Ebu't-Tufeyl'den nakledilmiştir ki İmam-ı Ali (k.v)hazretlerine "Zülkarneyn peygamber mi idi yoksa padişah mı idi?"diye soruldu,buyurdulr ki:"Ne Nebi idi ve ne Padişah idi.Bir salih kul idi ki Allah Teala'yı severdi,Allah Teala dahi onu severdi".demiştir.Zülkarneyn vaktinin KUTBUNU bulmuştur.Vaktin Kutbu konusunda İbni Arabi hazretleri Tedbiratı İlahiyye nam eserinde şöyle buyurur:"Kutub malumu gayr-ı muayyendir.yani Halk onu tanımaz.Ve o halife-i zaman ve mahalli nazar ve tecellidir.Ve alemin zahirine ve batınına asar ondan sudur eder.Ve rahm olunan kimseye onun sebebiyle rahm olunur ve azab olunan kimseye onun sebebiyle azab olunur.Ve onun sıfatları vardır.Eğer o sıfatlar halife-i asırda ictima ederse o kutuptur ve medarı emri ilahi üzerinedir.ve ictima etmezse onun gayrdır.ve bu asrın hükümdarına madde ondan tekevvün eder."
Kendisi bir Veli olan Zülkarneyn,vaktin kutbunu onun alem üzerindeki tasarrufunu batın gözüyle gördü ve bu insan hakkında hayrette kaldı.Ona sordu:Sen yüksek bir makam sahibisin,Hakkın diğer velileride var onlarda makam sahibi .Ama senin büyüklüğün yanında onlar oyuncak gibi.Kutup dedi ki:O sair Evliya benim senim damarlarım ve tabilerimdir.Güzellikte ve kıymette benim mislim ve nazirim olamazlar".
Bilinmelidir ki Kutbul aktap,Hakikat-ı Muhammediyenin mazharı olup "Ümmetim,ümmetim"diyenlerdendir.Sair Evliya'da bu mazhariyet yoktur.Onlar "Nefsim,nefsim"diyenlerdir.Füyazat-ı İlahiyye,diğer tüm velilerin kalbine Kutbul Aktabın kalbinden dağıtılır ve taksim edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder