31 Mayıs 2025 Cumartesi

ZAHİRİ TEMİZ BATINI MURDAR OLANLAR İÇİN

 

 ZAHİRİ TEMİZ, BATINI VE SİRETİ MURDAR OLAN İÇİN

CEHENNEMDE KİLİT ARAMAYA GEREK YOKTUR.

KİŞİ BAŞINI BÜYÜTMEKLE BİR ŞXEY OLMAZ.

KABAĞIN DA BAŞI BÜYÜKTÜR AMA İÇİ BOŞTUR.

SARIK SARARAK BOYUNU VE BOYNUNU UZATMAYA ÇALIŞMA

ZİRA SARIK PAMUKTAN , ONUN KÖKÜ DE OTTANDIR.

YANİ KUPKURU BİR BİTKİDİR.

EY ERBAB-I İDDİA , NERDE MANA?

EY ERBAB-I MARİFET , HANİ MUHABBET?,

EY ERBAB-I MUHABBET, NERDE İBADET?

(Sadi)

BÜTÜN HATALARIN TEMELİNDE YATAN ÜÇ ŞEY

 BÜTÜN HATALARIN TEMELİNDE YATAN ÜÇ ŞEY

 Efendimiz SAV buyurmuştur:” Bütün hataların temelinde şu üç şey yatar, bunlardan uzak durun.Kibir, hırs ve hased.Kibirden sakının çünkü iblis’i Adem’e secde ettirmeyen kibridir. İnsanlarla yüz yüze iken yağcılık yapıp, gıyaplarında çekiştirmek ve başına gelen belalara karşı isyan edip ağzını bozmak hasedcinin temel özelliklerindendir

Hased ; nefgsin kötü huylarından biridir.Bütün eserlerin Cebbar olan Allah’dan kaynaklandığını görerek , tevhidi ve zikri artırarak mutlaka bu huyu yok etmek gerekir.Çünkü insanların ilim amel,hilkat ve diğer üstün özelliklerde farklı mertebelerde olması hepqsi için rahmettir.Bütün bunlar , aziz ve alim bir zatın ezeli takdiriyle olmaktadır.Dolayısıyla hasedci bir kişi Allah7ı layık olmayan kişilere nimet verdiği için suçlamış olmaktadır.

Ayet buyurmaktadır:” Yoksa, Allah’ın fazl-u kereminden verdikelri yüzünden insanlara hased mi ediyorlar”( Nisa 54) 

İNSANLAR ALTIN VE GÜMÜŞ MADENİ GİBİDİRLER

 İNSANLAR ALTIN VE GÜMÜŞ MADENİ GİBİDİRLER

Efendimiz buyurmuştur:”İnsanlar altın ve gümüş gibidir”. Yani insanlar ilim, amel ve ahlak madenleridir.Fakat altın ve gümüş nasıl en yüksek ayardan en alçak ayara kadar farklılık arzediyorsa bu madenlerde farklı kırattandırlar.

Bu hadiste şöyle bir hususada işaret vardır.Nasıl ki madeni cevherler çeşitli ölçümlerle meşakkatlerle çekilerek çıkartılıyorsa , insan tabiatının madenindeki ahla kgüzelliği ile ilgili cevherler nefis riyazatı ile çıkartılmalı , elde edilmelidir.

EN İSABETLİ OLAN SÖZ

 EN İSABETLİ OLAN SÖZ

Kisra’nın huzurunda hikmet ehli konuşuyorlardı:

Gam deryasından gelen çetin dalgaların en büyüğü hakkında

Birisi dedi ki:En büyük dert uzun süren hastalıktır.

Bir başkası da; En zor şey ihtiyarlık ile fakirliktir.

Bir üçüncüsü de:En fena şey ecel yakın iken kötü amele devamdır.

En isabetli söz olarak üçüncüye ait söz seçildi (Abdurrahman molla Cami) 

KERAMET,

 EN BÜYÜK KERAMET

En büyük keramet kişinin ahlakından kötü huyu değiştirmesidir.

 ALLAH’A EŞ KOŞMAK

Gerek rızk talebinde gerekse bütün olayların zahiri sebeplerden kaynaklandığını düşünmekta Allah'a eş koşmak mevcuttur.

PEYGAMBERLERİN LANETLEMESİ

 PEYGAMBERLERİN LANETLEMESİ

Büyük bir te’sire haizdir.Necran Hırıstiyanlarının bilginleri Efendimiz SAV e gelmişler,Hz.İsa a.s ile alakalı hususlarda Kur7an ‘a aykırı zıt fikirler ileri sürmüşler.Bunun üzerine Hak Teala  Efendimizin dilinden onları lanetleşmeye davet etmiş.Ali İmran  suresi 61 ayetinde bu durum anlatılmaktadır.Necran Hırıstiyanlarının bilginleri , Efendimizin Hak peygamber olduğunu anlamalarına rağmen , Rum krallarının kendilerine tanıdığı maddi imkanlardan yoksun kalmamak için Müslümanlığa girmeyi kabul etmemişler ,Lanetleştikleri takdirde kendilerinin mutlaka dünyevi bir belaya müptela olacaklarını bilmişler ve cizye vermek suretiyle sulh olmayı talep etmişlerdir.

Efendimniz SAV yanına Hz.Ali ve Hz.Fatımayı almış Hz.Hasan’ın elinden tutmuş Hz.Hüseyin7i de omuzuna almış bir vaziyette lanetleşme için Hırıstiyanların bulunduğu yere gelince ,Necran hırıstiyanlarının en bilgini Ebsul Harise ,şöyle demiş:”Ey Hırıstiyanlar! Ben burada öyle simalar görüyorum ki , şayet Allah teala, bir dağı kökünden söküp atmak istese bunların hürmetine o dağı kökünden söker.Bunlarla lanetleşmeyin.Yoksa helak olursunuz.Kıyamet gününe kadar da yeryüzünde tek bir hırıstiyan kalmaz”  demiştir.

Peygamberlerin lanetleşmesinin tesiri çok büyüktür.Bunun sebebi peygamber nefislerinin ruhul Kuds ile desteklenmesidir.Bu destek Allah7ın izniyle cismani alemde müessirdir.Bir bakıma cismani alemin bu destekten etkilenmesi , bedenimizin ruhumuzdan etkilenerek gasap, korku, sevinç, maşuku düşünme,irade ve iradelerin oluşumu esnasında organları harekete geçirme gibi yollarla ortaya çıkmasına benzer.Meleki nefislerin infiali, ciszmani alemle tam bir beraberlik esnasında bu alemde icra ettiği tesirdir.İşte bu birlikte oluş sebebiyle cismani bedenler ile nakıs insan nefisleri bu meleki nefislerin istediği şekilde bir tepki gösterirler.B etki nedeniyle Necra Hıristiyanları lanetleşmeden evvel bir korku duymuş ve bu işten vazgeçip cizye ödemeyi kabullenmişlerdir.

Velilerin hamli de böyledir, birine beddua ettikleri zaman bu , hastalık ölüm ve benzeri belalar şeklinde tecelli eder.”Kötü tuzak , dönüp dolaşır ve sahibini bulur”(Fatır 43).

Salih insanları üzen bir davranış, kötü sonuçlar doğurur.

 

TUZAK KURMAK,

 TUZAK KURMAK

Ali İmran suresi 54 ayetinde geçer.Allah, tuzak kuranların hayırlısıdır” manasında VALLAHÜ HAYRUL MAKİRİN lafzı celilidir.İsrailoğullarının kralı Hz.İsa’yı öldürmeye karar verdiği zaman ona küçük pencereli bir eve girmesini emretti.Cibril, o küçük pencereden Hz.İsa’yı göge yükseltti.Sonra kral , habis bir adama 2Yanına gir ve İsa’yı öldür” diye emretti.adam eve girdi.Allah onu isa’yı benzetti.O da çıkıp İsa’nın evde olmadığını haber verdi.Bunun üzerine adamı öldürüp çarmıha gerdiler Sonra şöyle dediler:Bunun yüzü İsa’nın yüzüne, bedeni ise arkadaşımızın bedenine benziyor.Eğer bu İsa ise arkadaşımız nerede? Eğer bu arkadaşılmız ise İsa nerede?” şeklinde aralarına büyük bir dedikodu düştü.

Sehl b.Abdullah Tusteri  hazretleri bu ayetin tefsirinde şöyle der:”Allah da onlara hile yaptı” sözünün manası şudur:”Onlara nimetlerin devamını sağlarız, şükrü unuttururuz.Nimete kapandıkları, nimet vereni unuttukları vakit te yakalarız” demektir.

İmam Ahmed b.Hanbel bazı arkadaşlarına şöyle tavsiye ederdi.”Adlin en üstününden kork.Fazlın inceliğini iste.Allah seni cennetine de koysa yine mekrinden kurtuldum zannetme.Çünkü atan Adem’in başına gelen cennette iken geldi.Cennette nice topluluklar vardır ki , onlara, “Yemediğiniz günler karşılığında dilediğiniz şekilde yiyin için”(Hakka 24) buyrulmuştur.Allah onları yeme-içme ile kendinden mahrum etmiştir.Hangi mekir bundan büyük, hangi hüsran bundan daha korkunç olabilir.

MESİH

 MESİH İSMİ

Hz.İsa, Kur’an da Mesih olarak isimlendirilmiştir.Bu sıddik, Faruk gibi şerefli lakablardan bir lakabdır.Mesih’in İbranice aslı “Meşiha” dır.Manası, “mübarek” demektir.

KADINLARIN EN FAZİLETLİLERİ,

 KADINLARIN EN FAZİLETLİLERİ

 “Alemlerin kadınlarından üstün bilmen yeterli olanlar,İmran’ın kızı Meryem, Huveylid’in kızı Hatice, Muhammed’in kızı Fatıma ve Firavun’un karısı Asiye’dir”

Kadınlardan kemale erenler bu dördüdür.

 

BENİ İSİRAİLİN SEYYİDESİ:HAZRET-İ MERYEM

 BENİ İSİRAİLİN SEYYİDESİ:HAZRET-İ MERYEM

Annesi Hınne, hamile iken karnındaki çocuğu Hak teala’(ya adayacağına söz vermişti.Erkek olacağını umuyordu.

Ama kız doğmuştu.2rabbim ben onu kız doğurdum.Oysa erkek, kız gibi değildir.Ona Meryem adını verdim.Kovulmuş şeytana karşı onu ve soyunu korumanı diliyorum” dedi. Hak teiala Meryem7e hüsnü kabul gösterdionu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriya peygamberi onun bakımı için görevlendirdi.

İbadet yerinin içinde ona yüksekçe bir yerde özel oda yapıldı.oraya sadece Zekeriya girebilmekte idi.Küçük meryem’in üzerine yedi kapı kilitli olmasına rağmen Hz.Zekeriya ne zaman onun yanına girse,orada değişik nimetler bulurdu.şaşırırdı.Bu nerden ?diye sordu Küçük Meryem, küçüklüğüne rağmen konuştu”Allah’dan geliyor” dedi.

Rabbi onu kabul etmişti.

 

Rivayete göre Meryem’in annesi Hınne, Meryemi doğurduktan sonra bir beze sardı ve mescide götürdü.Harun’un evladları olan Yahudi alimlerini nyanına bıraktı.Kabe de “hıcabe” yani perdedarlık vazifesi ne ise onlarında Mesciddeki vazifesi o idi.Hınne onlara dedi ki:”İşte bu adak önünüzde.Alimler onu almak için birbirleri ile yarıştılar.Çünkü Meryem onların imanının ve kurbanlarının sahibinin kızı idi.Çünkü Masanoğulları, İsrailoğullarının başı ve kralları idiler.Bunun üzerine Zekeriya dedi ki:” Onu almaya ben layıkım.Çünkü çocuğun teyzesi benim yanımdadır.dediler ki Hayır kur’a çekeceğiz.Yirmiyedi kişi oldukları halde Kıyl nehrine doğru yürüdüler.Bu nehir Ürdün nehri idi.Vahiy yazmakta oldukları kalemlerini bu nehrin suyuna attılarKimin kalemi üste çıkarsa o kazanmış olacaktı.Bunu üç defa tekrar ettilern.Her defasında Zekeriya’nın kalemi üste çıktı, diğerlerinin kalemi battı.Bunun üzerine Meryem’i Zekeriya aldı.

ALLAH GECEYİ GÜNDÜZE SOKAR; GÜNDÜZÜ DE GECEYE SOKAR

 ALLAH GECEYİ GÜNDÜZE SOKAR; GÜNDÜZÜ DE GECEYE SOKAR

Hac suresinin 66 ncı ayetidir.Bu ayetin işari anlamı için şu da söylenir:” Allah, masiyyeti taata katar, taati masiyyete..Böylece kul taat için itaat eder, kendini beğenir ; yaptığına itimat eder, taatı olmayanı küçük görmeye başlar ; buna rağmen taatının karşılığını Allah’dan ister.Bu davranı etrafı seyyiat ile çevrilmiş bir taattir.Bunun tersi ise şöyle olur; kul günah işlediği zaman Allah’a iltica eder.bu durumda kendini gküçük görürve günah işlemeyeni büyük görürse , bu da etrafı hasenat ile çevrili bir günahtır.Bunlardan hangisi taattir, hangisi masiyettir sen düşün.! Bu sebeble salik , ibadet ve taata çalışmalı , fakat ibadetine aldanıp güvenmemelidir.Umulur ki böyleliklecennet bahçelerindeki gayelerin gayesine ulaşmış olur.

Kula gereken , ibadetlerin bütün nevilerini yerine getirmek, ondan sonra da bunları unutmaktır.Ucub, yani kişinin kendini beğenme duygusunun kişiyi yakalamaması için bu şarttır.Bu sebeble denilmiştir ki ibadeti muhafaza etmek ibadeti yapmaktan daha zordur.Çünük ibadet cam gibidir .Çarçabuk kırılıverir.Sonra sarmakla yapıştırmakla bütünleşmez.Aynı şekilde günahlarla izale edilen hayırlarda böyledir.

MERYEM KELİMESİ

 MERYEM KELİMESİ

“Meryem” kelimesinin manası “İbadet eden kadın ve rabb’ın hizmetkarı’ demektir

GIDALAR BEDENE TESİR EDER

 GIDALAR BEDENE TESİR EDER

Gıdalar da bedene tesir eder.Kimin gıdası helal ve temiz; mizacı üstün ve nurani;niyeti sadık ve hakkani ise çocuğu sıddık bir mümin veya veli olarak gelir.Kimin de gıdası haram, mizacı habis ve zulmani;niyeti fasid ve aşağı ise çocuğu fasık, yahud kafir ve zındık olarak gelir.Çünkü çocuğun meydana geleceği nutfe bu gıdadan oluşmakta  böyle bir kimsede vücud bulmaktadır.Sonuçta nutfe bulunduğu yere uyum sağlayacaktır.Efendimiz SAV buyurmuştur:” Çocuk babasının sırrıdır”

SÜNNETE TABİ OLMAK

 SÜNNETE TABİ OLMAK

 Cenab-ı Hakk, Ali imran suresi 31-32 ayetlerinde buyurmaktadır ki:”(Rasulüm”) De ki : Eğer Allah’ı seviyorsanızbana uyunuz ki Allah da sizi sevsin  ve günahlarınızı bağışlasın De ki : Allah'a ve Resulüne itaat edin..”

Bu ayetlerden anlaşılacağı üzere Allah'ı sevdiğini iddia edip Resulünün sünnetine muhalefet eden, davasında  yalancıdır.Çünkü birini seven onun yakın çevresini ve ilgisi bulunanları da , yani kölelerini, hizmetçilerini, evini,eşyalarını, binalarını ,mahallesini , davarını, köpeğini , merkebini ve diğer şeyleri sever.Bu, aşkın kanunu ve muhabbetin kaidesidir.

Peygambere tabi olduğu nisbette Allah sevgisinden nasibi vardır.Bundan sonra Allah o kuluna muhabbet eder.Bu muhabbetin de nuru Peygamberimizin ruhundan o müminin kalbine sirayet eder.

Efendimiz buyurmuştur.”Ümmetimin hepsi cennete gireceklerdir.Ancak imtina edenler müstesna” Bunun üzerine ashab:”Cennete girmeyi kim istemez ki?” dediler.Efendimiz sav : Bana itaat eden cennete girer.Kim de bana asi olursa cennete girmeyi istememiştir.

ALLAH ADAMLARININ SABRI

 ALLAH ADAMLARININ SABRI

Şakik-i belhi ve Hatim beraber yolculuğa çıkmışlardı.Bir ihtiyar bunlara yol arkadaşı olarak katıldı.Adam yol boyunca saz çzalıyor, şarkı söylüyor, oynuyordu.Hatim de Şakik’in bu adamı yaptığı işten vazgeçirmesini bekliyordu.Şakik bunu yapmadı.Yolun sonuna varıp ayrılacakları vakit o fasık ihtiyar bunlara dedi ki:”Şimdiye kadar huzurunuzda oynadım, şen şakrak oldum.İkinizden bmiri kaşını kaldırıp bakmadınız bile.Ne kadar ağır ruhlu adamlarsınız?” Hatim dedi ki:”Ya şeyh bizi mazur gör, bu Şakik’tir ben de Hatim’im”Bu söz adama tesir etti ve adam tevbe etti, elindeki sazı kıldı.Hatimle Şakik’e talebe olup onlara hizmet etmeye başladı.Bunun üzerine Şakik, Hatim7e dedi ki:Allah adamlarının sabrının nasıl olduğunu gördün mü?

Dervişlik iddiasında bulunan kimkseye yakışmaz,

Halkdan meşrebine aykırı bir şey vaki olunca kalkıp cenk etmek.

Eğer dağdan değirmen taşı gibi bir kaya yuvarlansa,

Arif, yerinden kalkıp da o taşın önünden çekilmez.

Yani zahiri hadiselerden etkilenip gönlü değiştirmek arife yakışmaz.

DÖRT BÜYÜK GÜNAH

 DÖRT BÜYÜK GÜNAH

Efendimiz SAV buyurmuştur:Dört şey büyük günahlardandır:

1-      Dünyalık elde etmek  için yün giymek (derviş görünmek)

2-      Salihlerin yaptıklarını yapmadan onları sevdiğini iddia etmek

3-      Zenginlerden istifade ettiği halde onları kötülemek

4-      Bir iş tutmayarak insanların sırtından geçinmek

MELİKLERLE MEŞGUL OLMAYINIZ

 MELİKLERLE MEŞGUL OLMAYINIZ

B:azı kitaplarda şöyle yazılıdır.” Ben meliklerin meliki Allah’ım.Meliklerin kalbleri , nasiyeleri benim elimdedir.Eğer kullar bana itaat ederlerse melikleri onlara rahmlet kılarım.Eğer kullar bana isyan ederlerse meliklerle onlara azab ederim.Meliklerlemeşgul olmayınız, onların size en şefkatlisine; Melikler melikine tevbe ediniz” Yani Allah7a tevbe ediniz.

Haccac ibni Yusuf’a sormuşlar:”Neden sen Ömer gibi adaletli davranmıyorsun? Halbuki onun hilafetine yetiştin.Adlini ve işinin düzgünlüğünü gördün? Denildiğinde , “ Siz zühd ve takvada Ebu Zer gibi olursanız , ben de muamelemde Ömer gibi adl ü insaf eylerim” demiştir.

Bu ifadelerde halkın ameli nasılsa ., başlarına geçen kimsenin  de ona göre olduğuna işaret vardır.Halk iyi ise başlarına geçen kimse iyi,kötü ise kötü olur.Başa geçen insanların adaleti ve zulmü; memedeki sütte, ekinhde, ağaçlarda,meyvelerde , kazançlarda , zanaatlarda belli olur.Yani bir zalim idarecinin zulmü yüzünden memedeki süt azalır, ekinlerden bereket kalkar, ağaçların meyveleri noksanlaşır, ticarnet erbabının ve sanaat erbabının muameleleri kesada uğrar.Şayet adaletle muamele etse bunun tersi olur.

Efendimiz SAV buyurmuştur ki; Ümmetim üzerine bir zaman gelecek ki ; Devlet başkanları zulüm, alemleri tama’, abidleri riya, tüccarları faiz, kadınları da dünya zineti üzre olacaklardır.

HAKTEALA İLE ARASINDA HİCAB BULUNMAYAN AYETLER

 HAKTEALA İLE ARASINDA HİCAB(PERDE) BULUNMAYAN AYETLER

Hz.Ali (r.a) den rivayet edilen bir hadisi şerifde efendimiz sav buyurmuştur:” Fatiha suresi, ayetel kürsi ve Ali İmran suresinden iki ayet ;yani (şehidallahü ennehu lailahe illa hu) ayetinden (inneddine indallahil islam) ayetinin sonuna kada r; bir de KULİLLAHÜMME den  BİĞAYRİ HİSAB KISMINA KADAR OLAN AYETLERLE Allah arasında hicab yoktur.

Bu ayetler Cenab-ı Hakk’a demişlerdir ki:” Yarabbi, bizi yere mi, sana asi olanlar içine mi indiriyorsun?” Allah Teala cevap olarak :” Yemin ettim, kim bu ayetleri her namazdan sonra okursa , ona cenneti yurt yapacağım.Kuds haziresinde barındıracağım ve ona günde yetmiş defa nazar edeceğim; yetmiş derdini gidereceğim ki en aşağısı mağfirettir.Bütün düşmanlarından ve hasetçilerden koruyacağım ve onlara karşı ona yardım edeceğim”

 

BİTMEYEN VAZİFE

 BİTMEYEN VAZİFE

Emr bil ma’ruf nehy anil münker ; yani iyiliği emir, kötülüğü yasaklama vazifesi hiçbir zaman sakıt olmaz.Müslümanlar bu vazifeden asla kurtulamazlar.Ancak ahir zamanda küalblerin katılaşması , nefislerin de dünya lezzetleri peşinde yanıp tutuşması nedeniyle öğüt ve ikaz tesir etmez olur.

Bir insana kardeşi “Allah'dan kork” dediği zaman “ Sen kendine karış ! Sen kim oluyorsun da bana bunu söyliyebiliyorsun?” demesi , günahların en büyüklerindendir

28 Mayıs 2025 Çarşamba

HÜSEYİN EFENDİ(METLİ SULTANIN YOLUNDAKİLER)


Hüseyin Efendi..Metli sultana devam eden kişilerden .Dünyasını değiştirdi.kabriMetli Sultana yakın olan bir yerde.Dört kızı mevcut olup isimleri MUKADDES, KEVSER,MÜŞERREF,AYŞE





 

24 Mayıs 2025 Cumartesi

SABIR ÇEŞİTLERİ

 SABIR ÇEŞİTLERİ

Sabır çeşitleri üç ana bölümde toplanır

a-     Taatleri yerine getirmedesabır,

b-    Masiyetlerden sakınmada sabır,

c-     İstenmeyen şeylere; bela ve musibetlere sabır

 

YAHUDİLER,

 YAHUDİLER

Ali İmran suresinin 21 nci ayetinde geçen “Peygamberi ve iyiliği emredenleri öldürenler” ayetinde Yahudiler kastedilmiştir.Efendimiz (SAV) de n mervi bir hadiste buyrulmuştur:” Ya Ebu Ubeyde! İsrailoğulları bir günün başında sadece bir saat içerisinde kırk üç peygamberi öldürdüler.Bunun üzerine İsrailoğullarının abidlerinden yüz on iki adam kalkıp bu katillere iyiliği emrettiler, kötülükten vazgeçirmeye çalıştılar, o günün sonunda bunların da hepsi birden öldürüldü”

ADALET

 ADALET

“Kıst” yani adalet, Allah'a mahsus sıfatlardan biridir.Allah rızıkların v ecellerin taksiminde , sevapların ve cezaların verilişinde , kullarına emrettiklerinde ve yasaklarında “kıst” yani “adl” ile muamele etmektedir..Bu ise , Allah’ın kulları birbirleri ile müsavi tutup zulumü onlardan uzaklaştırmasıdır.

İSTİĞFAR

 SEHER VAKİTLERİNDE İSTİĞFAR YAPMAK

İstiğfarın seher vaktinde yapılmasını Hak Teala methetmiştir.Çünkü bu vakitte yapılan dualar kabule daha yakındır ve ibadet yapmanın nefse ağır geldiği vakitlerdir.Ancak bu vaktin ibadeti nefsi daha çok arıtır.Bu saatlerde gayret gösterenlerin ruhları cem duygusuna daha yakındır..Cem her şeyin Allah ile kaim olduğunu kalben hissetmektir.

Yakub (a.s) “Sizin için yakında Rabbime istiğfar ederim(Yusuf 98) sözü hakkında şöyle denmiştir:Yakub (a.s) çocuklarının kendinden dua istedikleri anda dua etmemiş , seher vaktine tehir etmiştir.Çünkü o vakitte yapılan dua kabul olunur.

ŞEHAVAT

 DENİLMİŞTİR Kİ

Denilmiştir ki Allah Teala melekleri şehvetten uzak fakat akıl sahibi olarak; hayvanları da akıldan uzak şehvet sahibi olarakyaratmıştır.İnsanlara ise aklı ve şehveti aynı anda vermiştir. Kimin aklı şehvetine galib ise , o meleklerden bile üstün; kimin şehveti aklına galib ise , o hayvanlardan aşağıdır.

Nefislere süslü gösterilen şehavet şunlardır:

KADINLAR(Nisa), OĞULLAR(BENİN), YIĞIN YIĞIN BİRİKTİRİLMİŞ ALTIN VE GÜMÜŞ,SALMA ATLAR(Bu günün nakil vasıtaları), EN’AM (Kendilerinden istifade edilen deve, sığır,koyun-keçi gibi sağmal hayvanlar),HARS (Ekinler)

Bunların her biri insanlar  için fitnedir.Kadınlar vöe oğullar herkes için, altın-gümüş ticaretle uğraşanlar için,Besili atlar toplumun ileri gelenleri için, Sağmal hayvanlar çöllerde yaşayanlar için,Ekinler ise köylüler için imtihan vesilesidir.

ELBİSENİN BEDELİ

 EBU ALİ EL DAKKAK

Hazretin huzuruna bir fakir geldi.Üzerinde basit bir yün elbise ve başında bir sarık vardı.Oradakilerden birisi latife etmek için “ Bu yün elbiseyi kaça satın aldın?” diye sordu.O da:”Dünya karşılığında satın aldım.Benden buna karşılık ahiretimi istedi, fakat ben ahiretimi satmadım” diyerek cevap verdi.

 EBU BEKR EL VARRAK

Demiştir ki:” Dünyada ve ahirette fakirlere ne mutlu!. Çünkü sultanlar onlardan dünyada haraç istemezler.Allah da ahirette hesap sormaz”

 

ATEŞ İKİDİR

 ATEŞ İKİDİR

Ateş ikidir: Allah'ın ateşi, cehennemin ateşi.

Allah7ın ateşi, O’ndan koparak uzak kalmanın insana verdiği hasret ve nedamet ateşidir ki Allah’ı görmekten mahrum olan kimselerin kalbleri bu ateşle azab olunur.”O, Allah’ın tutuşturulmuş bir ateşidir ki gönüllere işler”(Hümeze 6-7)ayetindeki ateş bu ateştir.

Cehennem ateşi ise şehvetler ve gafletler dolayısıyla işlenen, dine muhalif şeylerin ateşidir ki insanın derilerini ve dışını yakar
Ayeti celilede :”Onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe başka deriler veririz ki azabı tatmaya devam etsinler”(Nisa 56)

İinsanı Allah’dan uzak düşürme azabından kurtaracak şey ancak nefis tezkiyesidir.

Büyüklerden birise sorulmuş:” İnsan acaba nefsinden ne ile kurtulur?” diye sorulmuş , o da “ Rabbi ile kurtulur” diye cevap vermiştir.Allah kuluna, kulun istediği bir konuda yardım etmek isterse nur orduları ile ona yardım eder.Kula her zulmet hücum ettikçe ona karşı bir nur kalkar , zulmün, zulmetin  ve ağyarın varlıklarını ortadan kaldırır.Bundan sonra hevanın , şehvetin ve kötü ahlakın adı sanı kalmaz, silinir.Zulmet nasıl nefsin askeri ise nur kalbin askeridir.Nur’dan muurad, Cenabı hakk7ın esma ve sıfatının manalarından istifade edilen şeylmerin hakikatıdır.Zulmetten murad ise , heva ve heves gibi şeylerin sonuçlarının manalarıdır.Kur’anda Sebe melikesi Belkıs lisanından varid olmuştur.”Krallar bmir karyeye girdiklerinde orayı fesada verirler”(Neml 34) Yani önceki düzeni değiştirirler.İşte kula Allah’dan gelen işaret ve ikazlar(varidatı rabbaniyye) dolu kalblere girince orada ne kadar aşağılık sıfat varsa çıkartır ve oraya bütün güzel huyları girdirir.Bu devlete ancak dünyayı ve ukbayı terketmekle erilir.Ağyar ile içli dışlı olanların , mal ve evlad sevgisiyle dobdolu olanların , Allah’dan korkmayanların kalbleri nasıl olur da bu nurla dolabilir?.

uzlet

 ZAMAN İNSANLARDAN UZAK DURMA ZAMANIDIR

Cüneydi bağdadi hazretleri  demiştir ki:” Dinini selametle muhafaza etmek, bedenini de rahata erdirmek isteyen , insanlardan uzak dursun.Çünkü bu zaman, yalnızlık zamanıdır..Bu nedenle akıllı insan yalnızlığı seçendir.

HACI BEKİR UZUN

 HACI BEKİR UZUN

Hacı Bekir Uzun amcamız nakletti.”Dün rüyamda Necib Sultanımla beraberdim.Konya'ya SEYAHATA gitmişiz bir kapıda niçeri girdik kalabalık bir topluluk var.İçeriden birer bardak çay alıp dışarı çıktığımızda sanki İstanbul boğazındayız karşıyı seyrediyoruz gibi.ancak önümüzden büyük bir deniz mevcut karşıda güzel binalar var.Bogazın sularını gösterir gibi bunlar nedir? Diye bana sordu bende "deniz" dedim.Mübarek hayır deniz değil doğal gaz dedi.

İNSANIN YARATILIŞI

 İNSANIN YARATILIŞI

Efendimiz SAV buyurmuştur:Sizden her birinizin yaratılışı anasının karnında kırk günde toparlanır.Sonra aleka, yani kan pıhtısı olur, sonra müdgam yani bir çiğnem et parçası olur.Sonra allah dört meleği gönderir:Rızkı, ameli, eceli, şaki veya said oluşu yazılır”.

Kim ne için yaratılmış ise o iş ona kolay gelir.

Allah Teala, rahme düşürdüğü nuutfeye kırk günlük gelişme evreleri vermişse , aynı şekilde gönül erlerinden bir zatın velayet sulbünden sadık müridin kalb rahmien müritlik nutfesi düşürür.Mürid burada şeyhin velayet tasarruflarına teslim olur.Çünkü şeyhin velayet tasarrufları , rahimlerin meliki mesabesinde olmakla müridin zahir ve batın hallerini düzenler.Bu devrede , öfkeli hallerin zuhur etmemesi, garib ve uygunsuz bir koku duymaması  için halveti ve uzleti seçer.Bunlar nutfenin düşmemesi ve bozulmaması için şarttır.

KUTSAL KİTAPLARIN İNDİRİLİŞİ

 Kutsal kitapların indirilişi

Kur'an peyderpey nazil olmuş, Tevrat ve İncil ise birer defada indirilmiştir.Kur'an levhi mahfuzdan dünya semasına Ramazan ayının kadir gecesinde bir bütün olarak indirilmiş, oradanda yeryüzüne peyderpey indirilmiştir.Tevrat kelimesi İbranice, İncil kelimesi Süryanicedir.

İSMİ AZAM

 İSMİ AZAMIN ZİKREDİLDİĞİ KURAN SURELERİ

 Efendimiz BAV buyurmuştur:” Allah'ın en büyük ismi, yani ism-i azam üç surede zikredilmiştir.

BAKARA(255),

ALİ İMRAN(2),

 TAHA (11)

BAKARA SURESİ

 BAKARA SURESİ

 Efendimiz SAV bir hadis-i şerifinde buyurmuştur:” Bakara suresinin son iki ayetini okuyan geceyi ibadetle geçirmiş veya kıyamet gününün azabından kurtulmuş olur”

Yine Efendimiz buyurmuştur:” İçerisinde “Bakara” nın zikredildiği sure Kur’an’ın füstatı(büyük şehri) dir.Onu iyice öğreniniz.Çünkü onu öğrenmek berekettir. Terki ise hasrettir. “Batallan” onu ögreinmeye güç yetiremezler.Peygamber Efendimiz’e “batalın ne olduğu “ sorulduğunda “sihirbazlar” diye cevap vermiştir.(Bakara suresini okuyana sihir tesir etmez)Üç gün peş peşe bir evde okunursa şeytan oraya yaklaşamaz.

BÜYÜK GÜNAHLAR

 BÜYÜK GÜNAHLAR

İbni Abbas’dan nakledilen bir rivayete göre büyük günahlar şunlardır:

1-    Allah’a şirk koşmak

2-     Yalancı şahitlik

3-     Şahidliği gizlemek  

 

BORÇ VERMEK

 BORÇ VERMEK

Efendimiz buyurmuştur:” Üç şey vardır ki kıyamet günü bunlara sahip olan mümin , dilediği kapıdan cennete girer ve istediği huri ile evlenir.Bunlar :Katili affetmek, her farz namazdan sonra ihlas suresini on kez okumak ve borç isteyene borç vermektir” Ebubekir (r.a) “Bunların biri olsa olur mu ya Resulallah? Deyince Efendimiz SAV : Evet, bunların birisi de olsa olur” buyurmuştur.

ALACAĞI TEHİR ETMEK,

 ALACAĞI İSTEMEĞİ TEHİR ETMEK

Bakara suresi 280 nci ayettir.Eli genişleyinceye kadar mühlet vermek Hak Teala’nın tavsiyesidir.Efendimiz (SAV) buyurmuştur:” Alacağını tehir eden Müslüman kişi için her gün bir sadaka sevabı vardır”

“Zor durumda olan borçlusuna mühlet veren veya borcunu ona bağışlayan kimseyi Allah kıyamet gününün zorluğundan korur” buyrulmuştur.

GÜZELLİK ALTI ŞEYDEDİR

 ALTI ŞEYİN GÜZELLİĞİ

Altı şeyin güzelliği şu altı şeydedir.Bunlar da ilim, adalet, cömertlik, tevbe, sabır ve haya.İlim amelde, adalet devlet başkanında, cömertlik zenginlerde, tevbe gençlerde, sabır fakirlerde,haya kadınlarda güzeldir.

İlimsiz amel çatısız eve, adaletsiz hükümdar susuz kuyuya, cömert olmayan zengin yağmursuz buluta, tevbesiz genç meyvesiz ağaca, sabırsız fakir ışıksız kandile,hayasız kadın tuzsuz yemeğe benzer.

BÜYÜK İSKENDER

 BÜYÜK İSKENDER

Birgün umumi bir toplantıya katılmış  ve orada ona ihtiyaç arz eden kimse çıkmamıştı.Bu durumdan pek hoşnut olmayan  İskender:” Ben bugünü, kendi mülkümden saymıyorum” demiş.

Niçin? Diye sorulunca :

“ Mülkün lezzeti , ancak ihtiyaçlıların yardım talebinde bulunması ve mal sahipleri tarafından bu taleplerin yerine getirilmesi ile tadılır” diye cevap vermiş.

HAYIR YOLUNA HARCANAK MALLARIN NİTELİĞİ

 HAYIR YOLUNA HARCANAK MALLAR

Bu konuda Bakara 267 kural koymuştur:”Size verilse , gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı , hayır diye vermeye kalkışmayın”

Kazandıklarımızdan hoşa gideceklerin verilmesi emredilmiştir.Ayette kötü ve değersiz şeyleri infak edenler azarlanmıştır.

Sadaka veren kimse çiftçiye benzer.Sahip olduğu araziden fevkalade iyi mahsul alacağına inanan çiftçi , ziraata gereken ehemmiyeti verir ve tohumun en iyisini eker.Malhsulün en iyi olması için tohumun iyi cins olması gerektiğini bilir.Eğer kul Allah7a yanındaki en güzel şeyi verirse Allah Teala’da onu en güzel şekilde mükafatlandırır.En güzel geçim yol ticaret ve ziraattır.

Efendimiz buyurmuştur:” Elde ettiği haram malı terketmeyip başkalarına tasaddukta bulunan kimse için bu mal, cehennem azığından başka bir şey olmaz.Çünkü XAllah , kötülüğü kötülükle gidermez.Bilakis kötülüğü iyilikle siler.Pisliği ise pislikle temizlemez”

ATPAZARİ OSMAN FAZLI EFENDİ

 ATPAZARİ ŞEYH OSMAN FAZLI EFENHDİ

Hazret şöyle demiştir:” Kalbime şöyle bir doğuş oluyor: Kişinin Hak ile olan muamelesinde en güzel tavrı teslim ve rıza, halk ile olan muamelesinde ise afv ve sehadır(cömertliktir)”

SADAKA

 SADAKA İLE ALAKALI

Hadisi şerifde buyrulmuştur:

“Allah Teala sizin herbiriniz ile arada herhangibir tercüman  ve perde olmaksızın konuşacaktır.Kişi sağına bakar önceden gönderdiği amelinden başkasını bulamaz.Soluna bakar yine yaptığı amelden başkasını göremez.Önüne bakar cehennemi görür.Allah’dan korkun! Yarım hurmayla da olsa kendinizi cehennem azabından koruyun.”

 

İBLİSİN DÜŞMAN VE DOST OLDUKLARI

 İBLİS’İN DÜŞMAN OLDUKLARI KİMSELER

Allah Teala, İblis’e ,Hz. Muhammed’(sav)’e gidip soracağı soruları cevaplamasını emretti.İblis, Efendimize elinde bir asa olan ihtiyar suretinde geldi.Efendimiz:”Sen kimsin?” diye sordu.o:”Ben İblisim” dedi. Niçin geldiğini sordu:”Beni Rabbım gönderdi ve soracağın her soruya cevap vermemi  istedi.!”

Dedi.Efendimiz sordu:”Ümmetimden sana düşman olanlar kaç tanedir?” buyurdu.İblis:

“On beş tanedir.Bunların ilki sensin.Sonra adaletli devlet başkanı, mütevazi zengin, doğru ve dürüst tüccar.Allah’dan korkan alim, nasihatçı mümin, merhametli mümin, tevbeye devam eden kimse, insanlar uyurken gecesini namazla geçiren kimse , haramlardan kaçınan kimse, temizliğe devam eden mümin, sadakası bol mümin, İnsanlarla iyi geçinen mümin, insanlara faydalı olan mümin, Kuran hafızı ve buna devam eden kimse.”

Efendimiz sordu:”Ümmetimden dostların kaç kişidir?”.İblis;”On tane; zalim padişah , kibirli zengin, hain tacir,içki içen,koğuculuk yapan, riyakar, faiz yiyen, yetim malı yiyen, zekat vermeyenve emeli uzun olan kimselerdir.”

RİYA HASTALIĞI

 RİYA HASTALIĞI

Riya üç çeşittir:

a-     Yaptığını halkın bilmesini istemek,

b-     Halkın övgülerine rağbet etmek, onların yanında önem kazanmak

c-     Sonra nefsin buna boyun eğmesi ve gönlün bunu gerçekleştirmeye azmetmesi

   Riya hastalığı iki yolla tedavi edilebilir.

Birincisi riya damarını kesmek ve kökünü kazımaktır.Bu ise riya sebeblerini ortadan kaldırmak ve bunun mukabili olan sıfatı elde etmekle olur. Riyanın önde gelen sebeblerinden birisi dünya sevgisi, lezzet arzusu ve bunları ahirete tercihtir.

İkincisi ise ibadet esnasında veya herhangibir zamanda kalbe doğan riya şüphelerini def etmektir.İbadete başlamadan önce kalbi kontrol etmeli , riya havatırını oradan çıkarmalı, kalbi ihlas üzere karar kıldırmalı ve ibadet bitinceye kadar ihlas üzerine azimli olmalı.Ama yine de şeytan insanı bırakmas.Bilakis vesvese vermeye devam eder.

SADAKA

 SADAKA

Hz.Ali (r.a) den Peygamber Efendimiz (SAV) in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:

“ Sadaka sahibinin elinden çıkınca , sailin eline varmada nönce beş şey söyler:Az idim beni çoğalttın.Küçüktüm beni büyüttün.Düşmandım beni kendine dost ettin.fani idim baki yaptın.Daha önce sen beni korur iken şimdi ben senin koruyucun oldum”

 SADAKA LAFZI

Sadaka lafzı dört harfden oluşur.Her birinin farklı manaları vardır.

“SAD” harfi “alıkoymak, çevirmek” manasındadır.yani sadaka dünya ve ahiret kötülüklerinin sahibine ulaşmasını eengeller.

“DAL” delil demektir.Sahibine cennetin yolunu gösterir.

“Kaf” kurb manasına olup sahibini Allah'a yaklaştırdığnı ifade eder

“Ha” ise “Allah’ın hidayeti” demektir.Sadaka veren kimse Allah'ın hidayetien nail olur.

MESNEVİ'den

 BİZİM MALIMIZ

Mesnevide denmiştir:

“ Fakirlere ekmek vermek sehavet ehline yakışır.

Maşuk’a can vermek de aşıkların sehavetidir.

Ekmek  verirsen , mukabilinde ekmek verirler.

Can verirsen yarın sen can bulursun.

Fütüvvet, ıvazsız ve garazsız ikramda bulunmaktarı.

Nebiler ve veliler her topluluğun üstündedir.

Şeriatta herkesin malı , kendi malıdır.

Tarikatta ise bizim malımız, dostun malıdır.

CEHENNEMİN TUTUŞTURULDUĞU ÜÇ İNSAN TİPİ

 CEHENNEMİ KENDİSİYLE TUTUŞTURULACAK ÜÇ İNSAN

Alla Teala şu üç kimse ile cehennemi tutuşturur.

1-)”Ne güzel Kur’an okuması var” desinler diye Kur’an okuyan hafız

2-)”Ne cömert adam imiş” desinler diye malını sadaka olarak dağıtan kimse

3-)””Ne cesur adam imiş” diye cihadda öldürülen kimse

KENDİSİNE EZİYET KARIŞAN SADAKA

 KENDİSİNE EZİYET KARIŞAN SADAKA

Hak Teala Bakara 263 ayetinde buyurmuştur:” Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir.Allah zengindir.Acelesi de yoktur”

Bir önceki Bakara 262 ayetinde:” Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya , onların Allah katında has mükafatları vardır.Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir.

Ayette “Men” ve “ezsa” kelimeleri mevcuttur.

“Men”; birinin iyilik yaptığı kimseye “sana şöyle şöyle iyilik yaptım “ demek suretiyle o kimseye, kendisine karşı verecekli(borçlu) durumda olduğunu hissettirmesidir.

“Eza” ise iyilik yaptığı kimseye karşı büyüklenmesidir.” Ben sana iyilik ettim, sen bana teşekkür etmedin”, “Kaç gez gelip bana eziyet veriyorsun?”, “Kaç defadır isteyip duruyorsun,utanmıyormusun?” veya “Devamlı sıkıntılarla geliyorsun, Allah beni senden kurtarsın, seni benden uzak etsin” diuyerek eziyet etmkesidir.

Aziz Mahmud Hüdai şöyle der:” Saili güzel bir şekilde geri çevirmek , minnet ve eziyet eden kimsenin sadakasından daha hayırlıdır.Zira güzel söz , red için dahi olsa dilencinin kalbini ferahlatır, ruhunu şenlendirir”Sadaka , cesede fayda vermek ve kalbi mesrur kılmak surnetiyle kişiye menfeat sağlar

Sadaka verirken riyadan kaçınmak gerekir.Riya nefse üstün gelen ve helak eden bir haslettir.Riya, insan kabre konunca yıolan suretinde karşına çıkar ve ona eziyet eder.Cimrilik ise akrep suretinde görünür.

Sadaka sadece mala münhasır değildir.Yapılan her iyilik sadakadır.Güzel söz söylemek, iyi bir işe aracılık etmek,bir ihtiyacı gidermek, hastayı ziyaret etmek, cenaze teşyiinde bulunmak, Müslüman bir gönlü sevindirmek sadakadır.

 

Hikaye edildiğine göre bir hükümdarın gazı karnında mahbus kaldı.Helak olacak dereceye geldi ve “Kim benden bu sıkıntıyı giderirse bütün mülkümü ona vereceğim” dedi.Ehlullah’dan birisi geldi eliyle karnını sıvazladı.Kötü kokulu bir hava çıkıverdi ve adam rahatladı.Hükümdar o salih kimseye:” Efendim, ben kendimi hükümdarlıktan azlediyorum.Buyrun memleketin saltanat koltuğuna siz oturun.” Dedi. Salih zat:” Kıymeti kötü kokulu bir gaz olan metaa ihtiyacım yok. Fakat sen bu işten bir ibret al. Kendisiyle gururlandığın şeyin kıymeti işte budur.

 

İNFAK VE MERTEBELERİ

 İNFAKIN MERTEBELERİ

İnfak’ın , bir takım mertebeleri vardır.

AVAMIN İNFAKI, bunlar mallarının bir kısmını infak ederler .Bunun karşılığı cennettir.

HAVASSIN İNFAKI ; nefsi tezkiye ve kalbi tasfiye suretiyle hallerini düzeltmeleridir.Bunun karşılığı ise kıyamet günü vechullah’a bakmaktır.

 

İNSANLAR İNFAKTA ÜÇ GURUPTUR

1- AKVİYA   (İnfakta güçlüler): Bunlar sahip oldukları bütün mallarını infak edenlerdir.Bu kimseler muhabbet hususunda Allah ile yaptıkları ahde sadık kalanlardır.Hz.Ebubekir 8r.a) bunlardandır.

2- MUTAVASSITLAR (orta halliler) Bunlar ellerinde  bulunan malları bir defada harcamayan, ihtiyaç duyulup istendiğinde infak edenlerdir.Bunlar malı, başkaları adına ellerinde bulundurur ve kendileri ibadete güç yetirebilecek kadarıyla iktifa ederler.

3- ZAYIFLAR : Farz olan zekatı vermekle yetinenlerdir.

 


19 Mayıs 2025 Pazartesi

İBRAHİM PEYGAMBERİN KESTİĞİ DÖRT KUŞ

 İBRAHİM PEYGAMBERİN KESTİĞİ DÖRT KUŞ

Dört kuş ile nefiste buluna ndört manaya işaret edilmiştir.Tavus ziyneti, Karga emeli, horoz şehvetikartal (yahut kaz) hırsı temsil etmektedir.Bundan hareketle kim mücahede ile nefsini boğazlamazsa müşahede ile kalbini diriltemez.

Mesnevi’de gelmiştir ki:

Tavus kuşunun hırsı kazın hırsının elli katıdır.

Şehvet hırsı yılana , makam hırsı ejderhaya benzer.

Kazın hırsı, baş olma sevdasında ondan yirmi derece fazladır.

Yemek yiyen yüz kişi bir sofranın etrafına sığar

Lakin baş olma sevdalısı iki kişi cihana sığmaz

Kara karganın gak gak diye nara atması,

Daima yiyip içmek, bu dünyada ömür sürmek içindir.

Nitekim İblis-i lain de Cenab-ı Hakk teala’dan

Kıyamete kadar ömür ve hayat talebinde bulundu

Hayat da ölüm de Hakk ile olursa güzeldir.

Hakk’tan uzak bir abı hayat , su değil ateştir.

Hakk7ın rızasını talep edenlerin hayatı hoş ve güzeldir

Karganın hayatı laşe ve dışkı yemekten ibarettir.

Dört kuştan murad, insan çamurunu oluşturan dört unsurdan doğmuş sıfattır. Bunlar toprak,su, hava, ateştir.Her bir unsurun kendin yakın diğer bir unsurla birleşmesinden ikişer sıfat doğmuştur.Toprak ve suyun birleşmesinden HIRS VE CİMRİLİK ortaya çıkmıştır.Bu iki sıfat birbirine çok yakındır. Biri bulununca muhakkak diğeri de bulunur.Ateş ve havadan öfke ve şehvet meydana gelmiştir. bunlar da birbirine yakındır ve beraberce bulunurlar.

Bu sıfatlardan her birinin, sükunet bulmaları için kendisinden yaratılan birer eşleri vardır. Havva ve Adem gibi. Bunların birleşmelerinden bir takım sıfatlar ortaya çıkar. Hırsın eşi hased, cimriliğin kin ,öfkenin kibirdir. Şehvet için hususi bir eş yoktur.O herbir sıfatın maşuku durumundadır.her sıfatın ona bağlanan bir yönü vardır.

Bu yedi kötü sıfat cehennemin yedi kapısını temsil eder. Halk durumlarına göre bu yedi kapıdan cehenneme girer.Her kapı için ayrılmış yedi zümre vardır.Bir kimsede Bu sıfatlardan hangisi üstün olursa o sıfatın temsil ettiği kapıdan cehenneme girer.

Hırs cimrilik , şehvet ve öfke gibi sıfatlardan herhangi biri bir insanın ruhani cevherine üstün gelirse onun safiyetini bozar ve vatanı aslisine dönmesini engeller. Fakat şeriatın emri ile bu sıfatların güçleri kırılır, kuvvetleri azaltılır, nurları söndürülür ve etkileri yok edilip , ayrı ayrı parçaları birleştirilip dörde taksim edilir  ve ruh ve nefis  ve kuvvet dağları üzerine konulursa bu parçalardan her biri kuvvet bulur ve gelişir. Nihayet ruhi insani tasarrufta bulunarak bunları diriltir. Neticede kötü vasıfları yönünden ölü olan bu sıfatlar ruhani ahlak ile diri durumuna geçer.

ÖLÜLERİN DİRİLTİLMESİ,

 ÖLÜLERİN NASIL DİRİLTİYORSUN?

Bakar suresinde önce Üzeyir peygamberin Harab olmuş bir yeri nasıl eski hale getireceksin? Şeklinde bir sorusu sonrasında Hz.İbrahim’in “Ya Rabb ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster” suali ve cevapları vardır.Hz.İbrahim'in sorusu aynel yakine ulaşmak duygusudur. Çünkü inancı mevcuttur.Fakat kalbimin mutmain olması , gerçeği yakinen görüp sükunete erip huzur bulmak istemesindendir.

ÜZEYR B.SERHIYA

 ÜZEYR B.SERHIYA

 İsrailoğulları şer ve fesadda haddi aşınca Hak Teala onlara Babilli Buhtunnasr’ı musallat etti.Buhtunnasır altıyüzbinkişilik bir ordu ile onların üzerine yürüdü.Şam’ı ele geçirip Beyt-i Makdis’i yerle bir etti.Sonra İsrailoğullarını üç guruba ayırdı.Bunlardan birini öldürdü.Bir gurubu Şam’da bıraktı.Diğer gurubu ise esir aldı.Esir alınanlar yüzbin kişi idiler.Buhtunnasır bu esirleri , beraberinde bulunan meliklere taksim etti.Her bir Melike dört çocuk düştü.Üzeyir de esir edilenler arasında idi.Allah Teala ,Üzeyr’i onların ellerinden kurtardı.O merkebi ile birlikte Beyt-i Makdisin yanından geçerken , orasının çok perişan bir durumda olduğunu gördü.Buranın sakinleri göçmüş, binaların direkleri devrilmiş ve çatıları çökmüş idi.İşte Üzeyir o zaman.” Ölümümden sonra Allah bunları nasıl diriltir acaba?” dedi. Allah Üzeyir’i öldürdü ve yüz sene sonra diriltti.Bu ölüm hayatının bitmesi sebebiyle değil de ibret içindi.Yüz sene sonra dirilttiğinde Hak Teala sordu:”Ne kadar kaldın_” diye.

Üzeyr “Bir gün yahut biraz fazla” deyince Hak Teala “Yüz yıl kaldın” deyince şaşırdı.Hak Teala “Yiyeceğine ve bindiğin eşeğine  bak” dediğinde ,ölmeden önce topladığı meyvenin(incir ve üzümün) taze olarak durduğunu eşeğinin ise ölüp kemiklerinin dağıldığını müşahede etti. Sonra Cenab-ı Hakk kudretiyle eşeğin çürümüş kemiklerini bir araya getirip dirilitti.

Üzeyrin ölümünün üzerinden yetmiş sene geçmiş iken,Hak Teala İranlı hükümdarlardan güçlü birisini Beyti Makdis'i yeniden yapmak üzere görevlendirdi.Bu padişahın ismi Yüşek idi. Allah buhtunnasır’ı beynine soktuğu bir sinekle helak etti.İsrailoğullarının sağ kalanları Beyti Makdise döndü.

Üzeyir dirildikten sonra eşeğine binerek kendi mahallesine geldi.Ancak insanlar değiştiği gibi evlerde değişmişti.Kimse Üzeyiri tanımadı.Üzeyir evinin bulunduğu yere geldi. Orada yaşlı ve gözleri kör bir kadını gördü. Kadını tanıdı ; ve ona “Ey Falan bu ev Üzeyrin evi değilmidir? Diye sorunca Kadın:Ev onundur.Fakat biz onu kaybettik ve ne olduğunu bilmiyoruz dedi. Ve içli içli ağladı.

“Üzeyr kendini tanıttı:”Ben Üzeyir’im dedi.Kadın:Süphanallah bu nasıl olur? Deyince üzeyr. Allah Teala beni yüz yıl ölü sakladı sonra diriltti dedi.Kadın: Üzeyr duaları kabul edilen biri idi.Bana dua ette gözüm açılsın’ deyince Üzeyr dua etti ve gözlerini sıvazlayınca kadının gözü açıldı. Kadın:Evet tanıklık ederim ki sen Üzeyr sin dedi.Sonra kadın oradan ayrılıp İsrailoğullarının mahallesine vardı.orada Üzeyirin 118 yaşında olan oğlu da vardı.Kadın onlara:İşte bu size gelen Üzeyir dedi.Fakat onlar kabul etmeyip yalanladılar.Sonra oğlu “Babamın iki omuzu arasında ay kadar siyah bir ben vardı dediler açıp baktılar aynen dediği gibi idi.

Buhtunnasır Tevrat okuyucularından kırkbin kişiyi öldürmüştü.İsrailoğfullarına Tevrat okuyacak kimse kalmadığı gibi herhangibir Tevrat nüshası da yoktu.üzeyr Tevrat’ı onlara en ufak hata yapmaksızın ezberden okudu.Buhtunnasırın helakından sonra Beyti Makdise dönen biri dedi ki:”Babam bana, dedemin esir edildikleri gün Tevrat'ı bağda gizli bir yere sakladığını söylemişti. Eğer bana dedemin bağını gösterirsen onu bulabilir ve size gösterebilirim”. Tarif edilen yere gittiler ve orada Tevrat'ı buldular. Bununla Üzeyirin ezberinde imla ettirdiğinin aynı olduğunu gördüler.

DÜNYA

 DÜNYA ALÇAK OLAN ŞEYLERİN BAŞINDA GELİR

İnsan dünyada yaşar ve orada olgunlaşmak ister.İlk önce kemalin mal mülk toplamakta olduğunu zanneder ve mal mülk toplamağa başlar.Sonra bunun şan ve şöhrette olduğunu zanneder.Bütün malını şan ve şöhret elde etmek için harcar.Sonra sırasıyla makam ve mevkide, daha sunra sultanlık ve hükümdarlıkta  olduğun düşünür.Herhangibir mani olmadığı sürece bütün dünyaya malik oluncaya kadar bu yolda yürür.

İnsan olgunluğa erme yolunda durmak bilmez.Bilakis istiğnası arttıkça hırsı artar.Hırsı arttıkça da ; süfliyattan elde etmedik hiçbir şey kalmayıncaya kadar arzu ve isteği ziyadeleşir.Yin içindeki arzu dinmez.Bu kez ulvi şeylere yönelir.Yeryüzü hükümdarları ile münazaaya tutuşur.Bu da yetmez.Bütün meliklerin meliki  ve göklerde  ve yerde olan bütün mülkün sahibi Allah ile münazaaya tutuşur.Nihayet Nemrud gibi ilahlık iddia eder. Azgınlığının sebebi ise kendisini herkesten ve her şeyden müstağni görmesidir.Allah Teala: “ Gerçek o ki, insan (ilim ve malda) zengin olduğunu görmesiyle azar”( Alak 6)

İnsanoğlunun ihtiyaçsızlığı arttıkça azgınlığı da o nisbette artar.Hatta o seviyeye gelir ki bütün nimetlere  karşı nankörlük eder.Bütün bunlar nefse uymak suretiyle özde meydana gelen bozukluk sebebiyledir.Eğer insan özünü terbiye eder , onu nefsin eline bırakmaz ise , istidadına göre kemale doğru yol alar.Nitekim Alla Teala  bu konuda şöyle buyurur:” Sizi doğru yola ulaştırayım”(Gafir 29) Bunu gerçekleştirecek olansa Hz.Peygamber (a.s) dır. Bir de insanların terbiyesi ile görevli mürşidi kamil dediğimiz Hz.Peygamber'in halef ve varisleridir..Mürşidin terbiyesi , müridi Allah’dan başka her şeyden uzaklaştıracak en yüce kemal noktasına ulaştıracaktır. Böylece mürid kendi varlığından sıyrılarak Allah ile var olma şerefine yükselecektir

Kişini özü bozulur ve kendisini kemale ulaştıracak kabiliyetlerden uzak kalırsa tıpkı Nemrud gibi “ Ben de diriltir, ben de öldürürüm” der. Fakat sözünü ıslah eder ve istidatlarını kemal derecesini bulmaya yönlendirirse “ Allah’dan başka mevcud yoktur” demeye başlar.Nemrudlaşan nefsini “La ilahe illallah” tokmağı ile döver.Allah müşrik topluluğu tevhid alemine ulaştırmaz Şirk büyük bir zulümdür

Büyük bir taşın üzerinde şu yazılar mevcuttu:” Dünyalık bir şey ile sevinmen senin Allah’dan uzak olduğunu gösterir. Elindeki şeye güvenmen Allah’a bağlılığının azlığını delildir. Zorluk zamanlarında insanlardan yardım beklemen  Allah'ı tam manasıyla bilmediğini gösterir.

Sa’di der ki:

İşittim ki iyi tabiatlı sultan Cemşid

Bir çeşme taşının üzerine şunları yazdırmış:

Bu çeşmeye bizim gibi çok kimse geldi.

Ve gitti.bu dünyaya gözlerini kapadı.

Ben mertlik ve kuvvetle dünyayı tuttum.

Lakin ne fayda. Saltanatı kendimle götüremedim.Herkes bu dünyada ektiğini biçmeye gidiyor;

Kalan ise iyi veya kötü namdan başkası değil.

İNSANLAR ÜÇ GURUPTUR

 İNSANLAR ÜÇ GURUPTUR

1-    ASHABI MEYMENE . Allah7ın cemal sıfatının tecellisine mazhar olan cemal ehli.

2-    ASHAB-I MEŞEME. Allah'ın celal sıfatının tecellisine mazhar olan celal ehli

3-    MUKARRABUN. Kemal ehli insanlardır.Allah7ın kemal sıfatının tecellisine mazhur olmuşlardır.