3 Ocak 2021 Pazar

HAKİKAT ÇIPLAK OLARAK İFADE EDİLMEZ

Erenler, hiçbir zaman çıplak ifade etmemişlerdir.Çıplak ifade edenler Şeriatın keskin kılıcına muhatap olmuşlardır."ARİF OLAN ANLAR BU İLM-İ RAZDAN/CEVHER-İ HAKİKAT ÇIKAR MECAZDAN" düsturuyla hareket etmişlerdir. Cenab-ı Resullahımız ledünni hakikatı, halktan halkın kendi lisanıyla gizlediği gibi, ehli tasavvuf ise mecazlarla gizlemiştir."Şeriat, Tarikat yoldur varana/Marifet hakikat andan içeri" beytiyle veciz olarak ifade edilen idrak değişimidir.Bu idrak değişimini yaşayanlar iç dünyalarındaki düğümleri çözdükce dış dünyalarına bu durumu yansıtırken mecaza başvurmuşlardır.Böylece şeriat makamı şarabı yasaklarken hakikatte şarap aşk ve irfanın sembolü olmuştur.Marifet sahibi de "Ey zahid şaraba eyle ihtiram" diyerek zahidi kabuktan öze , dıştan içe çekmeye çalışmaktadır. Tasavvuf her makamda ayrı bir şey vazeder. Mutasavvıf hangi makamda ise vaz edilen konuyu da bu makamdan değerlendirir.Örneğin irfan kesbetmeyen bir salik, Fuzuli divanını okusa "Allah Allah bu ne dindir puta secde vacib olmuş" mısraından hareketle Fuzuli için zındık olmuş diyebilir. Marifet ehli ise buradaki sanemden yani puttan,Samed olan Allah'a gider. Zira o, meseleye vahdet idrakiyle yaklaşır. Hakk dan başka bir şey yoksa ,"O'nun nuru herşeyi kuşattıysa";"Nereye yönelirseniz Allah'ın vechi orada " ise her gördüğün varlık onun eseridir.Eserin içinde kendinden başka nesne yoktur.der. Böylece , mecazdan hakikati çıkartır. Demek ki, tasavvufun ilkelerini tek zaviyeden değerlendirirsek işin içinden çıkamayız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder