın izniyle birlikte halledeceğiz.Sanki Cenab-ı Hak, beni buraya bunun için göndermiştir.Sen saf kalbi temiz insansın..Tahir efendi bu durumu Mersinli Yusuf Efendi ile diğer kişiye nakleder.Yusuf efendi kabul eder, diğeri kabul etmez.Sami Efendi'nin Medineye gelişi ile Mehmet Karaman rahatsız ve tedirgin olur..Hacı Osman bu son durumu kendisine anlatınca şıhlık iddiasındaki adam kalkıp Mekkeye gider orada taife geçer ve orada ölür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder