Bir karınca kağıt üzerinde giden bir kalem gördü .Kalemin ,kağıt üzerine yaptığı ,kendince sır addettiği fesleğen,süsen ve gül gibi acaip nakışları methetmeye başladı.İkinci bir karıncaya bu sırrı keşfetti ve,"Şu kalemin hünerine bak,ne güzel nakışlar yaptı!"dedi.İkinci karıncanın nazarı ilkinden ileri olduğundan ona cevaben dedi ki:"
O nakışları yapan sanatkar,kalem değil parmaktır ve bu kalem parmağın fiillerine ve eserine tabidir,kalemde birşey yoktur"dedi.Üçüncü karınca bunların konuşmasını duydu.Nazarı keskin olduğu olduğu için her ikisine itiraz ederek:"Hayır bu nakışlar ,ne kalemden,ne parmaktan.Belki koldandır.Zira zaif olan parmak kuvveti koldan alır.Dördünca bir karınca fikren onların üstünde idi.Zira onların en büyüğü,biraz daha çok fikirli ve dikkatli idi.Dedi ki:"
Bu hüneri,bu nakışları kalemden,parmaktan,koldan görmeyiniz.Zira bunlar surettir.Bu suretleri akıl ve can harekete geçirir.Bu nakışlar akıl ve kalbdendir"dedi.Kağıttaki nakışları akıl ve candan bilen dördüncü karınca'da diğerlerinden daha yüksek idiyse de marifette noksan idi.AKIL VE KALBDE HAK TEALA HAZRETLERİNİN DÖNDÜRMESİ ,YÖNLENDİRMESİ OLMASA CANSIZ HÜKMÜNDE KALIR İDİ.Akıl ,müstakil ve bağımsız değildir ki cismin tasarrufunda yetkili olabilsin.Yegane mutasarruf Hak Tealadır.Yardımını kesverse,çok zeki olan kimseden ahmaklıklar zuhur eder.Bu kelamlarda Dördüncü Karıncanın tarifinde Kutbul Aktabın alemde vücud sureti anlatılmaktadır.
Birinci karınca BEN YAPIYORUM.İkinci karınca "ŞEYHİM YAPIYOR",Üçüncü karınca Bağlı olduğum TARİKATIN PİRİ YAPIYOR,Dördüncü karınca İNSAN-I KAMİL YAPIYOR fikrini anlatır. Halbuki Tek yapan var SANİ-İ MUTLAK olan HAK TEALA.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder