MUHYİDDİN İBNİ ARABİ
27 Temmuz 1165 de Eendülüs’ün Mürsiye
şehrinde varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir
On beşli yaşlarda inzivaya çekilir iç
dünyasını dinlemeye çalışırdı.Halveti esnasında Hak Teala’nın ona açtığı
kapılar nedeniyle zamanın kadısı İbni Rüşt’ün kulağına ulaşmıştı.İbni arabi ile
tanışmak istedi.Babası İbni arabi’yi ona götürdü.İbni rüştün yanına
girdiğinde İbni Rüşt ayağa kalktı ve onu
kucakladı.bundan sonrasını İbni arabi şöyle anlatır:”Evet” dedi, ben de “Evet” dedim.Mutluluğu arttı..İşte ben ona
mutluluk verdiği şeylin ne olduğunu anladım ve “Hayır” dedim. Bunun üzerine
bozuldu ve yüzünün rengi değişti.Düşündüğü şeyde şüpheye düştü ve bana “ Senin
keşf ve feyz-i ilahin neticesinde bulduğun şey , bizim nazar yolu ile
bulduğumuz şey midir? Dedi.Ben ona hem “Evet”, hem “Hayır” dedim.Ancak bu
“Evet” ve “Hayır “ arasın8da aniden ruhlar bedenden fırladı ve ne demek istediğimi anladı.Buna muhalif mi
muvafık mı olduğunu anlamak üzere babamdan bir kez daha görüşme talebinde
bulundu.”Bir dizi inceleme yapmadan böylesine bir halvete girmekle bana bu zatı
gösterdiği için Rabbime şükrederim” dedi.Bana kapı araladı ve oradan göründü.”.
İbni Arabi, İbni rüşt ile ikinci kez görüşmeyi ısrarla istedi ve bu zatı kendi
sureti ile beraber gördü.İbni Rüşt görüşmeyi bilmedi, sadece İbni Arabi bildi.”
Sureti ile onu benim vakıama getirdi.araya önce perde kondu.Ben onu görüyordum
ama o beni hiç göremiyordu.Yedi mertebeden her biri diğerinin perdesidir.Dıştan
içe baktığın zaman göremezsin ama içten dışa baktığın zaman görürsün.Aynalı
sistemler gibi bu perdeler de böyledir.Üst altı görürama alt üstü göremez.”Bunu
nüzerine bizim muradımızın böyle olmadığını görerek onunlu bir kez daha görüşme
talebinde bulundum” Buna bir zatın cevherini görme isteği denir.Ona cevher gözü
ile bakar.Onun cevherine bakar ve der ki:” İleride büyük bir kişi olacak veya
hiçbir şey olmayacak” İşte arifler bir kişiye böyle bakarlar.İbna arabi de İbni
Rüşd’ün cevherine baktığında yollarının ayrı olduğunu görür v e bir kez daha görüşme talebinde
bulunmaz.Cevher değişmez.Ancak çok istisnai durumlarda ancak Rabb tarafından
değiştirilebilir.
İlk halvetlerinde bütün peygamberlerle
giörüşmeleri oldu.İsmini dahi bilmeden peygamberlerle görüşüyorduBirden fazla
görüştüğü kimse Hz.Muhammed SAV dir.On beş yaşında bir görüşmesinde
Hz.Peygamber ona “ Bana sımsıkı yapış, kurtulursun” der.bu işaret üzerine
“Hz.Peygamber bundan acaba neyi kasteddi?” diye düşünür ve bu işareti O’nun
sünnetine ittiba şeklinde anlar
İbni arabi’nin 645 eserinden ancak
ikiyüz kırk küsürü bugüne ulaşabilmiştir.Kehf suresinin 60.ayetine kadar 64
ciltlik tefusiri vardı.Ancak bu tefsir günümüze ulaşamamıştır.Sefer Yetzirah
yani Kabala’nın ana metni kuzey ispanya’da bulunmuştur.İbni arabinin vefatından
kırk yıl sonrasına tekabül eder VVe Lyon Üniversitesinden bir profesör ortaya
çıkarmıştır ki en eski Kabala aslında
İbni Arabi’nin bir eserinin aynen İbranice’ye tercümesinden ibarettir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder