Bu hususla alakalı Lalizade Abdülbaki hazretleri şunları söyler:
"Bilindiği gibi Resulü Ekrem efendimizin (sav)tam varisi olan Zamanın Kutbu ahirete yürüdüğünde, saliklerin kalp feleklerinin merkezi kim olduğu dil ile söylenmez.Lakin o fazlı ilahi devleti kime nasip olursa Hak teala ona bütün esma, sıfat, efal ve zatıyla vasıtasız tecelli eder; mübarek kalbi, vahdet güneşinin nurunu yansıtan parlak bir ayna olur. Müritlerin işlerini Hak ve adalet üzere görmek için ,kutupluk makamına Allah Teala tarafından halife ve hakim tayin olunduğunun şahidi ,o ilahi nurdur.Bu ilahi nur, kendisinin tam manasıyla peygamber varisi olduğunun kesin delilidir, kutup olduğundan hiç şüphesi kalmaz.Bu hususta
-"Acaba ben miyim ki? "denmez.
İkinci olarak beşeri vasıflardan tamamen temizlenip soyulan ve muhabbet nurlarıyla iki cihan bağından kurtulan "efrad"ın şahitliğidir.Bunlar o muhabbet güneşine bağlıdırlar. Kutup hangi "batı"nın "doğu"su orada doğarsa bunlar da onunla beraber doğar.
-"Acaba kimdir?"diye araştırma gereği duymazlar.Kutbu şahsen tanıyıp görerek şahitlik yaparlar.Bunlarla kutup arasında fark yoktur.Tek fark,nurları yayıp dağıtmak işe Kutup hazretlerine,ait olduğundan ,nurları doğrudan almayıp kutup vasıtasıyla almalarıdır.Ama öyle bir şekilde ki Hu Hu olup güya vasıtasız ,doğrudan doğruya alırlar.Lakin bir talibi gönül haline getirmek isteseler ve kalbine cezbe ve muhabbet nuru gelmesi için himmet etseler,asıl feyiz verenin Kutup olduğunu kendilerinin onun vasıtası olduğunu talibe işaretle bildirirler.Bazen gaflet yüzünden söyleyenler gibi ;
-"Bu hal size bizden verildi"diye kendilerine isnat edilip ilahi kapıdan kovulmazlar
Üçüncü olarak "ulul ilm " olanların şahitlikleridir.Bunlar henüz efrad mertebesine erişmemiş olmakla birlikte, o muhabbetin güneşi olan pir nazarından ışık aldıklarından kutupluğun özellik ve alametlerini bilirler.Alemin kutbu öbür aleme göçtükten sonra tarikat kardeşlerinden her birine gönül koşup o hakikat güneşinin nuru hangi burçtan parlarsa hiç şüphe etmeksizin onun halife olduğuna şahitlik ederler.
Bazısı dış görünüşünden de Kutbun yüzünde veya gözünde bir nişan görür, zevki olan bu nişanla mübarek şahsını bilir ve bulur.Muhabbet nuruyla kutup olduğuna şahitlik eder.
Bu mertebenin aşağısında olanlar ,yarasa gibi hakikat güneşinin nurunu anlayamazlar ve tanıyamazlar.Onlara lazım olan muhabbet ehline uymak ,aczini ve kusurunu itiraf etmek, ve Cenab-ı hakka yalvarıp yakarmaktan geri kalmamaktır. Bir gün Allah'ın lütfu basiret gözlerini açar ve marifetullah şarabı içerler, o muhabbet nuru kalpte ortaya çıkıp görünür ve ilmel yakin, aynel yakin ve hakkal yakin mertebeleri ile gönül fitilinden parıldar ve böylece ulül ilm zümresine girerler.Şu ayeti kerimeyi okuyarak Hakk'ı bulup gönül sırrına ererler:"Şehidellahu ennehu.."(3/18)
Malum olsun ki muhabbet tarikatına bağlananlar ve hakikat sohbetine varanların dilinde "Kıyamet-i kübra"ve "tamme-i uzma"halifelik ve kutupluğun intikalinden ibaret bir manadır.
O gün bir mahşer günüdür ki"Yevmetüblesserair: o gün sırlar açılır(86/9"ayeti gereği olan bütün müritlere ve muhiblere ,kabiliyetleri kadar bir sarhoşluk ve haşyet gelir ki kimine saadet, kimine şekavet, kimine cehalet ve kimine marifet zuhur eder.Kabiliyetlerine göre acaip şekil ve davranışlar ortaya çıkar.Bir çoğu hidayete erişip doğru yolu bulurken bir çoğu da delalete düşüp sapıtır, bir kısmı hayret deryasına dalar, boğulur Allah korusun
Kimi halife olduğunu iddia edip doğru yoldan çıkar ve bir çok Hak yolcusunun yolunu kesip saptırır.Bazıları zındıklık ağına yakasını kaptırıp dinden çıkar.Bazıları kibre düşer, kendini beğenip üstün görmeye başlar ,kimi inatlaşmayı huy edinir.Bazıları da vehim ve hayal karineleriyle ,kuruntularla meşrebine uygun olanları zamanın kutbu sanır.
Bir kısmı da kimseye kalbini bağlayamaz, tereddüte saplanır kalır, bazıları da irfan sınırından ayrılır ,çeşit çeşit haller ve sırlar ortaya çıkmasıyla büyük zahmetler çekerler."Allah kime hidayet verirse ,o yol bulmuştur"mealindeki 7/97 ayeti gereğince Allah'ın inayetini uzun zaman beklemekten başka çare kalmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder