Emre – Develi’nin bazı hâlleri hatırımda kalır:
Kanûnu Medenî ile tekkeler kapanınca, kendisi Namrun’a gitmişti… Üç sene yaz kış orada kaldı, Tarsus’a inmedi. Hâlbuki tarîkat, şeyhlik diye bir şey bilmezdi. O zaman öyle icabetmiş ki öyle yapmış. Hattâ bazı arkadaşlar, tekkeler kapanmadan evvel: “Para toplayalım da, bir tekke yapalım.” derlerdi de: “Oğlum tekke bizim gönlümüz…” derdi.
Birgün, hem de bir kış günü Namrun’dan gelmiş. Öyle bir üşümüş ki… Oturuyor. Derken arkadaşlardan biri nasılsa: “Efendim, ben âşıkım…” dedi. Develioğlu bunun sözüne başladı gülmeye; “Âşık siz misiniz, ben miyim? Şu hâlime bak… Bu ihtiyar hâlimle beni ta oradan buraya getiren şey, benim size olan aşkımdır… Siz Namrun’a gelemiyorsunuz; ben her şeyi bırakarak geldim. Âşık kimmiş bakalım, siz mi, ben mi?” Baktım, âşık, kendisiydi hakîkaten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder