Sultan Abdülhamit Devrinde, Çerkez Hacı Mustafa, Kasımpaşalı Ali Hasan ve Suriyeli Hristiyanlardan "Molla" lakaplı birisi bir araya gelip bir şirket kurmuşlar ve bu şirket Osmanlı ülkesinden çoğu tekke mensubu otuz kadar insanı kendileriyle bir sözleşme yaparak Amerika'ya dini ayin icra etmek üzere götürmüşlerdi. Bugünkü turistik Mevlevi ayinleri gibi, Newyork'un Hristiyan halkına biletle girilen salonlarda çeşitli tarikat ayini icra ederek gösteri yapacaklardı.
Bu adamlar bir kaç kerre bu gösteriyi yapmışlarsa da kendilerini bir sözleşme ile Amerika'ya getiren şahıslar paralarını vermeyince bunlar, şikayette bulunmak üzere Osmanlı Konsolosluğuna müracaat edince hadise öğrenilmiş, Sultan Abdülhamid hepside Osmanlı tebaası olan bu adamların dini bir ayini, bir nevi gösteri şeklinde icra etmenin yakışıksızlığını ihtar ile kendileri madden tatmin edilip Türkiye'ye dönüş paraları dahi verilmek suretiyle bu çirkin teşebbüsü önlenmiştir.
Devlet kudretli olursa, dünyanın neresinde olursa olsun dinimize zarar veren hareketleri önleyebiliyordu.
Hakk derdi olmayan günlük yaşayanlar sureten insan gibi gözükse de sireten dört ayaklı mesabesinde olmakla izzetleri asla olmaz. Bu nedenle itibarları da olmaz.
Bu adamlar bir kaç kerre bu gösteriyi yapmışlarsa da kendilerini bir sözleşme ile Amerika'ya getiren şahıslar paralarını vermeyince bunlar, şikayette bulunmak üzere Osmanlı Konsolosluğuna müracaat edince hadise öğrenilmiş, Sultan Abdülhamid hepside Osmanlı tebaası olan bu adamların dini bir ayini, bir nevi gösteri şeklinde icra etmenin yakışıksızlığını ihtar ile kendileri madden tatmin edilip Türkiye'ye dönüş paraları dahi verilmek suretiyle bu çirkin teşebbüsü önlenmiştir.
Devlet kudretli olursa, dünyanın neresinde olursa olsun dinimize zarar veren hareketleri önleyebiliyordu.
Hakk derdi olmayan günlük yaşayanlar sureten insan gibi gözükse de sireten dört ayaklı mesabesinde olmakla izzetleri asla olmaz. Bu nedenle itibarları da olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder