14 Ocak 2025 Salı

MEHMET AKİF'İN PERİŞANLIĞI

 Mehmet Akif, Mısır'da bir nevi sürgünde yaşadığı sıkıntılı zamanlarda bir dostu sorar:Türkiyede yapılanlara kalemi ile niçin tenkit etmiiyorsunuz?. Akif şöyle cevap verir:"Ben yalan söylemem; Allah'ım şahiddir, yemin de etmem..Yeminim olsun ki , mecalim kalmadı; kendimi toparlıyamıyorum.Bu yapılanlar bana çok ağır geldi.Perişanlığımın derecesini söze şöyle anlatayım:Secde-i sehivsiz namaz kılamaz oldum.Yahu namazda dalıp gidiyorum.Zihnim öyle perişan.

"Ben yazmak istediğim bir çok şeyleri yazamadım.Bize neler oldu? diye.Asım gibi bir piyes yazmak isterdim.Ama olmadı.Zihnim çok karışıkHalim yok.

Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,İslamı Uyandırmak için haykıracaktım.

Gür hisli , gür imanlı beyinler coşar ancak/Ben zaten uzunboylu düşünmekten uzaktım.

Haykır! Kime, lakin? Hani sahipleri yurdun?/Ellerdi yatanlar , sağa baktım, sola baktım;

Feryadımı artık boğarak , na'şımı tuttum,/Bin parça edip şiirime gömdüm de bıraktım.

Seller gibi vadiyi eminim saracakken/Hiç çağlamadan , gizli inen yaş gibi aktım.

Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz/İnler "Safahat"ımdaki hüsran bile sessiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder