ŞEYH OSMAN SERACEDDİN
HAZRETLERİ
Azizim Necip Efendi anlatmıştı.Seyyid
Ali Baba hazretleri bana,Kırıkhan’da bulunan bir adamdan bahsetti.Tatlıcı Hacı
İzzettin Eroğlu’ndan.Kırıkhandan geçerken bu zatın evinde misafir olarak
kaldığını,bu zatın hanımının da kocasına biraz meşakket verdiğini,bu zatın
evinde kalmak gerekir mi?gerekmezmi?diye bana sual yöneltti.Üçlerden bir zat
güya bana sual soruyor.Haşa.Sualin altında bir mana aramak gerek diye
düşündüm.Ben mutlaka bu zat ile tanışmalıyım düşüncesi ile hemen kırıkhan’a
gittim.Adamı tanımıyorum.Dört yol ağzında indim.aradığm adamın ismini yahut
tatlı dükkanının neresi olacağını soracağım.Kalabalık içinde birisi dikkatimi
çekti.Sanki birisini arıyormuş gibi etrafa bakınıyor.Benden yaşça ileri.Yanına
yaklaştım.”Efendi ! Tatlıcı İzzettin diye birini arıyorum,dükkanı nersi?”diye
sorunca adam bana dikkatlice baktı ve “Seni Ali Baba mı gönderdi?”dedi.Anladım
ki aradığım adam imiş.”Haydi eve gidelim “diyerek ara sokaklardan yürüyüp sokak
içinde ikinci kat olan evine götürdü.Evindeki sohbette şunları anlattı:”Seyyidlerden
Osman Seracettin hazretlerine üç ayda bir ziyarete giderim.O zaman İran’da
idi.Bir ziyaretimde hazreti beklerken bir de baktım bekleyenler içinde Kırıkhan’ın
külhanbeyi ,zenginlerden haraç alan,etrafında yirmi otuz adamı olan,vurducu
kırdıcı birisi bekliyor.Şehirden tanıdığım için hayret ettim.Sordum :”Sen burda
ne geziyorsun?”.Adam bana :”Bu zattan ne istekte bulunursan Allah verirmiş
dediler.Bende istemeye geldim.Araba ,avrat,para isteyeceğim”dedi.Biraz sonra
Şeyh osman Seraceddin hazretleri içeri geldi.misafirlerle musafahalaşırken
bizim hemşeri Şeyhe aynı şeyleri söyledi:”Efendim ben bekarım Avrat
istiyorum.Araba istiyorum.Para istiyorum”dedi.Seraceddin hazretleri gülümsedi
ve “Allah versin”dedi.Memlekete döndüm ve bu adamın şu hikayesine muttali
oldum.Bu adam şehrin Hassa yolu üzerinde Beyazid-i Bestami hazretlerine
giderken sağ tarafta şehir dışında ıssız
bir mevkide tek odalı kerpiç bir evde
tek başına yaşar.Odaya küçük bir mutfak
bitişiktir.tuvleti dahi dışarıdadır.adam belalı ,vurducu kırdıcı olduğu
için Belediye bile illallah etmiş elektrik ve su çekmiştir.Zenginleri
dolaşır,onlardan ”koruma bahanesiyele” haraç alır.Tüm kavgaların içinde
vardır.hadiseden kendisi sıyrılır.butlaka içeri adamlarından birisi
girer.Reyhanlı’nın zengin ağalarından birisi arabası ile Kırıkhanda bir ağanın
yanına gelir.Bu adamda oradadır.Reyhanlı’lı arabasını değiştireceğin
söyler.Bizim ipsiz lafa girer:Alırım ancak parasını pamukta veririm.Zira
Yörenin iki para kazanç vakti vardır.Tarladaki buğday ve pamuğun hasat
zamanı.Reyhanlılı,bu ipsizi tanımaz,ancak,Kırıkhanlı ağanın yanında gördüğü
için onuda varlıklı biri sanır ve arabanın anahtarını uzatır,gider.Kırıkhanlı
ağa ,Reyhanlılı ağaya bir şey diyemez.Bizim
ipsiz araba sahibi olmuştur.iki üç adamını arabaya bindirir Takım elbiseli bir
vaziyette Maraş’a gezmeye giderken akşam vakti girmiştir.Yol kenarında bir
çiftliğe girerler ve “Tanrı misafiri” derer.Son model arabanın içinde Reis iner
adamlarıda el pençe vaziyette saygı gösterirler.Çiftlik sahibi bunu zengın biri
sanır.Bir koyun kestirir akşam misafir eder.Reis,sohbetin koyulaştığı bir
zamanda halinden dert yanar,bekar olduğunu,kısmet bulamadığını”söyler.Çiftlik
sahibi derki,benim sekiz oğlum bir kızım var.İstersen bu kızımı sana
nikahlıyayım der.Köyün imamı çağrılır orada nikah yapılır.Ertesi gün nikahlı
eşini de arabaya alır ve Kırıkhan’a dönerler.Kızcağız tek odalı kerpiç evde
yaşamaya başlar.iki ay sonra Maraştaki kayınpeder kızını ziyaret için iki
oğluyla birlikte Kırıkhan’a gelir,sora
soruştura evi bulur.meseleyi anlar,kızını alır geri götürür.Pamuk zamanı
olmuştur.Araba sahibi gelir ,parasını istemeye .soruşturmuştur ki bu adam bir
berduş.Parasını isteyince adam arabanın anahtarını geri uzatır.Hikaye burada
biter bizimki bir sene ihtişamlı yaşamıştır.Vakit bitmiştir sonra eski hayatına
devam eder.”Azizim sözü burada bitirdikten sonra Osman Seraceddin hazretlerini
Türkiyenin kabul etmediği bir dönemde
(İngiltere’de ,Fransa’da e ispanya’da mekanlarının olduğunu beyanla,Kutup olan
bu zat’ın bu mülklerle ilgilerinin başka
başka hikmetlerinin olduğunu beyanla,başlarında Hacı Nuri olan isimli bir zatın
olduğu İstanbul-Kapalıçarşıda kuyumculuk yapan yirmi esnafın Şeyh Osman Seraceddin hazretleri Türkiyede
iken tüm masraflarını karşıladığını ve her yıl kazançlarından külliyetli bir
miktarın dergahın masraflarının karşılanması amacıyla Şeyhe gönderildiğini belirten
uzun bir hikaye anlatmıştır.Özel sır konularına girdiği için bu hikayeyi
aktarmıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder