TALUT-CALUT-DAVUD
Bakara suresi 251 ayetinde geçen bu isimlerin zahiri manalarının ötesinde
batını manaları da mevcuttur.Kalb, Davut ile ifade edilmiş, nefs Calut ile
manalandırılmıştır.Hz.Davud7un düşmana fırlatmak için sapanına aldığı taşlar
ise dünyaya karşı hırs, ahirete meyil ve
heva ile nefse bağlılık taşlarıdır.Sonra bu üçü , “ Allah’tan başkasına iltifat
“ olarak tek taş haline dönüşünce kalb Davud7u onu teslimiyet verıza sapanına
koyarak nefis Calutuna attı.Allah Teala inayet rüazgarını müsahhar kılarak
atılan taşı, nevayı nefsin miğferinin kenarına isabet ettirdi.Böylece miğfer
yere düşüp kalpteki faydasız pek çok haslet çekip gitti.Bunun akabinde nefsin
sıfat ve ahlakından otuz tanesi daha öldürüldü.Allah Teala bu şeytanlardan ve
onların hiziplerinden müteşekkil arta kalan orduyu hezimete uğrattı.
“Allah ona hükümdarlık ve hikmet verdi”.
Yani Kalb Davud’una hilafet hükümdarlığını
ve Rabbani ilhamlar hikmetini verdi.Ve ona Kur’anın hakikat, esrar ve
işaretlherinden dilediğini öğretti.
“ Eğer Allah , insanların bir kısmıyla
diğerlerini savmasaydı” ayetinde şuna işaret vardır: Eğer Allah talep erbabını,
Allah7a vasıl olmuş meşayıh vasıtasıyla seyr ü süluk yoluna sokmasaydı, onların
, kavim olan dinin kemalatını , nefs Calut’unun ve onun ordular halindeki kötü
sıfatlarının istilasından korumak ve yine bunların , ruh beldelerini harab
etmelerini engellemek üzere ahseni takvim üzere yaratılan istidat ve
kabiliyetleri bozulurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder