Mustafa Necati Efendi isimli bir Zat aslen Erzurumlu olan Müftü katibi olan bir zat hicret niyetiyle 1946 yılında Hacca gelir.Resmiyette yasak olduğundan Suriye üzerinden gelmiştir.10 ylı Mekke'de kalır sonra Medineye yerleşir.Alvarlı Lütfi hazretleri onun için:"Molla mustafa meczubdur.Allah tarafından cezbedilmiş çekilmiş bir kimsedir.İnsanlar onun meşrebine , tavrına , sabrına tahammül edemez.Sizi dağın başında bırakır sohbete gider .Aşık insandır.Onun ruhu, aklına ve nefsine hakimdir.O ruhuna tabidir.Tecelliye tabidir.Molla Mustafa anadan doğma derviştir.Sözle, lafla,kaliyle değil, haliyle , gönlüyle, ruhuyla, bütün varlığıyla derviştir.Tasavvuftan, seyrü süluktan , dervişlikten maksud nedir? Mustafa Efendi gibi bir insan yetiştirmektir"
Medine'ye yerleştikten sonraki hayatında üç defa Konya'yı ziyaret etmiştir.Üçünde de hasta oldum" demesi üzerine sebebi sorulur:Hazret;Konya yemeklerinden der.Başlar anlatmaya:"Evvela bir çorba getiriyorlar, üzerine tereyağı dökülmüş.Benim garip bir insanım.evvela çorbadan başlarım.Hoca çorbayı sevdi diye kaldırmazlar.Ondan sonra patlıcan üzerine konmuş kocman bir et.Sonra su böreği derler, ömrümde yemediğim cinsten bir börek.Sonra baklava.Ben baklava ile bu işin sonu geldi diyorum yiyeceğim kadar yiyiyorum.derken bamya geliyor.Efendim iştahınız kesilmiştir.bu bamya iştah artırır,diyorlar,Bismillah Bamya'ya başlıyoruz.Arkasından sarma dolma faslı başlıyor.En sonunda tereyağıyla pişmiş üzerine karabiber ekilmişbir beyaz pilav geliyor ki kıyılmaz.Herkes doymuş bari bir kaşık alın yahu, diyorlar Efendim teberrüken bir kaşık bari alın diyor, Alıyoruz..Dedim ki;Yahu bu canım pilav, ne talipsiz pilavmış ki , bu kadar nefasetine rağmen birer kaşık bari alın deniyor.."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder