Halk arasında ziyadesiyle kurnazlar için "dört gözlü " tabiri kullanılır.
Marifet ve gerçek iman sahibi bir müminin iki iç, iki de dış gözü vardır. Dış gözleriyle (beden gözüyle)Allah'ın yer yüzünde yarattıklarını görür, iç gözüyle de gökyüzünde yarattıklarını görür.S onra kalbinden perde kalkar, teşbihsiz ve tekyif (keyfiyeti anlatılamayacak ve herhangi bir şeye benzetilemeyecek ) bir surette Allah'ı görür de O'nun sevgili, yakın kulu olur. Kalpten perdeyi kaldıran yegane şey, insanlardan, nefis ve hevadan ve şeytandan uzaklaşmaktır. Allah yerin hazinelerinin anahtarını onun eline vermiş, artık taşın ve toprağın onun yanında bir farkı kalmamıştır.
Azizim Necib Sultanım anlatmıştı. Seyyid Ali Baba Rahmetullah,1980 ila 1984 yılları arasında prostad ameliyatı nedeniyle Dörtyol İcadiye mahallesinde bir bahçe içinde ev dışına kurdurduğu bir hayma altında dört yıl, dört ay, dört gün yaşamıştı. Ben Dörtyol Kuzuculu beldesindeki evimden akşam yemeğini yedikten sonra üç yahut dört kilometre uzaklıktaki çadırına ziyarete geliyordum. Dönüş saat gece yarısına denk geldiğinden, beni dönüşte, Seyyid Alibaba' hazretlerine hizmet eden sakallı Ali isimli birisi traktöre bindirerek götürmekte idi. Ben kuzuculu mahalle sınırları içinde indirmesini söylüyordum o ise hizmet sevap olsun diye beş yüz metre daha ileri eve bırakıyordu. 12 Eylül sokağa çıkma yasağı günleri idi. Devlet, anarşik hadiselerin ziyadesiyle yaşadığı kuzuculu mahallesine ilave bir karakol kurmuş, başına da dört çizgili bir astsubayı görevlendirmişti. Ben evimden çıkıp Ali Babaya giderken siyah renkli bir araba Dörtyol-Erzin istikametinden gelip yanımdan geçiyor, dönüşte ise aynı araba Erzin-Dörtyol istikametinden gelip yanımızdan geçiyordu. Belli ki denetim amaçlı bir takip vardı. Bu hususu Ali Baba Rahmetullah'a ilettim. Celallenerek Buyurdu ki "asfalttan aşağıya bir adım atamazlar. Dörtyol Erzin asfaltından ayrılan bir ara yol ile hazretin kaldığı ve vefatından sonra türbe olarak kalan çadırının arası 400 metre mesafede idi. Gerçekten de sıkıyönetim ve dışarı çıkma yasağı kaldırılana dek,Seyyid Ali baba hazretlerinin çadırının etrafında toplanan insanlar cuma gecelerinde sesli bir şekilde zikir çekerlerken, askeriye tarafından hiçbir rahatsızlık verilmedi...
Marifet ve gerçek iman sahibi bir müminin iki iç, iki de dış gözü vardır. Dış gözleriyle (beden gözüyle)Allah'ın yer yüzünde yarattıklarını görür, iç gözüyle de gökyüzünde yarattıklarını görür.S onra kalbinden perde kalkar, teşbihsiz ve tekyif (keyfiyeti anlatılamayacak ve herhangi bir şeye benzetilemeyecek ) bir surette Allah'ı görür de O'nun sevgili, yakın kulu olur. Kalpten perdeyi kaldıran yegane şey, insanlardan, nefis ve hevadan ve şeytandan uzaklaşmaktır. Allah yerin hazinelerinin anahtarını onun eline vermiş, artık taşın ve toprağın onun yanında bir farkı kalmamıştır.
Azizim Necib Sultanım anlatmıştı. Seyyid Ali Baba Rahmetullah,1980 ila 1984 yılları arasında prostad ameliyatı nedeniyle Dörtyol İcadiye mahallesinde bir bahçe içinde ev dışına kurdurduğu bir hayma altında dört yıl, dört ay, dört gün yaşamıştı. Ben Dörtyol Kuzuculu beldesindeki evimden akşam yemeğini yedikten sonra üç yahut dört kilometre uzaklıktaki çadırına ziyarete geliyordum. Dönüş saat gece yarısına denk geldiğinden, beni dönüşte, Seyyid Alibaba' hazretlerine hizmet eden sakallı Ali isimli birisi traktöre bindirerek götürmekte idi. Ben kuzuculu mahalle sınırları içinde indirmesini söylüyordum o ise hizmet sevap olsun diye beş yüz metre daha ileri eve bırakıyordu. 12 Eylül sokağa çıkma yasağı günleri idi. Devlet, anarşik hadiselerin ziyadesiyle yaşadığı kuzuculu mahallesine ilave bir karakol kurmuş, başına da dört çizgili bir astsubayı görevlendirmişti. Ben evimden çıkıp Ali Babaya giderken siyah renkli bir araba Dörtyol-Erzin istikametinden gelip yanımdan geçiyor, dönüşte ise aynı araba Erzin-Dörtyol istikametinden gelip yanımızdan geçiyordu. Belli ki denetim amaçlı bir takip vardı. Bu hususu Ali Baba Rahmetullah'a ilettim. Celallenerek Buyurdu ki "asfalttan aşağıya bir adım atamazlar. Dörtyol Erzin asfaltından ayrılan bir ara yol ile hazretin kaldığı ve vefatından sonra türbe olarak kalan çadırının arası 400 metre mesafede idi. Gerçekten de sıkıyönetim ve dışarı çıkma yasağı kaldırılana dek,Seyyid Ali baba hazretlerinin çadırının etrafında toplanan insanlar cuma gecelerinde sesli bir şekilde zikir çekerlerken, askeriye tarafından hiçbir rahatsızlık verilmedi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder